-5-

2.9K 258 59
                                    

Belki ilk okurum değil ama yorumlarıyla ilk destek vereniim. Dün yorumlarını okuduğumda sevinçten yatakta zıplamaya başladım ve hemen bu bölümü yazmaya başladım. Çook teşekkür ederiiim JonggKyungg. Bu bölüm onun için ehehhe^^

Medyaya da çiftimizin en sevdiğim fotoğrafını koyuyorum dnxmndnx

---

Kyungsoo annesi için mutfakta portakal sıkarken çalan telefonunu açıp omzuyla başı arasına sıkıştırdı.

"Efendim Yeollie" Chanyeol annesi hastanedeyken Kyungsoo'nun yanında olamadığı için kendini çok kötü hissediyordu. Doktoru arayıp durumu hakkında bilgi edinmesine rağmen içi rahat değildi ama şimdi Kyungsoo'nun neşeli sesini duymak onu rahatlatmıştı.

"Özür dilerim Soo. Yanında olmalıydım ama biliyorsun Japonya'da ki bu iş çok önemliydi ve bizzat gitmem gerekiyordu."

Kyungsoo Chanyeol'un göremeyeceğini bilmesine rağmen hevesle gülümseyip kafasını aşağı yukarı salladı.

"Biliyorum Yeol, sorun değil. Hesabından bir miktar para çekeceğim, haberin olsun. Şimdi kapatıyorum annemin yanına gitmem lazım."

"İstediğin kadar çekebilirsin Soo, görüşürüz."

Kyungsoo telefonu kapatıp cebine koydu. Tezgahın üzerindeki portakal kabuklarını çöpe doldurup tezgahı bir bezle sildi ve sıkacaktaki portakal suyunu bir bardağa boşalıp annesinin odasına gitti.

Annesi yataktan hafifçe doğrulmuş kitabını okuyordu. Kyungsoo küçüklüğünden beri alışık olduğu bu görüntüye gülümseyip annesinin yatağının yanındaki sandalyeye oturdu. Annesi elindeki kitabı kapatıp yanında ki çekmecenin üzerine koydu.

"Oğlun bunu senin için sıktı." Kyungsoo elindeki bardağı annesine uzatırken tüm dişlerini gösterecek şekilde gülüyordu.

Annesi portakal suyunu içerken Kyungsoo ayağa kalktı. "Hepsini bitirmelisin anne."

Kyungsoo odasına giderken hala gülümsüyordu. Ona bir şey olacak diye o kadar korkmuştu ki.

Dolabının karşısına geçip ne giyeceğini düşünmeye başladı.

Bir süre düşündükten sonra buz mavisi pantolon ve beyaz önünde sade bir baskı bulunan bir tişörtte karar kıldı.

Hemen giyinip saçlarını yaptıktan sonra Chanyeol'un ona verdiği kartı alıp dışarı çıktı. Kyungsoo Chanyeol'un tuzağa düşürmesini istediği kişileri Chanyeol'un deyimiyle tuzağa düşürüp ona getiriyordu ve bu kartta o zamanlarda lazım olan bir ihtiyacı olursa kullansın diye verilmişti. Kyungsoo bunu sık sık kullanmamasına rağmen şuan ihtiyacı vardı.

Kyungsoo bankamatiğin önüne geldiğinde kartı taktı ve Chanyeol'un mükemmel zor şifresi olan '1111'i girdi. Chanyeol'a göre onun gibi koskoca iş adamının kartının şifresinin '1111' olduğunu kimse tahmin edemezdi ve Chanyeol'un şifre olarak girebileceği özel bir günü yoktu.

Kyungsoo ihtiyacı olan miktarı çektikten sonra yoldan geçen taksiyi durdurdu ve Kai'nin şirketinin adresini verdi.

Kyungsoo yol boyunca Kai'yi düşündü. Kai çok farklıydı. Gözleri, burnu, dolgun dudakları ve o dudakların mükemmel dokunuşu... Kyungsoo'nun eli istemsizce boynuna gittiğinde kafasını iki yana sallayıp kendini toparladı.

Taksi günlerce gece yarısına kadar beklediği şirketin önünde durunca Kyungsoo ücreti ödeyip taksiden indi.

Kyungsoo Kai'yi görmeyeli üç gün olmuştu. Kai onun adını unutmuş olamazdı değil mi? Çünkü birazdan "Randevunuz var mı?" diye soran sekretere "Do Kyungsoo'nun onunla konuşmak istediğini söyle." diyecekti.

GÖREVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin