ON ÜÇ

44 7 15
                                    

keyifli okumalar...

(Yazardan)
0. Gün

Ay tam tepede, saat gece yarısını biraz geçmekteydi. İstanbul Selimiye'de bulunan Haydarpaşa limanında hareketlenmeler başlamıştı.

Siyah mercedes marka araba limanın tam önünde durduğunda etrafta bulunan 20'ye yakın takım elbiseli adam sıra halinde dizildiler.

Emir Yavuz büyük bir ihtişamla arabadan inip etrafına bakındı.

Deniz bile durulmuşken gecenin bir vakti toplanan adamlar tedirginlikle birbirlerine bakıyorlardı.
Emir, cebinden sigarasını çıkarıp dudaklarına götürürken Murat gemiden ayrılıp yanına doğru ilerledi.

"Hoşgeldin abi." diyerek başını hafifçe eğen Murat'a döndü Emir.
"Durumlar ne?" diye sorduğunda Murat gemiyi işaret etti.
"Mallar hazır, adamlar yerleştiriyor."
İçlerinde makinalı tüfek ve pahalı silahlar gibi bir çok delici alet bulunan gemi buradan ayrılıp önce Ege'ye ardından okyanusu aşarak Meksika'ya gidecekti.
Pamuk ve kumaşlarla örttükleri mallar iyi korunuyordu. Artık bu işte uzman olduklarından korkuları yoktu.

"İyi aferin... bir an önce yola çıksınlar. Başımız daha fazla ağrımasın. "
Emir Yavuz sigaranın küllerini arabanın altına atarken Murat kafasını sallayarak konuştu.
"Merak etme abi... halloldu her şey."
Emir başıyla onaylarken Murat tekrardan gemiye doğru ilerledi.

"Abi!"
Bu sırada yanına doğru gelen bir adam korkarak Emir'e baktı.
"Savcı Eyüp Başaran'ın arabası buraya doğru geliyor... ne yapalım?"
Duyduğu haberle canı sıkılan Emir adamların hepsine el işaretiyle arabalara geçmelerini söyledi.
"Basıp gidin. Bu herifin karın ağrısı neymiş öğrenelim."

Adamlar söyleneni yapıp arabaları çalıştırırken gemi de çoktan karadan ayrılıyordu. Savcı geç gelmişti... Emir bunun rahatlığında ellerini cebine atarak beklemeye başladı.

Eyüp Başaran'ın arabası limana doğru yaklaştı, yaklaştıkça Emir'in yüzünde bir sırış peyda oldu.
Tam önünde duran arabadan inen Savcı, Emir'le göz göze gelip güldüğünü görünce canı sıkıldı. Emir elindeki sigarasını yere atıp ayağıyla ezerek dudaklarını araladı.

"Ooo Savcım, beni mi özledin?"

Emir'in sorusu yanıtsız kalırken Eyüp hızla etrafı süzdü. Anlaşılan geç kalmıştı. Gemi çoktan kalkmış, adamları burayı terk etmişti.
Öfkeyle burnundan soluyup ceketinin iç cebinden sigarasını çıkardı.

"He ya Abi... çok özledim."
Dudaklarına götürdüğü sigarayı Emir'in uzattığı çakmakla yakan Eyüp birkaç adım atarak Emir'in karşısında durdu.

"eee nasıl işler? Bu aralar iyi para kaldırıyorsun..."
Eyüp'ün dalga geçer gibi sorduğu soruya Emir alayla sırıtarak karşılıklı verdi.
"Valla nasıl olsun, ekmeğimizdeyiz çok şükür."

"Ekmeğinizdesiniz..."
Eyüp, karşısındaki adamı taklit ederek gülmeye başlarken sigara dumanı rüzgarla uçuşarak Emir'in yüzüne çarptı.

ZÜLEYHA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin