İhtimal

978 40 0
                                    

Ertesi sabah Barış, erkenden uyandı. Normalde bir boş gününde böyle erken kalkmazdı ama dün gece tanıştığı Defne'yi düşünmeden edemiyordu. Onunla tekrar karşılaşmak istiyordu ama bunun nasıl olacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Üzerini giyip dışarı çıktı, biraz yürüyüş yaparak kafasını dağıtmak istedi.

Kafasındaki düşüncelerle Galata Köprüsü'ne kadar yürüdü. Boğazın serin havası yüzüne çarptıkça biraz rahatladı. Tam o sırada cebindeki telefonu titredi. Arayan Kerem'di.

"Efendim kanka?" dedi Barış.

"Açmazsın sanmıştım, sen ne yapıyorsun bu saatte ayakta? Düşünüp durduğun kız mı seni uykusuz bıraktı?" dedi Kerem gülerek.

"Saçmalama ya. Biraz yürüyüş yapayım dedim işte. Hem, belki biraz öyledir..." Barış gülümsedi. "Sen ne yapıyorsun bu sabah?"

"Biz birkaç arkadaş kahvaltıya çıkıyoruz. Sen de gelsene. Belki kafan dağılır."

"Olur, neden olmasın. Neredesiniz?"

Kerem, Beşiktaş'ta bir kafede buluşacaklarını söyledi. Barış, yürüyüşe devam ederek kafeye doğru yöneldi. Bir süre sonra kafenin önüne geldiğinde Kerem ve diğer arkadaşlarını gördü. Masaya oturup sohbet etmeye başladılar.

Kahvaltı esnasında sohbet futbol, antrenmanlar ve gelecek maçlar üzerineydi. Ancak Barış'ın aklı hala Defne'deydi. Arkadaşları bunu fark etti ve lafı açtılar.

"Dün geceki kızdan bahsedecek misin?" dedi Yunus sırıtarak.

"Belli ki aklın onda kalmış," diye ekledi Berkan.

Barış, içini çekerek Defne ile yaşadığı kısa ama etkileyici sohbeti anlattı. Arkadaşları onun bu durumuna şaşırmamıştı çünkü Barış'ın duygusal yanını iyi biliyorlardı.

"Neyse ki adını öğrendin. Sosyal medyada bulmayı denedin mi?" dedi Kerem.

"Yok, hiç aklıma gelmedi. Ama denerim," dedi Barış. Defne'nin adını ve birkaç detayını hatırlayarak sosyal medyada aramaya başladı. Ancak, Defne adında pek çok kişi vardı ve Barış'ın bulduğu profillerin hiçbiri ona ait değildi. Soyadını bilmemesi de işleri iyice zorlaştırıyordu. Ne kadar uğraşsa da Defne'yi bulamıyordu. Birkaç denemeden sonra, umutsuzca telefonu cebine koydu.

"Bulabildin mi?" diye sordu Kerem.

"Maalesef, yok bulamadım. Soyadını bile bilmiyorum ki." dedi Barış, hafif bir hayal kırıklığı ile.

"Belki de sosyal medyada pek aktif değildir" Berkan arkadaşına moral vermeye çalışıyordu. Ama yine de bu haliyle eğlenmeden edemedi. "Kim bilir" dedi imalı bir şekilde, Defne'nin sözüne gönderme yaparak.

Omzunda hissettiği darbe Barış'ın yumruğuydu tabi ki.

"Sus Beko sus hıncını bizden alacak" Kerem olaya el attı. Berkan'ın ise susmaya niyeti yoktu. Fırsatını bulmuşken uğraşacaktı arkadaşıyla.

"E bu salak ne numara almış ne başka bir şey sormuş. Soyadını bile sormamış ya. Aptal aşığım benim.." ve bir darbe daha.

"Berkan yeter akıl vermeyeceksen yorum yapma kardeşim. Niye size anlatıyorsam Yunus yok mu Yunus meraklıydı bu aralar aşk meşk işlerine" dedi gülerek. Yan tarafta yemeğine gömülen Yunus'un da duyabilmesi için sesini yükseltmişti.

"Sen kendi kalp yarana bak kardeşim dokunma bana sarhoşken saçmalamışım işte" böylece Yunus da şakalardan nasibini almış oldu.

"Niye lan Behlül'ü de veriyordun en son." Bu sefer darbe alma sırası Barış'taydı. Bundan sonrasında ise Barış Yunus'un üstüne atlamıştı, Berkan ise ayırma numarasıyla ikisine birden zıplamıştı. Her zamanki halleri olduğu için kimse dönüp bakmamıştı bile. Boğuşmaları Kerem'in coşkusuyla sona erdi.

His / BARIŞ ALPER YILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin