sihir 2

186 25 12
                                    

"Kitap okumayı seviyorsunuz sanırım." dedi duvardaki büyük kitapçıkta parmaklarını gezdirirken. "Okumadığınız var mı bunların arasında?" Kaşlarımı çatarak ofladım. "Siz hitabından hoşlanmam." Başını sallayarak onayladı.

"Başka nelerden hoşlanırsın?" diye sorduğunda güldüm. "Kendimden nefret etmemi mi istiyorsun?" dediğimde hissetmediğim bacaklarıma vurdum. "Sence nelerden hoşlanabilirim?"

Kitaplıktan eline aldığı bir kitapla beraber yanıma geldi. Berjeri, sandalyemin hemen yanına koyup oturdu. "İlk değilsin." dedi düz bir sesle. "Son da olmayacaksın." Serin bir nefes aldı ve kitabın sayfalarını açarken üfleyerek verdi. "Bacakları olmadan büyük şeyler başaran bir sürü insan var."

Kitabın ortalarından bir yeri açtı. Doğru söylüyordu ama bu bu umurumda değildi. Ben basketbol oynamayı severdim ama oynayamayacaktım. Yüzmeyi severdim, yüzemiyordum. Önceleri popüler olan bi adamken şimdi yüzüne bakılmadan biriyim.

"Öldürmeyen acı güçlendirir." dedi bir satırdan okurken. "Ben güçlenmedim." dedin omuz silkip. "Çünkü sen, pes ettin."  dedi bakışlarını bana çevirdi. "Belki de hiç savaşmadın."

Bakışlarımı yalının manzarasına çevirdim. Gelip geçen gemilere, boğazın köprüsüne, hafiften batacak olan güneşe. "Ölmeliydim." dedim sessizce. "Annem gibi." Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ya da o yaşamalıydı ve ben ölmeliydim."

"Annen için üzgünüm." dedi elini dizime koyarken. "Onun için ayağa kalkman gerekmez mi?" diye sorduğunda ilk kez biriyle konuştuğumu o an farkettim. "Ona koşamadıktan sonra ne farkeder ki?" dediğimde alt dudağını öne kıvırdı.

"O zaman canına kıy Çağan?" dedi doğruca. Buna kaşlarımı çattım. "İlaçların var, gayet ağır ilaçlartek seferde yutsan gece uyurken sabaha ölürsün." Hayretle onu dinledim. Düşünür gibi yaptı. "Ya da ben seni şurdan iteyim?" Ciddi mi değil mi anlayamadığım sırada gülmeye başladı.

"Yaşamak iste ki bir anlamı olsun." Dudağını yalayıp devam etti. "Babanın anlattığı ya da benim magazin dergilerinde okuduğum kadarıyla renkli, eğlenceli ve hırslı bir adamsın." Öyleydim. "Kazadan sonra yazılanları da okudum. Yalnızlığa mahkum oldu diyenleri." Mahkum olmadım, edildim. "Onlara ne olduğunu göster. Bırak sana yardım edeyim."

Yüzüme istemsiz oturan gülümseme onu da gülümsettiğinde başımı salladım. "Zor bir adamım." dedim. "Yazmamışlarsa eğer." Güldü. "Emin misin bana dayanabileceğine?" Başını sağına eğdi. "Onu sen düşün. Benimle başa çıkılması daha zordur." Ayağa kalktığında başımı kaldırdım ona doğru. "Beni ezberleyeceğin bir magazin dergisi de yok."

SihirliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin