11."KARIM"

6 0 0
                                    

#HİKAYEDE GEÇEN KURUM KURULUŞLAR VE KİŞİLER TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR#

İyi okurlar değerli okurlar...

________________<3

Karnımın ağrısı yavaş yavaş kendini belli ederken koltukta çok zor oturuyordum. Tatlılarımızı yedikten sonra birer kahve içip kalkmıştık.
Saat 12ye gelmişti belkide geçmisti bile bilemiyorum.

Ellerimi belli etmeden karnıma sardım. Regl asla utanılacak bir şey değil ama Ferhat'ın bunu bilmesini neden bilmiyorum ama istemiyordum.
Araba yavaşça ışıkta durduğunda,
"Ağrı kesici ister misin?"
Diye bir soru duydum. Umarım bunu kendi kendime sormuşumdur çünkü Ferhata belli etmemek için verdiğim çaba ve onun fark etmesi, yani boşa kürek çekmem biraz aptalca hissettirirdi.

Hayır Maral aptal değilsin o çok dikkatli biri.

"Ne?"
"Karnının ağrısı için ağrı kesici diyorum? İster misin?"
"Yook ya eve kadar halledebilirim sağol." Dedim. Ses vermedi. Vermesindi. İyi çok soru sormadan bunuda halletimize göre cefayı çekebilirdik. Neden ilk günler böyle sancılı geçiyor ya? Herşeyin ilk berbattır diyenler var ben onlardanım. Bazıları ilkler güzeldir der. Bı kere ilk acemiliktir. Tabi usta olmadan acami olamazsın ilk başka işi öğrenmen gerek, ne olursa olsun işini severek yapacaksın derdi orta okuldaki sosyal bilimler öğretmenim.
Sevmediğin bir şeyi her gün yapmak insana zülim gibi gelir çünkü.

Misal ben pastacı olsam ki iyi tatlı yaparım. Her ne kadar kimileri yemesede sevmem yani benim işim adam kesip dikmek pasta süslemek değil. Cerrahlığı boşuna mı okuduk biz?
"İki dakikaya aşağıya iniver sana zahmet" sol tarafımdan gelen ses ile dikkatim dağıldı. Neden sürekli içimden onu geçirdiğim, ya sesini duymam yada görüntüsünü görmem şarttı. Ne zaman onla ilgili bir şey düşünsem hep karşımdaydı, kulağımda, gözlerimin karşısında...

Işıkları çoktan geçmiştik. Ev aman aman uzakta değildi ama biraz daha yolumuz vardı. Ben hastaneyi özlemiştim. Serpil teyzeyi, Mahmut amacayı. Yada güzeller güzeli prenses dudu'yu. Lösemi hastasıydı. 3 gün sonra amiliyatına girecektim. Tabi Ferhat izin verirse.

Birde iyi davranmayı mı denesem acaba? Napsam kahvaltısını odaya mı götürsem? Ayakkabı alayım ya ben daha onun neyle mutlu olduğunu biliyorum ki. Ne kadar sert bir insan ya hiç bir şeyi belli etmiyor. Bir narı sevmez alarjisi var bir tatlı yemez. Başka bir şey yok bir adı bı soyadı gerisi tırt.

Araba yavaşça durduğunda Ferhat el frenini çekti.
"Bekle burda" diyerek hiç bir şey söylemedi. Diğer sevgilisinin yanına gitmiştir pasamiz. Çünkü millet aşağı in geldim lafını manitasına söyler herhalde manav kadir abiye değil?

Sanki kaçacaktım bekle burda diyor birde.

2 dakika geçti geçmedi, Ferhatın kapısı açıldı. Elinde bir poşet vardı.
"Al"
"Ne bu?"
"Sanırım okuman yok doktor." Demesiyle poşetin üstündeki yazıyı okudum.

Hayat eczanesi

Yazıyordu. İçine açtığımda bir paket ağrı kesici ve bir şişe suyla karşılaştıstım.
"Ferhat?" Dedim şaşırarak.
"Doktor?"
"Gerek yoktu."
"Akşam sızlanmanı çekemem yarın işlerim var iyi uyumam lazım."
Tamam tamam inandım.
"Öyle mi? Benimle aynı odada uyumak zorunda değilsin Ferhat bir sürü oda var yalı gibi ev git çık yat birine."
"Odamı seviyorum."
"Ben giderim o zaman."
"Güvenli değil"
"Yerde yat."
"Sırtım ağrır."
"Ben uyurken benim sırtım ağrımamıştı ama."
"O senin belin."
"Ferhat!"
"Tamam."
Dedi aniden.
"Ne tamam!" Dedim bende sinirlendiğim dolayı sesim yüksek çıkmıştı.
"İzin veriyorum bugün yatakta uyuyabilirsin."
"İstemez, seninle aynı yerde yatmam."
"Benim yatakta olacağımı kim söyledi?"
"A- e-s- Aaaaaa Ferhat!"
Küçük bir kahkaha attığında onun keyif aldığı kadar bende sinir oluyordum.
"İtiraf et doktor aklında nasıl bir fantazi var doğru söyle."
"Ne fantezisi be! Ben sen miyim? Sen git hangi kadınla yaticaksan onun yanına git!" Diye aniden patladım.
Bir anda durdu.
"Kadın?" Dedi kaşlarını çatarak.
"Evet! Kadın!" Dedim. Bence artık bağırmamalıydım çünkü Ferhat pek iyi bakmıyordu gözlerime.

ARACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin