Voleybol Maçı

416 30 1
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen, keyifli okumalar ♡
_____________________

Otele döndüklerinde, hızlıca duş alıp kahvaltıya indiler. Otelin restoranında arkadaşlarıyla buluştular. Kahvaltı masasında, taze meyveler, peynirler, ekmekler ve çeşitli yiyecekler vardı. Barış ve Defne, kahvaltının tadını çıkarırken, arkadaşlarıyla keyifli sohbetler ettiler.

Kahvaltıdan sonra, topluca sahile gittiler. Suyun serinliği, sabahın yorgunluğunu tamamen almıştı. Takımın sudaki şakalaşmaları ise sahadakinden daha beterdi. Tehlikeli hareketler yapıyorlardı. Defne ve Efe ise istemsizce geriliyor, onları uyarıyorlardı. Hatta bir ara boğulma taklidi yapan Berkan, bu ikilinin gazabına uğramıştı.

Bir süre sonra, Kerem'in aklına plaj voleybolu oynamak geldi. İki takım hızla oluşturuldu. Birbiriyle inatlaşmadan duramayan Barış ve Defne ayrı takımlara geçtiler. Berkan, Efe, Defne, Yunus, Metehan, Mertens ve Katrin bir takım oldular. Diğer takımda ise Barış, Kerem, Abdulkerim, Mauro, Kaan ve eşi Aylin yer aldı. Muslera ise kalecilik yeteneklerini kullanmasın diye hakem olarak seçildi. Sonradan katılan Zeynep ise, Barış'ın takımına kendini ekledi. Sahada yerler alınırken herkes birbirine laf atıyordu.

"Emin misiniz bu maçı kazanabileceğinize?" diye sordu Barış, rakip takıma meydan okuyarak.

Defne gülümseyerek, "Sadece izleyin ve öğrenin," diye yanıtladı. "Bakalım, sahada ne kadar iyisiniz."

Kerem, Barış'a dönerek, "Bu maçı almazsak sahilde herkesin önünde dans ederim," dedi.

"Eğer biz kazanırsak, kaybeden takım bize akşam yemeği ısmarlayacak," diye ekledi Berkan.

"Anlaştık!" dedi Abdulkerim, göz kırparak. "Ama kaybetmeye hazırlıklı olun."

Muslera, düdüğünü çalarak maçı başlattı. İlk servis Berkan'dan geldi ve oyun başladı.

Her iki takım da tüm enerjilerini ortaya koyarak oynuyordu. Yunus, hızlı hareketleriyle topu rakip sahaya gönderdi. Kerem ise etkileyici bir smaçla karşılık verdi. "İşte bu!" diye bağırdı Kerem, başarılı hamlesinin ardından.

Kaan, Defne'ye doğru yönelerek, "Dikkat et, top sana gelirse şaşırma," diye şaka yaptı.

Defne, gülerek, "Merak etme, ben hazırım," diye karşılık verdi. Gerçekten de gelen topu ustaca karşıladı ve Efe'ye doğru gönderdi. Efe, topu rakip sahaya düzgün bir şekilde yönlendirdi ve sayıyı aldı.

"Bu sadece bir başlangıç," dedi Berkan, rakip takıma meydan okuyarak.

Mauro, gülümseyerek, "Göreceğiz," dedi ve servisi karşılamak için hazırlık yaptı. Topu hızla sahaya gönderdi, ancak Defne ve Yunus'un iyi bir savunma hamlesiyle top tekrar rakip sahaya döndü.

Zeynep ise fırsatını bulduğu her an, Barış ile fiziksel temas kurmaya çalışıyordu. Top Barış'a geldiğinde omzuna hafifçe dokunarak "Harika bir vuruştu, Barış!" dedi, gözlerinde bir parıltı vardı.

Barış, Zeynep'in bu tavırlarından rahatsız olmuştu, ama ortamın enerjisini bozmak istemiyordu. Bu yüzden sadece gülümsemekle yetindi, ancak bakışları istemsizce Defne'yi arıyordu. Defne ise bu sahneyi gördüğünde, içini bir kıskançlık duygusu kapladı. Zeynep'in Barış'a olan ilgisi açıkça ortadaydı ve Barış'ın durumu idare etmeye çalıştığını fark ediyordu.

Zeynep, maç sırasında bir ara Barış'a yaklaşıp, "Birazdan seninle çok iyi bir hamle yapacağız, hazır ol," diyerek gülümsedi ve elini hafifçe sırtına koydu. Bu temas, Defne'nin sabrını daha da zorlamıştı. Defne, rakip takımda olmanın verdiği avantajla, oyunun devamında Zeynep'e karşı daha sert oynamaya başladı. Barış, iki kadın arasındaki gerilimi hissetmişti ve kendini oldukça çaresiz hissediyordu. Defne'nin kıskançlığı hoşuna gidiyordu tabi ki! Ama her an bir tartışma yaşanmaması için tetikteydi.

His / BARIŞ ALPER YILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin