*********İnsanlar ölenlere ağlardı. Ya yaşayanlar onlar içinde gözyaşı akıtırlar mıydı? Yürüyen bir bedende ruhunu kaybetmiş kimseler içinde gözyaşları akmaz mıydı?
Dualar ölenler için mi okunurdu. Yaşayanlarda bir içten duaya muhtaç olmaz mıydı? Ölen bedenin soğukluğu yaşayan insanın kalbindeki soğuk ile bir olur muydu?
Yönünü kaybetmiş bir ruhun pusulası bedeni mi olurdu, yoksa o bedende ki soğuk kalp mi olurdu?
Ruh yalnızca kalbe mi ait olurdu, yoksa bedenin bütününe mi?Genç adamın adımları hızlı ve nefes nefeseydi. Gözü kimseyi görmüyor kulakları işitmiyordu. Gecenin bir yarısı aldığı telefon ile üstünü bile değiştirmeden pijamaları ile gelmiş, papatyasına bir şey olma ihtimali yüreğini parçalamıştı. Hastanede olduğunu söylemişlerdi. Danışmaya hızla Hale'nin ismini verirken söylenen oda numarasına doğru hızla gitmeye başladı. Belli bir süre ilerledikten sonra gördüğü odaya kapıyı çalmadan giriş yaptı.
"Hale!" Odada duran doktor ve hemşireyi gözü görmezken hızla yatakta uyuyan sevdiğinin yanına gitti.
"Hale'm! Papatyam." Elleri ile saçlarını okşarken uyanmadığı her saniye daha da korkuyordu.
"Endişe etmeyin durumu iyi. Uyutulmuş sadece." Endişesini görüp konuşan doktor ile rahat bir nefes verirken "Peki ne zaman uyanır?"
"Birazdan kendine gelir."
"Anladım. Teşekkür ederim."
"Geçmiş olsun." Deyip doktor ve hemşire odadan çıktılar. Dikkatlice yatakta yanına otururken aradan birkaç dakika geçmişti ki Hale gözlerini yavaş bir şekilde açtı.
"Burak." Nerede olduğunu kavrayamamış bir şekilde etrafına bakarken kafası karışmış, aklına gelen son anılar ile yatakta hızla oturur pozisyona gelmiş ayağa kalkmaya çalışıyordu. Ki Burak izin vermeyip kollarından tutarak kalkmasına izin vermedi.
"Aslı! Derin!... Burak onlara zarar verecek!"
"Papatyam sakin ol."
"Burak ben buradaysam onlar nerede? İyi olduklarını söyle bana!"
"Şşş Hale'm sakin ol önce. Anlatacağım sana herşeyi sakin ol ve dinle beni." Hale'nin sakinlestiginden emin olarak ellerini tutup anlatmaya başladı.
"Şuan ikisi de kayıp. Her yerde onları arıyorlar."
"Hepsi benim yüzümden. Koruyamadım onları." Sesi pürüzlü bir şekilde gözlerinden yaşlar akarken Burak beklemeden onu kollarına çekti. Bir eli sarı saçlarında okşarken
"Onları hiçbirimiz koruyamadık papatyam. Senin suçun yok. Bu gece çok zor bir gece olacak. Dua edelim de şuan ikisi de güvende olsunlar."
Gözyaşları daha da akarken sevdiği adamın kokusuna sığınıp dostları için dua etmeye başladı.*******
"Tekrar ediyorum 34 AD 4500 ,
23 DAM 2056 , 67 NP 4444 plakalı araçlar aranmakta görüldüğü yerlerdeki ekipler araçları durdurup merkeze intikal etsinler!"
Kaçıncı anons olduğunu o'da hatırlamıyordu. Korkusunu ,hüznünü bir kenara atmış bir komiserin soğukkanlılığı ile hareket ediyordu. Olay saati mahallenin elektriği kesilmişti. Ve bu işlerini zorlaştırıyordu. Mahallenin giriş ve çıkışlarında trafiğe yakalanan arabaların izini takip ediyordular. Anons ettirdiği arabalarda GPS bulunmadığı için bulunmaları zorlaşıyordu. Mahhalelinin ifadesi alınmış bir sonuç bulunamamıştı. Saat sabaha doğruydu. Gün aydınlanmak üzere tüm emniyet ayaktaydı. Demir ve ekibi polislerin sipariş ettiği uyku ilacı olan yemeklerin geldiği yerleri araştırırken Bora Hale'nin uyandığını duyunca hastaneyi aramış ama Hale'nin tarif ettiği maskeli piçi bulamamış emniyete gelen geçen tüm araçları büyük ekran kamera sistemlerinde Uğur, Engin müdür ve diğer memurlar ile takibe almıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/324438910-288-k82510.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM KOKAN BEDENLER
ActionYazım tarihi :01.09.2022 Sokaklarda büyümüş biri olarak,soygun için girdiğin evde cesetle karşılaşsan ne yapardın? Kaçardın dimi. Derin Aktaşta o gece öyle yapmıştı. Kaçmak istemişti ama öyle olmadı polislerin evi basması ile herşey tepetaklak o...