Gamzedeyim Deva Bulmam

29 6 9
                                    

"Kederimi görüp takatime hayran kalıp da acıma bana. Ben ki evimi hayatın bana fırlattığı taşlarla inşa ettim."
(ANONİM)

Oturduğum yerden etrafı inceliyordum.Çok güzel bir düğün salonundaydık.Her yer çiçeklerle kaplıydı.Misafirlerin indiği merdiven,tavan,yerler. Baktığım heryer çiçeklerle doluydu.

Etraf yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Etraf yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlamıştı.Salona gelmeden evvel düğün evine gitmiştik.Onların adetlerine göre tüm akrabalar bu evden çıkıp konvoy eşliğinde gidermiş kız evine.Gelini aldıktan sonra konvoyla tekrar düğün salonuna gelinirmiş.

Zale Hanım merdivenlerden inen misafirlerle tek tek konuşuyordu.
Hatem,ileride bulunan kokteyl masasının hemen yanında orta yaşlarda bir adamla çok ciddi bir mesele görüşüyor olmalıydı. Zira bu surat ifadesi ya savaş meydanında böyle ciddi olurdu yada ölüm kalım meselesinde.Oturduğum yerden kalktım. Lavaboya gitmek için geldiğimiz merdivenlerden geri çıktım.Bu sırada Hatem'i göremesemde keskin bakışlarını sırtımda hissediyordum.Leyla'yı henüz görmemiştim.Gelinle birlikteydi muhtemelen.İşlerimi halledip,rujumu tazeledim. Aynadan son kez yansımama bakıp çıktım.Elimdeki ruju çantama koymak için çaba veriyordum resmen.

Kafamı kaldırdığımda çok geçti önümdeki bedene çarptım.Deve gibi boy vardı mübarekte.Kafamı ovuşturup, elimi alnıma yasladım.Karşımdaki adamın göğsüyle çarpışmıştım. Kafam yarılsa bu kadar acırdı.

"Küçük hanım kusura bakmayın."
Ben küçük değilim bir kere.
"Sizde kusura bakmayın.Küçük değilim ayrıca."

Başımı iyice kaldırıp karşımdaki adamın gözlerine baktım.Vay be, Rabbim neler yaratıyorsun öyle? Buğday tenli, kahve gözlü,çok yakışıklı bir adamdı.Kavisli burnu, çıkık elmacık kemikleri;kirli sakalı onu çok daha iyi gösteriyordu.Allah sahibine bağışlasın.
Söylediğime güldü.Hatta hafif kahkaha attı.

"Miraç Kara." Uzattığı elini tutup tutmamak arasında ikilemde kalsamda elimi kaldırıp tuttum.

"Erna ben. Erna Kalay."

Duyduğu şeyle şaşırmıştı.Tam olarak neye şaşırmıştı? Hatem'in sevgilisi olan Erna'ya mı? Belleğin onda olduğu düşünülen Erna'ya mı?
Yeni farkına varmıştım. Ters yöne gidiyormuşum. Lavabodan çıkınca fark etmemiştim.

"İyi günler size."

Selam verdikten sonra arkamı dönüp hızlı adımlarla merdivene doğru ilerlemeye başladım.Hatta merdivenlere vardığımda bile başıma bir iş gelecek korkusuyla hızlı hızlı iniyordum.Bir an için tökezledim.Ön taraftan bir kol öne doğru savrulmamı engelledi. Engellemese bile düşmezdim.
Kafamı çevirdiğimde biraz önceki adamla karşılaşmak beklediğim son şeydi.Miraç Kara.Uzun süre tepkisiz kalmış olmalıyım.
"Rica ederim."
Bunu söyleyen Miraç'tı.
"Yardımınıza ihtiyacım yoktu."
Kolunu elimle tutup ittim.Önüme doğru dönüp merdivenlerden bu kez yavaş adımlarla inmeye devam ettim.
Etrafa baktığımda dikkatimi ilk çeken Hatem oldu.
Kaşlarını çatmış ,tek eli yumruk halinde sinirli bir şekilde bana bakıyordu.Ceketini çıkarmış,gömleğinin kollarını kıvırmıştı.Yumruk yaptığı kolundaki kaslar ben buradayım diyordu.
Neye bu kadar sinir olmuştu ? Yanına doğru yavaş adımlarla ilerledim. Şu an bir kaplumbağa olmak isterdim.Yanına iki saatte varsam harika olurdu.

GÖLGENİN KÜLLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin