un

12 6 26
                                    

Bölüm 1

Duyguları yine nefretinin önüne geçenlere.

***

10 Aralık

Evin içinde kaçıncısını attığımı bilmediğim turlarıma bir son veriyorum ve bedenimi siyah koltuğa bırakıyorum. Yarı oturur yarı yatar bir pozisyonda kollarını yan taraflara doğru uzatmışken gözlerimin odağı karşıdaki duvar saati oluyor.

11.40

Hastaneye gidip gitmeme konusunda kararsızım. Bir yanım boş verip gitmemeyi, diğer yanımsa o lanet hastaneye gidip karşısına dikilmemi söylüyor.

Yıllar sonra karşısına çıkacak gücüm var mı? Bilmiyorum. Düşündüğüm gibi karşısına geçebilecek miydim? Ellerim titrerse kaybederdim, bunu biliyordu. Benim ellerim hep titrerdi. Hayır, benim ellerimi hep o, titretirdi.

Ondan, titremekten korktuğum kadar korkmuyordum. Başarısız olma korkusu tüm bedenimi ele geçirmiş vaziyetteydi ve ne yapacağımı bilmiyordum.

11.50

Koltuktan kalkıyorum. Kimi kandırıyordum ki, kararımı zaten vermiştim. Üstümü bile giymiştim. Korkaklık etmeyecektim. Acınası durumda olanın o olduğunu kendime tekrar tekrar hatırlatıyorum ve salondan ayrılıyorum.

Portmantoda asılı olan ceketi üzerime geçiriyorum. Telefonumu ve cüzdanımı çantama attıktan sonra evden çıkıyorum. Metroyla kısa ama bir o kadar da iğrenç bir yolculuk geçirdikten sonra kendimi hastanenin önünde buluyorum.

Bakışlarım kolumdaki saate çevriliyor.

12.30

Yaklaşık yirmi dakikadır hastanenin önünde dikiliyor olmalıydım. Buraya kadar gelmiştim ancak içeri girecek cesareti bir türlü kendimde bulamıyordum. Stresten dişlediğim dudağımdan kan tadı alıyorum ve silkelenerek kendime geliyorum.

Duruşumu dikleştiriyorum. Bakışlarım şimdi kendinden emin bir hâle bürünüyor. Bu, benim güçlü silahım.

Büyük bahçeyi geçiyor ve hastanenin kapısından içeri giriyorum. İçerideki yoğun koşturmacadan sıyrılmayı başararak resepsiyona ulaşıyorum. Önündeki bilgisayara dalmış olan kadının beni fark etmemesi gözlerimi devirmeme neden olurken hafifçe öksürerek kendimi belli ediyorum.

"Merhaba," diyorum. Bir yandan da gerginlikten yumruk yaptığım elimi açıp gevşetiyorum.

Kadın biraz sonra gözlerini bilgisayardan çekip bana sabitliyor. Bilerek mi bu kadar yavaş davrandığını anlamaya çalışıyorum. Bu sefer yüzüne karşı göz devirmemek için zor duruyorum.

"Nihat Taşkın'ın oda numarasını öğrenebilir miyim?" diye sorduğum an gözleri kocaman oluyor. "Siz Eflin Hanım mısınız yoksa?" diyor, şaşkınlıkla.

Evet, dayanamıyorum. Gözlerimi devirerek kadını onaylamak zorunda kalıyorum. "Ne zamandır size ulaşmaya çalışıyoruz!" diyor, sinirle. "Neden geri dönüş yapmadınız?"

Kaşlarım çatılıyor. Ellerimi kadının masasına yaslıyorum. Etrafa kısaca göz gezdirdikten sonra bana sinirle bakan suratına doğru eğiliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Asrın SonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin