on dokuz

709 42 1
                                    

" Pınar, Pınar... Pınar güzelim uyan hadi." Barış'ın kısık sesi ile gözlerimi birkaç saniyeliğine açıp kapattım.

" Hıhı." deyip, olduğum yerde daha da yayıldım. Gözlerimi açmak istiyordum ama yorgunluktan gözlerim geri kapanıyordu.

" Ah güzelim..." Sesi kulaklarıma yayıldıktan sonra, arabanın kapısı açılıp kapandı. Çok geçmeden kapım açıldığında, zorlukla gözlerimi araladım.

" Barış..." dememle bacaklarımdan ve sırtımdan beni tutarak kucağına almıştı. " Barış ne yapıyorsun ya? Biri görecek yine." dedim, uykulu sesimle. Gözlerim kısık bir şekilde yüzüne bakıyordum, sırıtmaya başladı.

" Pınar, bizim artık önümüzde bir engel yok." dediğinde, oflayarak başımı göğsüne yasladım. O sırada çoktan binaya girmiştik.

" Yarın magazin programlarında fotoğraflarımı görmek istemiyorum." dediğimde asansörün kapısı açılmıştı.

" Anahtarın nerede?" dedi evime doğru yürürken.

" Çantamda. Çantam nerede?" diye sordum telaşla. Bacaklarımı tutan koluna taktığı kırmızı çantamı gösterdi. Çantamı bana doğru uzattı. Çantamdan anahtarı çıkarıp, bakışlarımı ona çevirdim.

" Ne oldu?"

" İndirmeyecek misin beni?" diye sorduğumda, elimdeki anahtarı alıp, kapıyı açtı.

İçeri girdiğimizde kapıyı kapatıp, odama doğru ilerledi. Yavaşça beni yatağa bıraktıktan sonra ayak ucumdaki örtüyü üzerime örttü.

Ayakta dikilmiş yukarıdan bana bakıyordu. Sırıtmaya başladıktan sonra, yüzüme doğru eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu. Kendini hafifçe geri çekip bir süre orada bekledi. Nefesi yüzüme çarpıyordu. " İyi geceler." dedi fısıltıyla. Geri çekilirken, kollarımı kaldırıp kendime doğru çektim.

" Barış..."

" Güzelim." dedi, şaşkınlıkla bana bakmaya başladığında.

" Benimle uyur musun?" diye sorduğumda gülmeye başladı. Bu teklifi normalde o yapardı.

" Ne?" diye sordu heyecanla.

" Benimle diyorum uyur musun?"

" Sence?" dedi, dudaklarıma kayarken bakışları. Ensesindeki ellerimle yüzünü yüzüme doğru eğdim ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Kendimi geri çektiğimde ensesindeki ellerimi indirip, yatağın yan tarafına doğru kaydım.

Bir süre öylece bekledikten sonra, "Ben bir üstümü değiştirip geleyim." dedi.

" Hayır, gerek yok. Gel işte."

" Emin misin?"

" Of Barış ben dedim zaten sana. Emin olmasam niye diyeyim?"

" Tamam kızma." deyip yatağa girdi. Ardından bir hamleyle beni kendine doğru çekti ve başımı göğsüne yasladı. Elleri saçlarıma çıktı ve yavaşça okşamaya başladı.

" Barış ben seni çok seviyorum galiba." dediğimde kıkırdamaya başladı.

" Galiba mı?"

" Galiba değil, çok seviyorum." dedim, başımı kaldırıp gözlerine baktığımda.

" Ben daha çok seviyorum seni külkedisi." dedi, gözlerimin içine anlamlı anlamlı bakarken. Vücuduna sardığım elimi yanaklarına götürüp, sakallarını okşadım. Yavaşça yaklaşıp dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum.

Nazikçe dudaklarımı öperken olduğu yerde doğrulup sırtımı yatağa yasladı. İki elini kafamın yan tarafına koyup destek alarak üstümde durdu. Nefessiz kaldığımızda kendini çekip başını alnıma yasladı. Hızlı alıp verdiği nefesleri dudaklarıma çarpıyordu. İçim de bir hareketlenme olmuştu. Dudaklarından ufak bir kıkırtı çıktığında, alt dudaklarımı ısırmaya başladım.

Tekrar dudaklarıma kapandığında nazik öpüşleri yerini sert öpücüklere bırakmıştı. Yan tarafımda duran bir elini yanağıma getirdi. Nazik bir şekilde yanağımı okşarken sert bir şekilde dudaklarımı öpüyordu. Sonra dudaklarımdan ayrılıp çenemden boynuma doğru öperek ilerledi.

" Barış..." diyerek inlediğimde, başını gömdüğü boynumdan kaldırıp yüzüme baktı. Gözleri kararmış, elaları bir başka bakıyordu. Bu haline istemsizce gülümsedim. Daha fazla dayanamayıp tekrar dudaklarını öptüm. Öpücüğüm karşılıksız kalmamıştı. Birkaç saniye sonra duraksaması ile kendimi geri çektim.

" Pınar," dedi gözleri hâlâ kapalıyken.

" Ne oldu?" diye sordum.

Gözlerini araladığında, " Pişman olmanı istemiyorum." dedi. Neden pişman olacağımı düşünüyordu ki?

Yanağıma bir öpücük bıraktıktan sonra tişörtünü çıkartıp, yanıma uzandı. Ben ise sadece onu izliyordum, tepkisiz bir şekilde. Kolunu boynuma sarıp, beni kendine doğru çekti ve çıplak göğsüne yasladı. Şaşkındım, hem de çok. Böyle birşey yapmasını beklemiyordum.

" Bana kızma lütfen. Bende çok istiyorum ama en azından bana tam anlamıyla güvenene kadar bekleyelim." deyip, saçlarıma bir öpücük kondurdu. Ne diyeceğimi bilmiyordum, birşey demek de istemiyordum. Sustum sadece sustum. Yavaşça gözlerimi kapatıp, uykuya kendimi teslim ettim.

Merhabalar, profilimde yeni bir Barış Alper Yılmaz kurgusu var. Ona da bakmanızı öneririm.
İyi okumalar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

in the name of love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin