Merhabalar. Bir hafta sonra beraberiiiz💖 Bu bölüm sevdiğim bölümler arasında yer alıyor. Umarım siz de beğenirsiniz🤍 Şöyle küçük bir şey söylemek istiyorum. Önümüzdeki hafta küçük bir operasyon geçireceğim için bölümü yayımlayamayacağım, anlayışla karşılayacağınızı düşünüyorum.💖 Ondan sonraki haftalarda, yine her hafta beraberiz. Hepinize iyi okumalar.
İnsanoğlu yaşamadığı bazı duyguları anlayamaz diye düşünürdüm. Empati duygusunun bir yere kadar olduğuna inanırdım. Bu mesleğe başladığımda, bütün bu önyargılarım yerle yeksan olmuştu. Kendimi 10 yaşında tacize uğrayan bir çocuğun yerine koydum, o gece hiç sabah olmayacakmış gibi hissettiğim için uyuyamadım. Kendimi eşinden çocuklarının önünde dayak yiyen bir annenin yerine koydum, o mahcubiyet ve üzüntü beni mahvetti.İnsan asker olunca sadece dağa taşa tırmanmıyordu, yurdunun insanının her anında yanında oluyordu. Her anına şahit oluyordu. Ekin'in anlattığı şeyler çok zordu. Aile kavramıyla, bir ailenin içinde büyümediğim için onu tam anlamıyla anlamam çok zordu. Ama en azından ne kadar zor olduğunun farkındaydım. Hayatta tek varlığı olan öz kardeşi, onu belki doğurmamış ama büyütmüş, üzerinde büyük emeği olan birini öldürmekle tehdit ediyordu. Bunun ağırlığını anlayabiliyordum. Özellikle karşındaki hastaysa ve ilaçlarını kullanmıyorsa elinden gelen hiçbir şey yoktu. Onunla ayrıldıktan sonra Onatla eve gelmiştik. Onat tam anlamıyla Ekin'e güvenmeden albaya bu durumdan bahsetme taraftarı değildi. Ama yine de Ekin'in güvenliği için peşine birilerini takmıştı. Bu durumdan sadece ikimizin haberi olacaktı.
Kendi evime gitmek istediğimi söylediğimde Onat dün gece benim için yaptığı tatlıyı hatırlatmıştı. Eve gidip hızlıca üstümü değiştirdikten sonra kendimi yine onun kapısında buldum. Kapıyı çaldığımda karşımda Onat'ı beklerken Oya'yı bulmak bana da sürpriz olmuştu.
''Hoş geldin!'' onu özlemiştim. Sanırım artık tamamen buraya yerleşmişti. Çok konuşma fırsatımız olmamıştı.
''Hoş buldum Oya.'' bana sıkıca sarıldığında ben de ona aynı samimiyetle karşılık verdim. Ayrıldıktan sonra içeriye doğru ilerlemeye başladım.
''Ben sizi yalnız bırakayım. Çıkıyordum zaten. Bir şey almaya gelmiştim.'' dediğinde ona doğru döndüm.
''Hayır, olur mu öyle şey? Seni özledim. Gel oturalım.'' yüzünde Onat'ın gülümsemesinin aynısı belirdi. Onu belki de bu kadar benimsememin en büyük sebeplerinden biri gülüşlerinin Onatla resmen aynı olmasıydı.
''Ay hadi çok ısrar ettin.'' dediğinde gülmeme engel olamadım. Her ne kadar Onatla fiziksel olarak benzeseler de karakter olarak alakaları yoktu. Gözüm balkonun kapısını açıp içeriden çıkan Onat'a kaydı. Beni görünce yüzüne büyük bir gülümseme yayılmıştı.
''Hoş geldin. Oya da şimdi gidiyordu. Dimi Oya?'' hayret dolu bakışlarla ona baktım.
''Hayır Oya da tam bizimle beraber tatlı yiyecekti.'' Onat tek kaşını kaldırıp bana bakmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERTUNGA
AçãoBirce Sağlam, Diyarbakır'da görev yapan bir Türk askeridir. Kendisine gelen telefonla, ''Pençe'' isimli özel bir time alındığını öğrenir. Görev için gittiği Hakkari'de hayatının aşkını bulacak, aynı zamanda geçmişten gelen bir gölgeyle savaşacaktır...