Kerem Aktürkoğlu

489 26 2
                                    

Tatil dönüşü, kulüpte enerjiler yenilenmişti. Bu jest herkesi farklı açılardan dinlendirmişti. Ailesiyle vakit geçirenler, ilişkilerindeki sorunları çözenler, sadece tatil yapmak isteyenler derken herkes bu tatilden memnun kalmıştı.

Bir hafta sonra, takım yoğun antrenman programına geri döndü ve hazırlık maçlarına başladı. Hazırlık maçları beklenenden daha heyecanlı geçiyordu. Hem takım oyuncuları hem de teknik ekip, sahadaki performanslarını iyileştirmek için canla başla çalışıyordu.

Defne, antrenmanları ve maçları yakından takip ediyordu. Takımın fiziksel ve mental sağlığı onun sorumluluğundaydı ve bu yüzden her an dikkatli olmalıydı. Bir akşamüzeri, sahada yapılan sert bir mücadele sırasında, Yunus, acı içinde yerde kaldığında herkesin yüreği ağzına geldi.

Defne, sağlık ekibiyle beraber sahaya koştu. Barış da yanında yer aldı.

"Kenara çekilin, ona hava alması için yer açın," dedi Defne. Bütün sağlık ekibi Yunus'un durumunu değerlendiriyordu.

Yunus'un durumunun ciddi olması ihtimal dahilindeydi. Hızla uygulanan ilk yardım etkili olmuştu. Birkaç dakika sonra, Yunus'un acısı hafiflemeye başladı ama derhal hastaneye götürülmesi gerekiyordu.

Sahadan çıkartıldı, ambulansa bindirildi. Yaşanan olay herkesi etkilemişti. Ciddi bir durum olmaması için dua ediyorlardı. Defne'nin, arkadaşının yanında olduğunu bilmek ise Barış'ı rahatlatıyordu.

Onlar çalışmalarına devam ederken hastanede hızla bütün tetkikler tamamlanıyordu. Sonuçları beklerken hava almak için dışarı çıkan Defne, tereddüt etse de Tuğçe'ye haber vermeye karar vermişti.

Kısa sürede hastaneye gelen Tuğçe, gözlerinde endişeyle Defne'ye doğru koştu. "Ne oldu? Durumu nasıl?" diye sordu.

Defne, sakin bir ses tonuyla onu bilgilendirdi. "Merak etme, Yunus iyi ellere emanet. Hiçbir detayı kaçırmamaya çalışıyoruz o yüzden biraz uzun sürebilir. Kontrollerden sonra daha net bir şey söyleyebilirim." Panikleyen arkadaşını sakinleştirdi ve bu kadar endişelenmesinin altındaki nedene gülümsemeden edemedi. Efe'nin kendisine seslenmesiyle içeriye geçti.

Neyse ki korkulacak bir şey yoktu. Endişelendikleri her şey temiz çıkmıştı. Son kontrollerini tamamladılar ve Defne Tuğçe'yi de davet etti. Onu gören Yunus ise şaşkınlıkle kalakalmıştı. Efe, "Yunus'un durumu iyi. Yalnızca bir kas zedelenmesi var ve birkaç gün dinlenmesi gerekecek. Endişelenecek bir şey yok," dedi.

Tuğçe, bu haberle derin bir nefes aldı ve Yunus'a döndü. Kendisine şaşkın gözlerle bakan adamın yanına ilerledi.

"Haberi alınca seni görmek istedim. Daha iyi misin?" Tuğçe onu görmek istemişti. Merak etmişti. Kendine tekrarladığı cümlelerle gülümsedi,

"Seni görünce çok daha iyi oldum."

Onları yalnız bırakmak isteyen Defne geçmiş olsun dileklerini iletip odadan çıktı. Barış'ı arayıp Yunus'un durumunu bildirdi. Barış da rahatlamıştı ve Defne'ye teşekkür etti.

Kısa bir süre sonra taburcu edilen arkadaşını almaya geldi Barış. Yol boyunca da Tuğçe'nin onun için ne kadar endişelendiğini anlatıp gülümseyen arkadaşını izledi. Evde de aynı konuyu belki de onuncu kez dinleyince çıldırdı.

"Yeter be kardeşim! Daha fazla dayanamıyorum, sus artık. Nerde benim sevgilim ya?" Barış, tatlı sitemiyle Defne'yi aradı ve davet etti.

Defne, Tuğçe ile beraber gelmeyi teklif etti. Gelirken de pizza almaya karar verdiler. Akşam, Yunus, Barış, Defne ve Tuğçe Barış'ın evinde toplandılar. Pizza, içecekler ve eğlence dolu bir gece onları bekliyordu.

His / BARIŞ ALPER YILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin