Bu kitaptaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.
Biri size çocukluğunuzla ilgili ne hatırlıyorsun diye sorduğunda, belki sayabileceğiniz onlarca anınız vardı. Benim zihnimde çocukluğumdaki anılardan oluşan kısım kapkaranlık bir odadan ibaretti. Yetimhanenin soğuk odalarında, her gece sabah olsun diye dua ettiğim anılardan ibaretti. O zamanları düşündüğüm zaman içinden çıkamadığım o duyguları tekrar yaşıyordum. Elimde değildi, bazen insan her şeyi aşamıyordu.
Kaldığımız çocuk esirgeme yurdunun hemen yanında erkekler için de bir çocuk esirgeme yurdu bulunuyordu. Ben 14 yaşlarındayken, o yurtta kalan benden 3 yaş büyük biri bana aşık olmuştu. Asla bana yüzünü göstermiyor, sürekli mektuplar yolluyordu. Sadece yaşını biliyordum. İsmini bile bana söylemiyordu. Yolladığı her mektupta bana uğur böceği diye hitap ediyordu. Karşıma her çıktığında tıpkı bu zaman olduğu gibi o zaman da yüzünde bir maske oluyordu. Ses tonu çok değişmişti, büyümüştü. O zaman hayatımın en kötü dönemlerini bana yaşatmıştı. Herkesin bakışlarını üzerimde hissediyordum.
''Sen bu adamı tanıyor musun?'' İlk soru yüzbaşıdan geldi.
''Birce, kızım neler oluyor?'' Akabinde albayın sorusu onu takip etti.
Şoka girmiş bir şekilde ekrana bakıyordum. Bu kadar yıl sonra karşıma çıkması yine olabilirdi ama karşıma bir terör örgütü kurucusu olarak çıkması beklediğim en son şey bile değildi.
''Pek tanıdığım söylenemez.'' Dediğimde yüzbaşı kötü durumda olduğumu anlamış olacak ki:
''Toplantı odasına geçelim albayım.'' Dediğinde albay başıyla onu onayladı.
''Bu şerefsiz ne olacak yüzbaşım.'' Oğuzhan'ın sorusuyla yüzbaşının bakışları tekrardan ona dönmüştü.
''Beklesin biraz.'' Dediğinde bütün timin toplantı odasına doğru ilerlemesi bir oldu.
Odaya girdiğimiz zaman herkes masanın etrafındaki sandalyelere oturdu. Albayın sesiyle bakışlarım ona döndü.
''Seni dinliyoruz Birce üsteğmenim.'' Derin bir nefes aldım. Bu kadar kişinin önünde geçmişten bahsetmek beni çok geriyordu. Bana asla zararları dokunmayacak insanlar olduklarını biliyordum ama yine de çekinmekten kendimi alıkoyamıyordum.
''Bildiğiniz gibi yetimhanede büyüdüm.'' İstemsiz duruşum dikleşti. Kendimi ne zaman mutsuz hissetsem, ruh halimin aksine duruşum dikleşirdi. Albayın ve yüzbaşının yetimhanede büyüdüğümden haberi vardı. Bu timi oluştururken herkesin sicili en ince ayrıntısına kadar inceleniyordu. Timdekiler için bu bilgi sürpriz olmuştu.
''14-15 yaşlarındayken beni taciz eden biri vardı. O da bizim çocuk esirgeme yurdunun erkek bölümünde kalıyordu.'' Yutkundum.
''Belli bir süre bu devam etti. Ama bu kişi bana hiç yüzünü göstermedi. Birkaç kere karşıma çıktı sadece onda da yine yüzünde maske vardı. Onun dışında hep telefonla, mektup tarzı şeylerle beni rahatsız etti. En son bir olay oldu, o olaydan sonra bir daha onu hiç görmedim.'' O olayı anlatmayacaktım. Onlarda bakışlarımdan bunu anlamış olacak ki sorgulamadılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERTUNGA
ActionBirce Sağlam, Diyarbakır'da görev yapan bir Türk askeridir. Kendisine gelen telefonla, ''Pençe'' isimli özel bir time alındığını öğrenir. Görev için gittiği Hakkari'de hayatının aşkını bulacak, aynı zamanda geçmişten gelen bir gölgeyle savaşacaktır...