BÖLÜM DOKUZ

203 18 2
                                    

Merhaba. Geçen hafta ülkemizde olan olaylardan dolayı hepimiz çok üzgünüz. Umarım en kısa sürede bir çözüm bulunur. Yoksa hiçbir şey azalmadan, aksine çoğalarak devam edecek. Daha çok eve ateş düşecek. Bugün dünya kız çocukları günü. Bütün çocukların ve kadınların mutlu olduğu, öldürülmediği bir dünya diliyorum hepimize💖 İyi okumalar 💖


 Bütün çocukların ve kadınların mutlu olduğu, öldürülmediği bir dünya diliyorum hepimize💖 İyi okumalar 💖

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatım boyunca yoğun olarak hissettiğim tek duygu eksiklik duygusuydu. 27 yaşıma kadar bana dibine kadar hangi duyguyu yaşadın diye sorsalar, bunun cevabını verirdim. Ömrüm boyunca hep bir noktada eksik kalmıştım. Kendimi tamamlamak için çok uğraştım. Ama insan bazen elinde olmayan sebeplerden dolayı tamamlanamıyordu. Kariyer olarak istediğim yerdeydim, istediğim hayatı yaşıyordum. Ama hep bir yanım eksikti. Tamamlanmayan bir yarım vardı.  Karşımda bana karşı bir şeyler hissettiğini söyleyen biri vardı. Ve ben onu ilk gördüğüm andan beri biliyordum ki, o benim hayatımda sıradan biri olmayacaktı. Benim de ona karşı hissettiğim duygular vardı. Buna ne isim verilirdi bilmiyordum. Bildiğim tek şey basit bir duygu değildi. Başlangıcı böyleyse, sonrasında sonumuzu getireceğini görebiliyordum. Zilin çalmasıyla bakışları dudaklarımda bana döndü.

''Birini mi bekliyordun?'' bilinçsizce başımı salladım. Sanki 27 yaşında değildim, sanki ilk defa biriyle öpüşecekmişim gibi karşısında kalakaldım. Kapı inatla çalmaya devam ediyordu. Kendini geri çekti. O an içinde bulunduğumuz durumun gerçekliğinin farkına vardım. İstemsiz ayaklandım. Elimi boynuma atıp, bakışlarımı ondan kaçırdım.

''Ben, ben kapıyı açayım.'' deyip kapıya doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan bir kıkırdama sesi duydum. İlk defa ona bakmadığım, o manzarayı görmediğim için kendime kızdım. Kimdi bu gelen? Neden tam şimdi gelmişti yani? Kapının kulpunu tutup açtığımda karşımda Şimal ve Selin'i görmeyi beklemiyordum.

''Selam komutanım!'' Bu selamlama tabi ki askeriyedeki gibi değil, aksine cıvıl cıvıldı.

''Bir şey mi oldu?'' dan diye böyle bir şey sorduğum için ikisinin de kaşları kalktı. Tam o sırada günlerdir aşina olduğum o kokuyu hissettim, yüzbaşı arkamdaydı. Kızların bakışları arkama kayınca bundan emin oldum.

''Biz yanlış zamanda geldik sanırım.'' Selin Şimal'i kolundan tutup merdivene yönlendirmek üzereyken onları durdurdum.

''Yok, ne yanlış zamanı geç içeri.'' bakışlarım arkamdaki yüzbaşına döndü.

''Yüzbaşım da çıkıyordu şimdi.'' dolaylı yoldan gitmesi gerektiğini söylemiştim. Sonuç olarak aramızda oturamayacağına göre, tabi ki gidecekti. Bakışları anlık yine dudaklarımı bulunca, kalbimin atışını boğazımda hissettim.

''İyi geceler Birce.'' kolunu hafiften omzuma temas ettirip, kızlara da iyi geceler deyip merdivenlere yöneldi. Kızlar yüzüme süt dökmüş kedi gibi bakıyordu.

''E hadi geçin içeri.'' dediğimde salona doğru ilerlediler. Neden geldiklerini sormadım, kapıma gelene neden geldin diye sormazdım. Çünkü bu kapıya birileri gelsin diye senelerce beklemiştim.

ERTUNGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin