Tanıtım

258 25 6
                                    


Merdivenlerin önündeki son basamakta duran genç kadın, yukarı doğru eşine sesleniyordu. "Yavuz, acele et! Benim işim kısa sürdü senin süsün bitmedi." Büyüleyici bir gülümsemesi vardı.
Yavuz, aşağı inerken bir yandanda üzerine siyah ceketini geçirmeye çalışıyor, ağzında kıravatı ile son hızla aşağı iniyordu.

"Hayatım, yetiştim işte." Dedi nefes nefes. Genç kadın zarifçe yanına gelen kocasının ceketini tutup düzeltti. Yarısı düğüm olmuş kravatı iki hamlede üst üste bağlayıp, beyaz gömleğin yakalarına doğru çekti. "Sıkıyor mu aşkım?" Adam karısını çenesini tutup dudaklarına bir buse kondurdu. "Sıkmıyor Ebrum." Dedi aşık bir tınıda. Genç kadın Yavuzun omuzlarını tutarak utançla kafasını eğdi. "Yavuz ya çocuklar görecek şimdi..." dedi mahcubiyetle.

Arkadan minik bir ses geledi bir anda "gördük bileeee." Yavuzla Ebru aynı anda kafasını çevirip arkalarında dikilen küçük bedenlere bakarak güldüler. Evin en büyüğü Atilla ve evin küçüğü Sare tatlı tatlı gülerek onları karşılıyordu. Sare ağzındaki emziği çıkararak "ben babamla evlenicem!" Diye gürledi. Atilla Yavuz ve ebru kahkahalara boğuldular. Ebru "üzgün güzelim ama baban benimle evli" Sare isyan ederek annesine koştu "o zaman ben ikinizle evlenicem!" Ebru üç yaşındaki bebeğini kucağına alıp dolgun yumuşak yanaklarına kocam bir öpücük kondurdu. Ebrunun boylalı dudakları minik bebeğin yanağında iz bırakırken bir eliylede onu sildi.

Yavuzda kızının diğer yanağının öptü. Sare yüzünü buruşturup annesinin omzuna gömdü kafasını. Ebru kaşlarını çatıp Yavuza baktı "Allah için aşkım kes şu bıyıklarını ya, öperken batıyor çocuğa" Yavuz dudaklarını büküp "güzelim bıyıksız kendimi çıplak gibi hissediyorum" Ebru gözlerini devirip, "neyse çıkalım artık yine geç kalıcağız." Sare'yi yere bırakıp ikisi aynı anda Atillanın kafasını öptüler "Aslanım yanına birini istemediğine emin misin?" Atilla kaşlarını çatıp "baba 16 yaşındayım. Kardeşime daha öncede baktım, merak etme sen" dedi sevimle bir şekilde gülerek.

Yavuz oğlunun kumral saçlarını okşayıp kapıya yönelendi. "Atilla, dolapta yemek var, kardeşinin uyku saatin yaklaşınca çok geçe kalmadan uyut..." Atilla göz devirip "tamam anne of hadi gidin 17. Yılınızı kutlayın yaşlanıyorsunuz sonuçta." Dedi alayla. Yavuz kıkırdayarak hafif bir şekilde oğlunun kafasını vurdu "sıpa seni. Telefonun açık dursun aradığımızda anında açıyorsun" Atilla kafası ile onayladı.

Ebru "bak oğlum korku filimi izlediğini görmeyim Sare'nin rüyasına giriyor!" Atilla dudaklarını büküp "tamam ya... o topuklarının üzerinde nasıl rahatsın bilmiyorum anne ama içerde kardeşimin sende daha çok yorulduğuna eminim." Ebru göz devirip şişmiş karnın okşadı. Son uyarılarının yapıp ikiside evden çıkıp arabaya geçtiler. Atilla kapının kapanması ardından sisi bir gülümseme ile kucağındaki kardeşine baktı. "Sarı evi dağıtalı mı!" Dedi hevesle Sare elini yumruk yapıp "eveğt!" Dedi mayış mayış bir şekilde.

Yavuz ile Ebru evlilik yıl dönümleri için lüks bir restoranda yemek yemeye gidiyorlardı. İkiside 18 yaşlarında üniversitenin ilk yıllı evlenmiş ve bir yıl sonra çocukları olmuştu. Buna rağmen okullarını yüksek bir puanla bitirmiş, kendi aile şirketlerin kurmuşlardı. Şimdi Ebru 5 aylık hamileydi. Bir oğlu daha olacaktı.

Yavuz arabaya binmeden önce ön koltukta Karısı için bir sürpriz bırakmıştı, Ebru kapıyı açar açmaz siyah kağıda sarılı canlı gülleri görünce sevinçle güldü. Çiçekleri eline alıp şöför koltuğuna gelip kocasının boynuna sarıldı. Yavuz Ebrunun kokusu derince içine çekti. Hoş kadınsı bir çiçekli parfüm sıkmıştı. Siyah askılı elbisesinin üzerine bordo platosunu ve sarı saçlarına uyumlu mavi gözleri ile hem çok asil, hemde çok sexy görünüyordu. 5 aylık hamile olmasına rağmen göbeği hiç belli olmuyordu.

ŞİZOFREN//BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin