14. Bölüm

56 3 0
                                    

"İçindeki aşka ihanet ettiğinde Sora
Başka bir tene her dokunuşu
Lanetlemiş soyunu
Böylece gelmiş yeryüzünün sonu

Önce doğmuş Luxuria
Şehevtiymiş onu iten
Başka kollarda teselli aramaya

Şarap gibi kırmızıymış saçları
Dans ederek geçirirmiş zamanı

Biraz büyüyüp olgunlaşınca
Onu arzulamayan kalmamış kimse

Yayılınca diyara bebeğin haberi
Karşı çıkmış bazıları

Elora'yı öldürdükten sonra
Nasıl devam edebilirmiş hayatına?

Sonra da doğmuş Superbia
Kibiri ele almış ipleri
Göstermiş herkese kimseyi dinlemeyeceğini

Bembeyaz saçları varmış babası gibi
İnsanlar sakinleşmiş biraz görünce bebeği
Babasına benzemesi
Getirmiş ona istediğini

Ardından doğmuş diğer kızlar da
Yayılmış kötülükleri dünyaya
Özleri temsil etmiş günahları

Bir kaos patlağı alıp götürmüş yeri
Dizginleyememiş kimse kardeşleri

Bölünmüş yeryüzü yediye
Ama kontrolü ele almış Superbia

Oymuş babasına en çok benzeyen
Kibiri izin vermemiş durmasına
Meydan okumuş kardeşlerine acımasızca

Oturmuş diyarın tahtına
Altından bir taç takmış başına
Ama yanaşmamış kardeşleri
Her şeyi ona bırakmaya
Böylece şekillenmiş şimdiki dünya

Yedi Krallık
Yedi Ulus
Tek Kraliçe Superbia."

(Gökyüzü ve Yeryüzü Tarihi, Tek Kraliçe'nin Doğumu, Bilinen Mit.)

Denes

Gece sıkıcı ve durağandı. Hiçbir zaman bundan zevk almamıştım. Yanımda oturan Andra'nın gözlerinin üzerimde olduğunu hissediyordum.

Rahatsız ediciydi. Lanet bakışlarını üzerimden çek.

İlk defa ailesiyle değil yanımda nişanlım sıfatıyla oturuyordu. Onunla oturmak istemiyordum. Nişanlım olduğu için kendisini çoktan kraliçe olarak görmesini istemiyordum ama isteklerimin önemi yoktu. Sadece yapılması gerekenler vardı. Ve ben de öyle yapıyordum.

Fedora'yı gece başladığından beri görmemiştim. Artık kraliyet sarayına uğraması için hiçbir neden olmadığından en azından onu bugün görmeyi umuyordum.

Kalabalıkta gözlerimin aradığı ilk kişi hep o olmuştu. Çocukken birlikte dersler almak için saraya geldiğinde yanımda olduğunu bilmek beni rahatlatırdı. Küçük bir his olarak başlamıştı ve duracağını sanıyordum. Ama yıllar arzumu körüklemisti.

Konuşmasına gerek yoktu. Ben onun sessizliğini de dinlerdim. 

Benden kurtulduğunu da düşünebilirdi ama istediğimi alırdım.

Tahtımın yanında ayakta duran Kraliyet rahibi Nicholaus kulağıma doğru eğilerek konuştu. "Majesteleri, size uygun bir sövalye bulamadınız mı? Velihat prensin şövalyesiz görülmesi pek çok açıdan tehlikelidir."

Rena'yla katıldığım seçmeler kimseyi kişisel sövalyem olarak atamamla son buluşmuştu. Belki benim için ideal birini bulabileceğimi düşünmüştüm ama o adamlardan hiçbirini yakınımda istemiyordum.

Ölüm Melodisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin