#HİKAYEDE GEÇEN KURUM KURULUŞLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR KİŞİLERDE BU HAYAL ÜRÜNÜNE DAHİLDİR#
İyi okumalar değerli okurlar...
______________<3
Acı, görevini yerine getirdiğinde seni terk edecek denirdi. Doğru muydu bu? Acılarımız geçer miydi, geçerdi. İzi kalır mıydı, bilinmez. Acının hasarına göre değişirdi bence izin büyüklüğü. Mesela, ilk aşkınız sizi terk ettiğinde acınız geçerdi, izi tecrübe olarak kalırdı. Yada ilk dost kazığınız, izide geçer acısıda biter. Pekiya anneniz öldüğünde? Bak işte onun acısıda geçmezdi, izide.
Size yol gösterecek biri yoktur çünkü, sizi teselli edecek,sizi kontrol edicek,anne şevkati gösterecek.
Ben hep canım yandığında tek başımaydım. Bu zamana kadar sağlam durdum. Elbette yıkıldığım zamanlar oldu ama ayağa kalkamasınıda bildim.
Ben hep dik dururdum. Sağlam yürürdüm. Ama ne bilim insan arada bir saçları okşansın istiyor..."Şaka yapıyorsun!" Dedi Deniz. Olayları 2 kere anlatmıştım. 3. Anlatmaya mecalim yokken saatin ikiye yaklaştığını fark ettim.
"Deniz bak yemin ederim döverim seni!" Diye sinirle çıkıştım.
"Kızım polise gidelim manyak mısın sen!"
"Deniz! Bu adamın eli kolu uzun babam ile çalışıyor diyorum bütün servetimiz onunmuş diyorum! Allah bilir polisi bile satın alır bu şerefsiz!" Dedim gözlerimi büyüterek.
"Maral ben inanamıyorum, nasıl saatler içinde böyle bir şey olur? Lan sabah birde akşama film gecesi yaparız diyorduk. Hayatımız film olacak haberimiz yokmuş!" Dedi elini alnına götürüp."Böyle işte, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Evlenmek istemiyorum ama başka çaremde yok." Dedim. Kirpiklerim ıslanıyordu.
"Kuzum benim, gel" dedi beni kolları arasına alıp. Saçlarımı düzeltti.
"Kaçalım buradan."
"Babamı öldürür." Dedim burnumu çekip.
"Babanıda alalım, bugün akşam hemen şimdi. Amerika'ya."
"Annemi bırakabileceğimi mi düşünüyorsun? Atlas, Zeliha? Bir düzenleri var, Zeliha evleniyor 1 hafta sonra." Dedim."İki ucu boklu değnek desene sen şu işe ya." Dediğinde göğsünden çekilmiştim.
"Cem!" Dedi ani bir duygu değişimi ile.
"Yardım isteyelim."
"Ben ona babamı anlattıgımda korkmuştu hatırlarsan, sence babamdan bile korkamayan Ferhatı duyunca ne yapar?"
"Offf maral ya offff." Dedi.
İkimizde çaresidik. Çözüm yolu yoktu.
Kadere gerçekten boynumuzu eğmek üzereydik. Hatta ayaklarına kapanacaktık ya ne demek boyun eğmek."Ferhat... Nasıl biri? Kötü mü?"
"Aşırı iyi hem mafya hem adam öldürür, hemde kendini artist sanat falan- ya sen benle dalga mı geçiyorsun? Tabikide kaba,uyuz,suratsız,delikanlı diye tabir edilen bir artist" dedim.
"Yakışıklı mı?" Yok artık!
"Offfff Deniz, valla çarpıcam ağzına. ne bilim esmer koyu yeşil gözleri var işte ya."
"Kızım yaşlı biriylede evlenirdin en azından yakışıklı olsun, bardağın dolu tarafından bak sen."
"Ben o bardağı şimdi senin bir tarafına sokucam."
"Çok kokimsin maral, ama bir dakika gözler... Annen gibi," demişti Deniz sakayı bırakıp.Aklıma annem gelmişti. Evet hayal mayeldi ama gözleri onunda koyu yeşildi hatırlıyordum. Fotoğraflar siyah beyaz olduğu için pek gözükmezdi ama evet onunda koyu yeşildi.
"Biliyor musun? Sıla varya." Dedim. Kaşlarını hafifçe çattı.
"Ya anlattım ha Mehmet var eşi, Ferhatın kuzeni diye. Amca çocukları."
"Ha ha ha" dediğinde hatırladığını anladım.
"Onların kızı var 4-5 yaşlarında adıda Melike" dedim dudaklarımı birbirine bastırıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARACI
General Fictionfail ve mağdur aynı kişi olamaz... Pis işlerine alet edilen kimsesiz bir doktor kaçırılırsa, fakat adamlar yanlış doktoru kaçırıp bunu sonra fark ederse ne olur? İş yaptığı adamın, en büyük müsterisinin kızını kaçırırsa?