entrée

14 5 24
                                    

Giriş

Koskoca evrende kendine sığınacak bir çukur bulamayanlara.

***

Hava soğuk.

Belki de değildir, bilmiyorum. Zira beynimin uyuşmasını az önce dibini gördüğüm şişeye değil, dışarıdaki ayazda saatlerdir oturmama bağlıyorum. Üşümüyorum aslında fakat, sıcak da gelmiyor hava. Nedendir bilinmez, hissetmiyorum kendimi.

Hafiften buz tutmuş balkon fayansında oturuyorum saatlerdir. Titremiyorum bile... Gözlerimi kapatıyor muyum? Yerdeki ellerim neden üşümüyor? Zorlasam duyar mıyım kalbimin sesini? Yoksa, kalbimin atmamasından mı duyamamamın sebebi?

Yaşıyor muyum?

Belki de ölmüş olmalıyım. Sahi, ölü birinin de atar mı kalbi? Yorar mı ki boşa kendini?

Nefes alıyor muyum?

Nefes alan herkes hayatta mıdır ki?

Birbirinin aynı olan her yeni güne gözlerimi açıyor olmam yaşamaksa şayet, kalbimin sesini duyup duymamanın çok da önemli bir problem olduğunu düşünmüyorum.

Gözlerimi kapatıyor ve başımı hemen arkamdaki sivri mermere yaslıyorum. Elimdeki bitmiş şişeyi balkonun diğer ucuna gönderdikten sonra gözlerim nereye attığımı bilmediğim sigara paketini arıyor.

Başımı yasladığım mermerin üstündeki paketi gördüğüm an elimi siyah pakete uzatıyorum. Fakat, sarhoşluğumdan mı yoksa hissettiğim uyuşukluktan mıdır bilinmez paket aşağıya uçup gidiyor.

Bedenimi esiri altına alan sinir beni fazlasıyla rahatsız ederken elimi şakağıma götürerek ovalıyorum. "Cidden," diye geveliyorum ağzımın içinde. Gözlerim aşağıya düşmüş olan sigara paketini buluyor. "bir sen kalmıştın siktirip gitmeyen."

Aşağı inip sigaramı almak istesem de kalkacak gücü kendimde bulamıyorum ve oturmaya karar veriyorum. Dışarıda, arızalı sokak lambasının çıkarttığı cızırtıdan başka ses duyulmazken telefonumdan gelen bildirim sesi kulaklarımı tırmalıyor.

Kucağımdaki telefonun kilit ekranını açtığım an gördüğüm 'hesabınıza para gönderildi.' bildirimi, gözlerimi devirmeme neden oluyor. Annem, her ay hesabıma yüklü miktarda para göndererek vicdanının rahatlamasını sağlıyor. Kendi kızını, şerefsizin tekiyle bırakıp gitmenin omuzlarına yüklediği ağırlığı, yeni bir hayat kurduğu eşinin parasını bana göndermekle hafifletiyor.

Aptal dünyasında bana küçücük bir yer bile olmamasına rağmen birdenbire beni bulması ve benim dünyamda kendine bir yer yapması garip hissetmeme neden oluyor. Hayatını onun gözünden anlamaya çalışsam da hiçbir haklı tarafını bulamıyorum. Buna rağmen içten içe annemin haklı çıkmasını istemek ise kendime yaptığım en büyük saygısızlıklardan biri oluyor.

Zamanında ona ulaşmak için koştuğum yolların her birine engeller koyan kadın, annem.

Hayat onu zorladığında kaçmak, ona her şeyden kolay gelen kadın, annem.

Paraya ve uyuşturucuya hayatını adamış olan, her şeyde bir fikri olmasına rağmen bir baltaya sap olamamış adam, babam.

Kendi hayatının katili olan ve elinde hiçbir şey kalmadıktan sonra etrafındakilere zarar vermeye başlayan adam, babam.

Asrın SonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin