10. Bölüm

57 2 0
                                    

İlahi Bakış Açısı

Midtown Koleji'nde hareketli bir gün yaşanıyordu. Koridorlarda yayılan söylentiler hızla öğrenciler arasında dolaşıyordu. "Tony Stark'ın kızı bu okula başlayacakmış," diyen bir öğrenci, arkadaş grubunun ilgisini çekti. "Düşünsene, Iron Man'in kızı bizim sınıfımızda olabilir!" diyen başka bir öğrenci heyecanla ekledi. Bu tür konuşmalar, okulun her köşesinde yankılanıyordu. Öğrencilerin çoğu, yeni gelen bu kızın nasıl biri olduğunu merak ediyordu; bazıları onu sadece ünlü babasıyla tanımak istiyordu, bazıları ise onunla gerçekten tanışma fırsatını bekliyordu.

Liz Allan, bu söylentilere pek aldırış etmiyordu. 12. sınıfın yoğunluğu ve yakında düzenlenecek doğum günü partisiyle meşguldü. Ancak, yeni gelen bu öğrencinin kim olduğuna dair bir merak, da içinde kıvılcımlar yaratmıştı. Liz, okulun popüler ve saygı duyulan öğrencilerinden biriydi. Öğle yemeği sırasında, birkaç arkadaşıyla birlikte yemekhanede otururken, Tony Stark'ın kızıyla ilgili fısıltıları duymaktan kaçamıyordu. Liz, "Ünlü bir babası olması, onun da ünlü olacağı anlamına gelmez," diyerek konuyu kapatmaya çalıştı. Ancak, düşüncelerinin arka planında, yeni gelen bu öğrenciyi tanımak için bir merak da vardı.

İki Gün Sonra
Luna'nın Bakış Açısı

Bu iki gün boyunca babamı sık görmemiştim; yemekten yemeğe görüyordum. Babam buraya biraz alıştıktan sonra Avengers üyeleriyle tanıştıracaktı. Bir gelişme daha vardı: yarın okula başlayacaktım. Okul için fazlasıyla heyecanlıydım. İlk defa okula gidecek olmam, acaba bir arkadaş edinebilir miydim diye çok merak ediyordum.

Babama daha az kırgındım. Her ne kadar ondan nefret etsem de seviyordum, ama hala aramızda büyük bir mesafe vardı.

Özel güçlerimi az da olsa kontrol altına almayı öğrenmiştim. Ayrıca, özel güçlerim hakkında yeni bir şey fark etmiştim: fazlasıyla güçlü ve yapılıydım.

Uyumadan önce son düşündüğüm şeyler bunlardı...

Sabah erken kalktım ve duş aldım. beyaz tişört, siyah bol pantolon ve deri ceket giymiştim. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Dün erken uyuduğum için göz altlarım hafif şişti. Göz altlarıma kapatıcı sürdüm, gülkurusu allık ve rujumu sürünce hazırdım. Siyah çantamı alıp odadan çıktım.

Aşağı indiğimde babamın özel şoförü Happy beni bekliyordu. Kafa bir adamdı.

"Günaydın Happy," dedim arabaya geçerken. Kapımı açıp binince kapattı.

Oda kendi koltuğuna geçince cevap verdi. "Günaydın Luna. Okul için heyecanlı mısın?" dedi. "Aşırı derecede heyecanlı ve gerginim," dedim. "Merak etme, kendine güven. Bay Stark hep dediği gibi sen bir Stark'sın," dedi Happy.

Bu sözleri üzerine biraz olsun rahatlamıştım. Okula varana kadar Happy ile sohbet ettik. Okula varınca "Sana iyi şanslar," dedi Happy. Teşekkür edip arabadan indim.

Okulun bahçesi baya büyüktü. Bakışları üzerimde hissediyordum ve bazı fısıldaşmalar duyuyordum. Bunları fazla takmadan müdürün odasına çıktım. Kapıyı çalıp içeri girdim. "Merhaba Bay Dean. Ben yeni öğrenci Luna Stark, dolabımın anahtarını almak için geldim," dedim okulun müdürüne. "Hoşgeldiniz Bayan Stark, sizi burada görmek bizim için bir onurdur," dedi Bay Dean. Çekmecede bir şeyler karıştırdıktan sonra bir anahtar uzattı. "102 numaralı dolap," dedi Bay Dean. "Teşekkür ederim. İyi günler," diyerek odadan çıktım.

Okulda çoğu kişi benim hakkımda konuşuyordu. Onları fazla takmadan sınıfıma ilerledim. İlk dersimiz kimyaydı. Sınıfa geçtiğimde öğretmen daha gelmemişti. Rastgele bir sıraya oturup bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Sınıfta fazla kişi yoktu. Olanlar da tahminimce benim hakkımda konuşuyorlardı çünkü bana bakıp konuşmalarının hiçbir anlamı yoktu. Birkaç dakika sonra kimya öğretmeni olduğunu tahmin ettiğim 40 yaşlarında bir adam geldi. "Ben Albert Adams, kimya öğretmeniyim. Bu dönem kimya derslerinize ben gireceğim," diye konuştu. Herkes kendini tanıttıktan sonra sıra bana geldi. Herkes bana bakmaya başladı. "Ben Luna Stark, umarım herkesle iyi geçiniriz," dedim ve oturdum. Sınıftan hafif uğultular başlamıştı.

Herkes kendini tanıttığında derse başladık. Öğle arasına kadar birçok derse girdik. Öğle arasında yemeğimi alıp boş bir yere oturdum. Etrafıma göz gezdirmeye başladım. Öğle arasına kadar okul hakkında az da olsa bilgi almıştım.

Etrafıma bakmaya devam ederken tanıdık bir yüz gördüm. Bu çocuğu nereden tanıyordum, nereden? Ha, hatırladım: Avengers Kulesi'nden kaçmaya çalışırken Happy'nin yanındaki çocuktu. İsmi yanılmıyorsam Peter Parker'dı. Umarım beni hatırlamıyordur, diye geçirdim içimden. Ve yemeğimi yemeye başladım.

İlahi Bakış Açısı

Luna yemeğini yerken Ned ve Peter yemek almak için sıraya girdi. Yemeklerini aldıktan sonra bir sıraya oturdular.

Oturduktan sonra ned konuşmaya başladı. "Duydun mu Tony Stark ın kızı bizim okula başlamış. Dedi Ned. Peter biraz " şaşırarak "Hadi canım, Benim bildiğime göre Tony Stark'ın bir kızı yoktu. " Dedi Peter. "Bu zamana kadar herkesten saklamış. "Deyip etrafına başladı. Bak şu iki sıra önümüzdeki kısa saçlı kızı görüyor musun Dedi Ned. "Evet" Diye cevap verdi Peter. "İşte o kız." Diye cevap verdi Ned.

Peter sanki bu kızı bir yerden tanıyordu ama çıkaramıyordu. "Ben sanki bu kızı bir yerden tanıyorum. " Diye konuştu Peter. "Belki Stark stajında görmüşsündür. "Dedi ned. "Olabilir" Diye cevap verdi Peter. Konuyu kapatıp çizgi romanlar hakkında konuşmaya başladılar.

Luna'nın Bakış Açısı

Öğleden sonra derslerimiz bedendi. Ondan dolayı spor salonuna indim. Dersin öğretmeni şey söyledikten sonra serbest bıraktı. Bedeni pek sevmediğim için oturup *Doğu Ekspresinde Cinayet* adlı polisiye bir romanımı okumaya başladım. Yanıma bir kişi oturunca ona baktım. Yanıma hafif esmer bir kız oturmuştu. Bana bakıp "Cinayet kurgularını sever misin?" diye sordu kız. "Sevmek ne kelime, bayılırım," diye cevap verdim. "O halde," dedi kız elini uzatarak, "Ben Michelle Jones, kısaca MJ," dedi. Elini tutup "Memnun oldum, ben de Luna. Luna Stark," dedim ve sohbet etmeye başladık. İlginç ama birçok ortak noktamız vardı.

Beden dersinin sonuna kadar sohbet ettikten sonra birbirimizin numarasını aldık. Vedalaştıktan sonra arabaya doğru yürüdüm. Arabaya binince içerisinde babamı görmek şaşırttı beni.

"İlk günün nasıl geçti?" dedi babam. "Güzel de sen neden buradasın?" diye sordum. "Birkaç işim vardı. Ayrıca seni ve Stark stajı için olan öğrencimi almaya geldim," dedi babam. O sırada yan kapım açıldı ve arabaya Peter bindi. "Merhaba Bay Stark," dedi. Beni fark etmemişti anlaşılan. "Merhaba Peter, seni kızımla tanıştırayım," dedi babam. Peter bana döndü. "Merhaba, ben Peter. Peter Parker," dedi Peter. Onun beni tanımamasına sevinmiştim. "Ben de Luna Stark," dedim ve kulaklığımı taktım. Yol boyunca Spotify'dan çalma listemi dinledim.

Kuleye vardığımızda babam ve Peter toplanma salonuna gitmişlerdi. Ben de odama girip yatağıma girdim. Gözlerim kapanırken "İlk defa günüm mükemmel geçti," deyip uyudum.

~~~

Ve bölüm biter ben hala taslaklarımın gitmesinde kaldım çaktırmayın

Herkese iyi geceler öptümm 😘🌕🌌

LUNA STARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin