altı

1.1K 44 2
                                    

" Günaydın Mehmet amca." diyerek girdiğim fırında Barış'ı görmeyi beklemiyordum. Hem beklemiyordum hem de istemiyordum, dün akşamdan sonra.

O da beni görmeyi beklemiyordu. Şaşırmış ve aynı zamanda mahcup bir ifade ile bana bakıyordu.

" Günaydın külkedisi." dedi, Mehmet amca. Bana hep külkedisi derdi. "Buyur, Barış oğlum." deyip, elindeki poşeti Barış'a uzattı.

" Mehmet amcam sen bana iki tane zeytinli açma verir misin?"

" Hayırdır, külkedisi. Prensini mi buldun yoksa?" diye sordu, Mehmet amca. İki açma almak istememden dolayı demiş olmalıydı.

Bu soru ile Barış'ın meraklı bakışları bana çevrilmişti. Bu niye hâlâ buradaydı?

" Benim prens ayakkabıyı yanlış prenseslere denetiyor." Ne dediğimin gerçekten farkında değildim. Ne saçmalıyordum ben.

Barış üstüne alınmış olacak ki sırıtarak bana bakıyordu. Ne var dercesine başımı salladım.

" Eninde sonunda seni bulacaktır prensin." dedi, açmaları koyduğu poşeti uzatırken.

" Hiç sanmıyorum be Mehmet amca. Yolunu kaybetmiş benim prens."

" O zaman gerçek prensin o olmadığını anlarsın."

" Haklısın." dedim, parayı uzatırken.

Barış, tezgaha yaslanıp, bizi dinliyordu. Bakışlarımı ona çevirmemle olduğu yerde doğruldu. Mehmet amcaya dönüp, "Kolay gelsin ustam." dedi ve kapıya doğru ilerledi.

" Sağol, oğlum. Sana da kolay gelsin."

" Hadi Mehmet amcam gideyim bende. Dikkat et kendine."

" Sende kızım, hadi iyi dersler."

Dışarı çıktığımda, Barış'ın bir anda karşıma çıkması ile ufak bir çığlık attım. " Barış, ne yapıyorsun ya?"

" Korkuttum mu?" diye sordu alttan alttan sırıtarak. Yok canım ne korkması.

" Seninle uğraşamam."

Gitmek için adım attığımda, bileğimi kavradı. " Nereye ya? Beni bir dinle lütfen."

" Barış seni dinlemek istemiyorum."

" Kim senin prensin? Kime aldın sen bu açmayı?" diye sordu, kaşları çatıldığında.

" Ya sanane, sanane. Bak yine aynı şeyi yapıyorsun. Ben sana hesap sormuyorum. Kim diye sormuyorum. Sen de bana sorma lütfen." dediğimde, bileğimdeki elini yavaşça çekti.

" Pınar, yapma böyle lütfen." dedi, hâlâ gitmeme izin vermiyordu.

" Barış, yetişmem gereken bir okulum var. İzin verirsen gideceğim."

" Ben bırakayım."

" Ben kendim giderim. Hem bir de arabada tartışmak istemiyorum."

" Tamam söz veriyorum ağzımı açmayacağım." dedi, masum masum bakarken.

" Tamam." dedim, sessizce. Yüzündeki ifade yerini sevince bırakmıştı. Neden bu kadar mutlu olmuştu ki.

Arabaya bindiğimizde, dayanamayıp sordum. " Neden bu kadar sevindin?"

" Söyleyemem."

" Ya saçmalama Barış, söyle işte."

" Bir şartla söylerim." dedi, yandan yandan gülerek.

" Sen hep bir şart, hep bir iddia mı koyacaksın?"

" Başka çarem yok. Beni dinlemiyorsun." İnsan olaydın azcık dinlerdim.

" Neymiş o şart?"

" Akşam oturup konuşacağız. Sana kendimi açıklayacağım. Sonrasına sen karar verirsin."

" Sonrası?" diye sorduğumda, kıkırdamaya başladı. Ne demek istiyordu bu ırz düşmanı.

" Yani bana inanıp inanmamak sana kalıyor işte. Anlaştık mı?"

" Bakarız."

" Kızım, delirtme beni." dedi, direksiyonu sıkarken.

" Ben senin kızın değilim."

" Tamam güzelim, anlaştık mı?" dedi, kırmızı ışıkta durduğunda.

Güzelin?

" Sen neden kendini bana açıklama gereği duyuyorsun. Ben anlayamıyorum da." dedim, bedenimi ona doğru döndürdüğümde.

" Sen duymuyor musun?"

" Hayır, duymuyorum." dediğimde, yüzünün düştüğünü fark ettim.

" Bu beni üzer." Sen beni daha çok üzüyorsun be Barış.

Okula geldiğimizde, " Teşekkür ederim." dedim. Emniyet kemerimi çıkarırken, onun da çıkardığını fark ettim. " Sen nereye?"

" Okulunu merak ediyorum. Hangi bölümdü?"

" Barış, sen başka birşeyi merak ediyorsun sanki."

" Kime bu açma?"

" Kendime." Gerçekten kendime almıştım.

" İki açma mı yiyorsun sen?" Kendisi otursa beş açma yer gibi duruyordu.

" Evet, çok açım."

" Gerçekten mi?"

" Evet Barış, gerçekten."

" İnanamadım ama neyse."

" Niye yalan söyleyeyim."

" Tamam tamam özür dilerim. Hadi git sen iyi dersler."

" Sağol, tekrar teşekkür ederim." dedim ve arabadan indim. Okula doğru birkaç adım attığımda, hâlâ gitmemişti. Arkamı dönüp baktığımda, pencereyi açtı.

" Akşam bendesin." deyip, göz kırptı ve uzaklaştı.

in the name of love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin