"Ben Kenan'a çok aşığım Abi. Sence o da bana aşık mıdır?"
Anında Kenan da ben de put gibi hareketsiz kaldık. Bir kenarda hiçbir şeyden haberi olmayan ben, diğer kenarda aklından ne geçtiği hakkında hiçbir fikrimin olmadığı, konunun odağı Kenan ve ortada iki saniye önce ilan-ı aşk etmiş Arda. Kaldırımın ortasında öylece duruyorduk. Arda'nın bakış açısından bakarsak Kenan da aşık olunmayacak çocuk değil gerçi...
"Bence o da aşıktır." Arda kendi sorusunu kendi yanıtladı ve kocaman sırıttı. Sanki Kenan'ın orada olduğundan haberi bile yok gibiydi. Bu kadar sarhoş olmak iyi bir şey değil...
Bakışlarımı yavaşça Kenan'a çevirdim. Kafasını eğmiş, dümdüz yere bakıyordu. Minicik akvaryumda kısılı kalmış, gidecek yeri olmadığı için bir sağa bir sola yüzen bir balık havası veriyordu. Ne yapacağından haberi yok gibiydi. Onu bu kafesten kurtarmak istedim. "İstersen duymamış gibi yapabiliriz."
"Yapabilir miyiz gerçekten?" Sesi bana zar zor ulaşıyordu.
"Hayır." Gerçek şu ki ikimiz de duymamış gibi yapamayız, ok çok çok sarhoş bir yaydan çıktı bir kere. "Ama istersen erteleyebiliriz."
"Lütfen öyle yapalım." Yavru köpek bakışlarını bana çevirmiş Kenan'a evet anlamında kafamı salladım. İkimiz de sessizlik içinde yürümeye başladık. Arda da yarı-yürür, yarı-sürüklenir pozisyonuyla bize eşlik etti.
Yolun kalanı Arda'nın gereksiz konuşmaları ve Kenan ile benim bıçakla kesilebilecek bir gerginlik eşliğinde sessizce yürümemizden ibaretti. Arda sarhoş olup ortamdaki tuhaflığı hissetmediği için şanslıydı açıkçası. Öte yandan biz ağzından çıkanlarla başka bir patlama olmasın diye bütün gücümüzü otele hızlı gitmeye harcıyorduk.
Otele vardığımızda Arda'yı kendi odasına bırakmayı önerdim. Az çok emindim ki Kenan da öyle istiyordu. Zaten hemen kabul etti. Bende kalırsa daha bilmemem gereken neler anlatabilir ikimiz de bilmiyorduk. Ben, Barış ile beni Kenan'a anlatabilir diye de geriliyordum, sonuçta sarhoşluğunun sınırı yoktu. Ama bir yanım da en fazla ne olabilir ki diyordu. Odada sadece Kenan olacaktı. Ondan da o kadar çekinmeye gerek yoktu.
Yarın sabah Arda baş ağrısı ve aşırı duyarlı duyu organlarıyla uyandığında beni değil, 'çok aşık' olduğu Kenan'ı görmesini tercih ederdim. Onun da öyle isteyeceğine eminim. Aslında teklifimde biraz bencillik de yok değildi. Barış'ın orada yer bulamayınca bana dönmesini istiyordum. Sonuçta bir yerde yatmak zorunda değil mi?
Arda ve Kenan 4. katta kalıyordu. Kenan cüzdanından oda kartını çıkarmaya uğraşırken kendini zaten zor taşıyan beden bütün ağırlığını bana bırakmıştı. Kapı açılınca Arda'yı tamamen Kenan'a devrettim. En yakın yatağa kadar zorla yürütüp bıraktı. Elini saçlarından geçirdi, imza hareketi. Kapıda bekleyen bana doğru yürüdü. "Yakın olduğunuzu biliyorum Abi ama anladığım kadarıyla sana önceden hiç söylememiş?" Demek ki bu konu da bu kadar ertelenebiliyormuş.
"Hayır." Kafamı salladım. "Anladığım kadarıyla sana da hiç söylememiş."
Gergin bir şekilde kapının çerçevesinde ritim tutuyordu. "Sayılır..."
Arda konuştuğunda yer yarılsa da içine girsem derecesinde yok olmak ister gibi donmuştu. Şimdi de bana 'sayılır' diyordu. Ne demek sayılır? "Biraz daha belirsiz bi cevap verseydin Kenan."
Oldukça derin iç çekti. "Nasıl hissettiğini biliyordum ama aşık olma derecesinde olduğunu bilmiyordum."
İçimde aniden bir abi içgüdüsü yükseldi. "Haberin olmasına rağmen kendi kendine öyle hissetmesine izin mi verdin yani?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Ve Vanilya (Ferdi x Barış Alper)
FanficAklımı anlayamadığım şekillerde karıştırsa da Barış'ın varlığı mıydı beni bu kadar iyi hissettiren? Güçlü gövdesinin benim duş kabinime çarpmasıyla düşüncelerinden koptum. "Orada 31 çekiyorsan haber ver. Ya kalkıp gideyim, ya yardım edeyim." Piysada...