Yağız Arel Karahanlı
Cemre'yi bir hışımla yatak odamda bırakıp kendime ait banyoya girip duşun altın da anlımı soğuk mermere dayayıp ılık suyun başımdan aşağıya akmasına izin verirken aklım da sadece dedemin bana söylediği o acı sözler vardı.
Bu konuda onu yadırgamak yerine aksine ona her ne kadar hak versem de sonuçta bu öfkesinin ve kinin sebebi yıllar önce öz evladını kaybedip onu Mardin'in o acımasız kan kokan toprağına tamamen teslim ettiğin de bu kadar hissiz bir insan olmuştu.
Gözlerimi her kapayışım da ise amcamın o güler yüzü ,cana yakın halleri hep aklıma geliyordu dedem her ne kadar onu bu konuda katı biri olarak yetiştirmek istese de yine de amcam bunu çabucak ber taraf edip istediği gibi bir insan olmayı dedeme inat başarmıştı.
O gün bizi konağın avlusun da kurulan kahvaltı masasında bırakırken başına geleceklerden tamamen habersiz bir şekilde oldukça heyecanlı bir şekilde yanımız dan ayrıldığın da ise aklın da sadece arkadaşları ile geçireceği zaman olduğu için öyle apar topar bir şekilde kendisine ait arabasına binip yanımızdan ayrılmıştı .
O gün eğer amcamı son kez göreceğimi bana biri söyleseydi buna hayatta inanmamazdım zaten o gün den sonra Karahanlı konağında amcamın ölüm haberi duyulur duyulmaz oldukça büyük bir yıkım başlamış tekrar eskisi kadar güçlü olamamıştık.
Her ne kadar tüm aşiretleri yönetsede dedem bu acımızı dışarıya yansıtmamak için tüm aşiretlerin ve düşmanlarımızın karşısında adeta yıkılmadığımızı içi kan ağlasada belli etmemişti .
Amcamın ölümün den sonra ise dedem tekrar eskisi gibi olmadığı gibi daha da acımasız birine adeta dönüşmüştü babam ise sürekli amcamın kanı yerde kalmasın diye adamları ile birlikte gecesini gündüzüne katıp Arem ve karısının peşine düşmüştü .
Her defasında başarısız olduğun da ise tamamen yıkılmış bir halde konağa gelip sürekli annemin yanında soluğu alıp ,
"Ben beceriksiz bir adamım daha kardeşimin canına kast edenleri dahi bulamıyorum kardeşim kara toprağın altında yatarken onlar ise tüm bunları yanlarına kar kalırcasına hayattlarına kaldıkları yerden yaşamaya devam ediyorlar işte buda beni kahrediyor."
O gün babamın bu söylediklerini onlar dan habersiz bir şekilde duysam da geçen her gün de babamın her amcamın mezarına giderken mezarının başında adeta günah çıkarırcasına ,
"Affet beni kardeşim ne yazıkki senin istediğin gibi bir abi olmadığım gibi kanın yerde kalmasını ve kanlılarının böyle rahat bir şekilde hayattlarına kaldıkları yerden devam etmelerini sağladığım için sana karşı yüzüm olmadığı için sen den özür dilerim biliyorum senin mezarına gelmeye sen den böyle af dilemeye hiç hakkım yok ."
Babamın acı dolu feryatları ve af dileyip amcamın mezarının başında ağlaması beni derin den etkilediği için babam ve adamları ile tekrar konağa geldiğimiz de artık eskisi gibi neşe dolu ,annesine sığınan Yağız Arel olmayı bırakıp tamamen tüm cesaretimi toplayıp dedemin konakta ki çalışma odasına gidip beni eğitmesini onun istediği gibi biri olacağımı söylemiştim.
Sonuçta daha ilk başından babam dedemin ona vermek istediği aşiretler ağası ünvanını istememiş aile şirketimiz de mesleğini devam ettirmişti amcam ise babamın aksine bunu kabul etmişti .
Yıllarca süren eğitimim den sonra acımasız, kalpsiz, zalim biri olmuştum Amerikada gördüğüm mimarlık eğitimim de üniversitemi birincilikle bitirip Mardin'e tekrar geldiğim de ise amcamın kanlıların peşine hiç vakit kaybetmeden düşmüştüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAHANLININ ESARETİ
Любовные романыAğam kanlınızın izini bulduk İstanbuld'a eşi ve kızıyla sıradan bir esnaf gibi yaşıyormuş zorda olsa tüm imkanlarınızı kullanıp bulduk ismini,kimliğini değistirmiş söylenenlere göre etrafındakilere doğulu olduklarını fakat Şanlıurfalı olduklarını sö...