İmtihan bu ya...
Balığın gönlü,çöle vurulur.
(Şemsi Tebrizi)Sabah uyandığımda odama gelen Hatice hanım,Hatem'in acil bir iş için yurtdışına çıktığını söylemiş. Kaçtığım için ufak çaplı kızmıştı. Çok endişelendiğindendi bu anlamıştım gözlerinden. Alışkın olmadığım bir durum olduğundan o an ne tepki verilir bilmiyordum.
Asıl olay bundan sonra başlamıştı Hatem gideli tam 12 gün olmuştu.Günlerim bahçedeki korumalara sıkıntı çıkarmakla,Yağız'ı darlamakla ve evden kaçmaya çalışmakla geçiyordu.
Dışarıda ki kameralara yine taş atıp kırdığım için içeriye sinirle giren Yağız'ın neden böyle sinirli olduğunu biliyordum."Yetmez mi artık Erna?"
Çok sinirliydi.
"Yetmez. Markete gitmek istiyorum. Kaç kere daha söyleyeceğim."
Sitemli sesim onu pek etkilemiş gözükmüyordu. Kısa bir süre sonra telefonu çaldı. Konuşmasını bitirip bana yine odaklandığında;
"Gidebilirsin,markete."
Şaşkınım çünkü yapmadığım kalmamıştı ama izin vermemişlerdi. Şimdi izin verilmiş olması bir hayli garipti."Eminsin değil mi?"
Bu sorum şaşkınlığımdandı. Haksız sayılmazdım. Defalarca sorduğum sorunun cevabının şimdi değişmiş olması beni dumura uğratmıştı."Fikrimi değiştirmeden düş önüme de gidelim. Ne varsa şu markette."
Hemen kapıya ilerledim.Dışarısı buz gibi olduğundan üstüme montumu giydim.
Ayakkabılarımıda giyip,bahçeye çıktım.
Yağız'da yanıma gelince bir iki koruma daha alıp markete gitmek üzere yola koyulduk.Yürümek istemem sonucu,şimdi sokakta korumalarla ilerliyorduk. Bunun bu kadar can sıkıcı olacağını tahmin etmemiştim. Çevrede çok kimse olmaması işime geliyordu.Zira bu görüntü yeterince garip ve komik görünüyordu. Kendimi market dışında heryere gidiyor gibi hissediyordum. Gerçekten bu kadar tedbire gerek var mıydı acaba ?
Biraz daha ilerledikten sonra sokağın başından yeni dönen bir siyah araba belirdi ve arkasından bir siyah araba daha. Tam bu anda ne olduğunu bilmiyordum. Ayaklarım yere çivilenmiş gibi asla kımıldayamıyordum. Söz konusu arabalar olsaydı sadece böyle durmam bir sorun olmazdı ama patlayan sesler bunlar silah sesiydi.Peki ben niye mi kıpırdayamıyordum ? Bilmiyordum. Yağızın beni hızla çekmesi sonucu tuttuğum nefesimi dışarı saldım. Şu anda sokakta bulunan başka arabaların arkasına saklanmıştık.Silah sesleri çok geçmeden durdu. Arabalar buradaydı seslerini duyuyordum.
Bir kapı açma sesi geldi önce sonra birinin arabadan iniş sesi.
"Erna Kalay, sana bir kargo paketim var."
Bana söylüyordu. Ne verebilirdi ki bana?
"Gel" dedi ve devam etti. "Gel ve al hasret çektiğin adamın sana hediyesini."Babamdan söz ediyordu.Ayaklandım.Oturduğum yerden kalkıp yola fırlamam çok uzun sürmedi. Yağız ,beni tutmak istesede öylesine hızlı davranmıştım ki engel olamadı.
"Sakın ! Kimse başını çıkarmasın. Ernacığımla özel görüşeceğim."
Karşımda ki adam benden bir hayli cüsseliydi gözünün hemen altından kaşının üstüne bir çizik vardı. Kendi isteği dışında olduğu hayli belliydi.Gözlerimi elindeki kutudan gözlerine çıkardığımda alnına düşen bir kaç tutam saç ve ela gözlerle karşılaştım. Eğer o çizik olmasaydı. Oldukça normal hatta yakışıklı biriydi. Çizik bunu engellememiş ama onu daha deli gibi gösteriyordu.
"Bana ne vereceksin ?"
Bunu söylerken titreyen sesime engel olamamıştım.Zangır zangır titreyen vucüdum anın heyecanından mı ? Yoksa korkudan mı titriyordu ? Emin değilim.
Önce bir adım bana yaklaştı.Yanımda duran elimi ellerinin arasına aldı. Direniş göstermem onun için pek bir işe yaramamıştı.
"Bırak elimi."
Bunu söylerken acı dolu çıkan sesim canımın acıdığını kanıtıydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/367738240-288-k616125.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGENİN KÜLLERİ
Novela Juvenil"Sevgiden mahcubum ben nasıl halledilir ki böyle bir sorun ,sevilmekten yara alan insan nasıl ayaklanır söylesene bu nasıl çözülür ?" Hatem gözlerimin içine bakıyordu.İlk defa bu kadar nettim ona karşı.Umudunu yitirmiş olacak arkasına dönüp yavaş ad...