ON İKİ

54 8 13
                                    

Keyifli okumalar...

Bütün gece dönüp durmuştum. Gözüme bir damla uyku girmemişti. Ağlıyor, kızıyor, öfkeleniyordum..
Gün doğumundan gözlerimi kapadığımda korkunç bir kabus görmeye başlamıştım.

Ruhumu çeken kara bir duman etrafımda geziniyordu. Korkuyor, yardım istiyordum. Duman etrafımda hızla döndükten sonra uzun ağaçların olduğu ormana doğru ilerlemeye başladı. Koşarak onu takip ettim, dumandan korkuyor aynı zamanda yolumu göstermesi için onu takip ediyordum.

Çıplak ayaklarıma taşlar batıyor canımı yakıyordu. Kurtların uluduğunu duyduğumda dumanın peşinden gitmek için daha da hızlandım. Gecenin bir yarısıydı, ay tam tepede yolumu aydınlatıyordu.
Koşuyor koşuyor nereye gittiğimi bilmeden yalnızca koşuyordum.
Nihayet dumanı tekrar gördüğümde beni nereye getirdiğine anlam veremedim.

Ayaklarımın altındaki taşlar bir anda kaybolmuş yerini yumuşak toprağa bırakmıştı. Biraz ilerledikten sonra kulaklarımı bir ağlama sesi doldurdu. Bir kadın durmadan ağlıyordu. Yaklaştım fakat aynı zamanda korktuğum için tedirginlikle adım atıyordum.
Bir kadın gördüm, saçları bembeyazdı. Yoğun toprak kokusu alırken biraz daha yaklaştığımda bir mezarın başında ağladığını gördüm. Başını kollarına yaslayarak ağlıyordu, merak edip biraz daha ilerlediğimde kadının yüzünü hemen tanıdım.

Annem... annemin burada ne işi vardı.
Üstelik olduğundan daha yaşlı görünüyordu.
"Anne." dediğimde başını kaldırıp bana baktı.
Kan çanağına dönmüş gözleriyle bana öfkeyle baktı. Hemen ardından mezarını başından aldığı bir avuç toprağı ayaklarımın dibine attı.

"Doydun mu toprağa?" diyerek bağırdığında şaşırıp kaldım.
"Anne, ne işin var burada?" diye sorduğumda sanki beni duymuyormuş gibi feryat edip dizlerini dövmeye başladı.
"Öldürdüler... canımdan can aldılar. Beni yaktılar. "

Annemin neden ağladığını merak ediyordum? Bu mezarda yatan kimdi?
Mezar taşına doğru yaklaşıp yazan ismi görmeye çalıştığımda birden gözlerimin buğulandığını gördüm. Biraz daha yaklaştım fakat yine göremedim. Kimdi bu yatan?
Yüzüme çarpan toprakla gözlerimi kırpıştırıp anneme döndüm.
Neden bana öfkeyle bakıyordu? Neden toprak atıyordu?

"Doydun mu Züleyha! Kan doyurdu mu gözünü? Burada yatana iyi bak Züleyha! Rahatladın mı, bitti mi? Doydun mu toprağa Züleyha!"

Züleyha!

İsmim yankılanırken korkuyla haykırdım. Annem neden böyle yapıyordu? Ben ne suç işlemiştim? Kim yatıyordu bu mezarda? Ben mi öldürmüştüm? Oysa ben kimseyi öldüremezdim.

"Züleyha yenge."

İrkilerek uyandığımda sırılsıklam olduğumu gördüm. Kapıyı devamlı olarak vuran Hira, ses çıkarmadığım için endişelenmiş olmalıydı.

ZÜLEYHA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin