Luna'nın Bakış Açısı
Bir saattir yürüyordum. Nereye mi gidiyordum bende bilmiyorum. Boş boş NewYork sokaklarında dolaşmaktan sıkılmıştım. Bir kafenin yanından geçerken anlık bir kararla kahve almak İçim kafeye girdim. Bu hayatta sevdiğim üç şey vardı. Kahve, Uyku ve müzik.
Baristaya yaklaşıp, "Bir tane ice latte alabilir miyim? " Dedim. "Tabiki Efendim. " Dedi barista. "Adınızı öğrenebilir miyim" Diye sordu barista. "Luna Stark"
Ha siktir ben Luna Stark mı dedim şimdi sıçmıştım. "SİZ MEŞHUR İRONMAN, TONY STARK'IN KIZISINIZ!" Diye çığlık attı kadın. Kulağımı sağır etmişti.
...
Şimdi kesinlikle sıçtım çünkü kendimi zombi filminde gibi hissediyorum. Arkamdan imza ve haber yapmak için yaklaşık 50 insan kovalıyordu. Benim ne günahım vardı yaa. Kuleye doğru koşuyordum. Çünkü kuleden içeri giremezlerdi. Kahretsin ya telefonu çöpe atmayacaktım. Kuleye vardığımda hemen içeriye girdim. Yemin ederim nefes nefese kalmıştım. Kapıdaki korumalar zor da olsa kuleye girmelerini engelliyorlardı. Bu insanlar gidene kadar en azından kulede kalsam iyi olacaktı. Ve bu kimlik değiştirme işini hemen halletmem gerekiyordu.
Asansöre binip yukarı çıktım ve odama girdim. Yaa ben bütün gün burda ne yapacaktım. Ben neden telefonu attım biri bana açıklasın.
...
Birkaç dakika oturup düşündükten sonra aklıma birşey gelmişti. "Friday" Dedim. "Evet bayan Stark sizi dinliyorum." Dedi Friday. "Kulenin içinde ateş gücümün kimseye ve kuleye zarar vermeyecek şekilde bir antrenman salonu varmı." Diye sordum. "Kulenin içinde güçlerinizi kontrol etmeyi öğrenmek için bir antrenman salonu bulunuyor bayan Stark. 11. Katta spor salonunun yanındaki oda. " Dedi Friday
Şu an otuz iki diş sırıtıyordum. "Teşekkürler Friday" Dedim. "Rica ederim bayan Stark iyi çalışmalar." Dedi.
İlk defa doğru düzgün güçlerimi deniyecektim. Bundan dolayı heyecanlıydım. Şimdii işin zor tarafı ne giyecektim. Spora bile hiç için ne giyeceğimi bilmiyordum. Tayt ve üstüne crop giysem Yok olmaz tayt üstüne geniş sweetler giyince güzel duruyor.
Dolabımı karıştırırken ne kadar çok kıyafet olduğunu fark etmiştim. Ama benim tarzım hiç değişmezdi. Siyah kargo ya da düz geniş pantolonlar deri ceket ve siyah bol hırkalar genelde en çok giydiğim şeyler bunlardı.
Dolabımı karıştırmaya devam ederken gözüme bir takım çarptı. Lan bu tam bana göre siyah ve fazla sıkmıyan.
(Takım Bu )
Hemen takımı giydim. Spor içinmi yoksa giyip uyumak içinmi bilmiyorum ama benim keyfim ve kahyası bununla spor yapmak istediği için spor yapacaktım.
Şimdi en zor durum ben bu kısacık saçı ne yapacam. Alt kuyruğu desem olmaz. Ayy bide bununla da bir saat uğraşamam deyip saçımı taradıktan sonra buz gibi suyumu alıp çıktım.
Asansöre binip spor salonunun yanındaki odaya girdim. "Hadi bee babam ilk defa benim için birşey yapmış" Dedim kendi kendime. Oda alüminyum oksit ile kaplıydı. (1800 dereceye kadar dayanabilen birşey nedir bende bilmiyorum )
Oda bomboştu ve alüminyum oksitle kaplı olması iyi birşeydi en azından kuleyi havaya uçurmazdım. Tam başlayacakken birşey hatırladımm.
"Laannn ben tek arkadaşım Mj'e haber vermeyi unuttum." Deyip koşarak odadan çıktım.
Nereyemi gidiyordum bu kulede tek güvendiğim kişinin odasına.
"Natasha yardımına ihtiyacım var?" Deyince birden panik oldu Natasha. "Bir yerine birşey mi oldu iyi misin. " Dedi hızla Natasha. "Ben iyiyim de şuan en yakın arkadaşımı kaybetmek üzere olabilirim. " Peter'ın evinde kaldığım gün Mj ve ben baya mesajlaşmıştık tam benim kafa dengim kızdı.
Natasha derin bir nefes vererek "bu muydu Lunam beni baya korkuttum." Dedi ve devam etti. "Peter'ımı kaybedeceksin o şuan kulede dinlenme odasında." Dedi. "Ne hayır o örümcek çocukla arkadaş değilim ki. " Dedim. Natasha biraz şaşırmıştı. Tam ağzını açacakken ben konuştum. "Ben kendim keşfettim Nat hem çok belli ediyordu Onu görürsen daha dikkatli olmasını söyle" Dedim. Ve devam ettim. "Bana bir telefon ve Michelle Jones'in numarası lazım bulabilir misin? Nolurrrr" Dedim Natasha'ya.
Biraz düşündükten sonra "Bir şartım var Babanla barışacaksın ve aranızdaki herşeyi konuşup bitireceksiniz. Ve kulede kalacaksın." Dedi Natasha. Aslında babamla konuşmak iyi olabilirdi Ama barışmak için söz veremezdim. "Babamla senin hatrına konuşacam Nat diğerleri için söz veremem. " Dedim.
Nat ilk başta itiraz edecekti ama galiba benim babamla barışacağımı düşünüyordu. Sadece başını salladı. Odadan çıkınca beni babamın odasına kadar getirdi. "Telefon ve kart işini halledecem. Bu arada dışarıda hala basın var bir açıklama yapmadan gidecek gibi durmuyo. Yani bir süre kulede hapis kaldık." Dedi Nat. "Tamam Nat ne olduğunu söylemek için uğrarım." Dedim. Natasha gülümseyip "tamam Lunam" Deyip gitti.
...
Kapıyı çalıp içeri girdim. Babam koltukta oturmuş sarı saçlı bir kadınla konuşuyordu. "Baba konuşmamız lazım. " Dedim ifademi sabit tutmaya çalışarak ama şu an azıcık babamı kıskanmış olabilirim de olmayabilirim de. "Tamam Luna bu arada tanıştırıyım. Bu Pepper Pots kendisi hep sevgilim hem de kişisel asistanım olur." Dedi.
Şaşırmamıştım hatta biraz mutlu bile olmuştum iyi bir kadına benziyordu. "Hayatım bu da sana bahsettiğim kızım Luna Stark" Dedi babam.
"Memnun oldum tatlım Tony senden çok bahsetmişti. "Dedi Pepper. Babam ordan atlıyarak "hayır çok bahsetmedim sadece iki defa bahsettim. " Dedi babam. Pepper hemen "hayır 8 defa bahsettin"
"Hayır iki defa"
"Hayır sekiz"
"Hayır iki defa"
"Hayır sekiz sen beni sevmiyor musun hayatım."
"Seviyorum tabiki"
"O zaman sekiz"Deyip bana döndü Pepper istemeden yüzümde tebessüm oluşmuştu. "Tatlım ben sizi yalnız bırakıyım. Sonra iyice tanırız birbirimizi. " Dedi. Ben sadece başımı salladım ve Pepper odadan çıktı.
Bir dakika kadar sessizlikten sonra ben konuştum. "Bana herşeyi anlatmanı istiyorum Tony Stark annemle olan ilişkini beni neden istemediğini" Dedim ve devam ettim. "Bunca zaman neden beni korumaların takip ettiğini herşeyi herşeyi anlatmanı
istiyorum..."~~~
Oh be bu bölümde bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUNA STARK
FanficTony Stark'ın Türk bir kadınla olan bir gecelik beraberliğin sonucusun annen sen beş yaşındayken kanser teşisi kondu o dönem seni babana vermek için Amerika'ya götürdü ama baban seni kapı dışarı etti annende sen altı yaşındayken öldü Amerika da bir...