Zorbam - Minsung

Damarlı El

Lee Minho'dan

Han'ın hesabı cidden güzeldi ama, gördüğüm fotoğraf karşısında ağzım açık kalmıştı Felix ve Jisung resmen öpüşürken foto çekip atmıslardı! Felix ile Jisung cidden arkadaşlar mıydı yoksa sevgili felan mı? Ya ben niye bunları düşünüyorum banane onlardan ya.

Han Jisung'dan

Sabah hemen uyanıp paramı aldım ve çantamı (evi) sırtlandım.

Kardeşim ne kadar bana seslense bile onu umursamıyordum çünkü zaten umursamamamı istiyomuş! Görür o.

Okula gelince koşa koşa sınıfa çıktım ve sırama oturdum. Felix Seungmin hemen yanıma geldiler ve susmak bilmediler.

"Lan ben dün Hyunjin'in evinde uyandım bana çok nazik davrandı!!"

"Bende Chan'ın evinde uyandım arkadaş olduk çok iyiydi!"

Ben mal mal kafamı sallayınca tekrar Seungmin konuştu.

"Sana ne oldu pezo"

Yine boş boş kafamı sallıyordum ki biri kafama geçirdi.

"Ahh napıyorsunuz ya! Acıdı."

"Pardon ama bizi dinlemiyorsun ki! Ne yapsaydık?"

Seungmin de hemen söze uçtu.

"Ee sende Minho'da uyanmış olman lazım ne var ne yok?"

"Hiç bir şey yok. Günaydın dedi bende günaydın dedim sonra var hakkında konuştuk aklıma Jennie gelince 2 dk olmadan uçtum evden"

"Pff sıkıcı"

"Çok mu umrumda sizce?"

Hocanın gelmesi ile dağılmıştık Minho'da yanıma gelmişti.

Ders bitince ayaklanmış ve kantine gitmiştim. Su getirmediğim için su alcaktım. Alıp arkadaşlatımın yanına geçtim ve Seungmin'in Cangasındam kocaman bir parça aldım. Ağzıma sıçtı ama sonuç başarılı.

Biz Felix ile sınıfa çıkarken Seungmin kantinde Jeongin ile kalmayı seçmişti. Neden mi? Kantinde Chan var. Abayı yakmış bu. Sınıfa gelince içerde ön masada 2 kişi vardı söylememe gerek yok bence?

Benim sırama geçince Felix'in ısrarları ile beni kucağına oturtmuştu. Planı ise Hyunjin'i kıskandırmak. Felix yüzünü ekşitip bana baktığında 'noldu' anlamında kafa salladım. Sessizce kulağıma fısıldadı.

"Çok ağırsın amına"

Gözlerimi pörtletip Felix'e bakmaya başladım. O ise kahkaha atarken ölücekti.

"Sus yoksa inerim"

"Şaka yaptım be çok hafifsin"

İkilinin bize baktığını görünce Felix'in yanağına öpücük kondurmuştum. Ama ordan öpmüş gibi gözüküyordum.

Hyunjin konuştuğunda ikimizde ona döndük.

"Siz ikinizde uke değil misiniz?"

Tekrar kahkaha attığımızda bu sefer ben konuştum.

"Sence?"

İkiside sınıftan bir şeyler söylene söylene çıkınca indim.

"Bir daha böyle bir şey yaparsam orospu olayım"

"Zaten öylesin"

Felix'e tokatı yapıştırıp bağırdım.

"Siktir git lan! İyilikte yaramıyo sana."

Felix çıkıp gitmişti bende yorgun olduğum için kafamı sıraya gömdüm ve uyumaya çalıştım.

Uyandığımda şortum kasıklarıma kadar sıvanmış ve üstünde damarlı bir el görmeyi kesinlikle beklemiyordum. Gözlerim hemen açılmış ve elin sahibine bakmıştı. Minho'nun eliydi. Ama oda benim gibi kafasını sıraya koymuş uyuyordu.

"M-minho"

Duymamıştı hala bacağımı okşuyordu bu benim için hiç iyi değildi.

"M-minho k-kalk"

Dediği cevap ise sadece şuydu;

"Mmh"

Elini daha çok kasıklarıma yaklaştırıp kasığımı okşamaya başlamıştı. Yüzümün kızardığı çok belli oluyordu. Hemen ayaklandım şortumu düzelttim ve sıranın arkasından atlayıp lavaboya koştum. Lavaboda yüzümü yıkayıp aynadan kendime bakıyordum ki içeri Minho girdi ve üzerime doğru yürümeye başladı. Bende geri geri adımlıyordum.

"Aramızda ne geçti Jisung?"

Cevap vermeden ilerliyordum ki yerin ıslaklığı ile ayağım kaymış bende refleks olarak Minho'nun kravatını tutup kendime çekmiştim. Yere düştüğümde kafamın hafif kalkması ile Minho ile dudaklarımız sürtülmüştü. Minho'nun elleri yanımdaydı, yerle beni arasına aldığı için utancımdan Minho hariç her yere bakıyordum ki Minho dudaklarımızın sürtülmesine dayanamamış olacak ki dudaklarıma kısa bir öpücük kondurmuş ve çıkıp gitmişti.

Bunların hepsi tabiikide fazlaydı ve kendimi bıraktım.