thirteen | it's their home

73 25 64
                                    

y/n: bölüm sonu yazar notunu okumadan geçmeyelim <3

____

Biz diye bir şey yok.

Stiles gözlerini birkaç kez kırpıştırmak zorunda kaldı. Huh? Vay canına. Bu her seferinde dengesini alt üst ediyordu. Derek Hale böyle ciddi ve sert bir ifadeyle, olduğu yaşta, olduğu konumda bir otoriteyle konuştuğu her seferinde Stiles buna hazırlıksız yakalanıyordu. Bu Derek'i biliyordu ama tanımıyordu. Onun tanıdığı Derek homurdanarak boğazını parçalamakla tehdit ederdi. Görmezden gelirdi. Gözlerini kısar, burun deliklerini genişletir, çenesini sıkar ama sonunda yine onu dinlerdi. Stiles'ı dinlerdi. Stiles'a gelir, ondan yardım isterdi. O Derek'i tanıyordu. O Derek, Stiles'a her zaman sürünün ayrılmaz bir parçası gibi davranırdı.

Bu Derek değil. Bu Derek ondan bir fazlalık, sistemdeki gereksiz bir dişli gibi bahsediyordu. Sanki fırsatı olsa bir saniye tereddüt etmeden Stiles'ı her şeyin dışına itecekti, sürüden ve herkesten uzağa. Çünkü bu Derek onu her zaman zayıf ve işlevsiz bir insan olmakla suçluyordu. Stiles korunması gereken zayıf halkaydı. Sürünün zaafıydı. O olmasa Scott daha az riske girer, sürü daha rahat hareket ederdi çünkü belli ki Stiles fazla ölümlüydü. Tehlike onun için çok fazlaydı. Derek'in ayağına bulaşıyordu. İşleri yavaşlatıyordu. Bu siktiri boktan Derek, Stiles'a açıkça "git" diyordu. Git ve geri gelme. Sürüden uzak dur. Çünkü sen onun bir parçası değilsin.

Ama ne var biliyor musun? Bu Derek onun kıçını öpebilirdi çünkü Stiles onun sandığından çok daha zekiydi ve bu üst düzey aptal, normal Derek'ten bile daha aptal olacak kadar aptal olan bu tanımadığı Derek'in önünde ağlamamaya and içmişti. Kaşlarını kaldırıp en sinir bozucu sırıtmasıyla "Bazen hayret ediyorum," diye mırıldandı. "Hayır, gerçekten hayret ediyorum. Gerçekten burnunuzun battığı her boktan bensiz kurtulabileceğiniz gibi bir inanca sahip olamazsın, ekşikurt. Hadi ama. Bu kadar aptal olmadığını biliyorum." Başını yana yatırdı. "Yine kâbus mu gördün?"

Derek irkildi. Ah ha. Stiles biliyordu. Açık açık konuşmuyorlardı ama Derek'in gözlerinin etrafında sık sık uykusuz geceler geçiriyormuş gibi görünmesine yol açan siyah halkalar yeteri kadarını söylüyordu. Hadi ama. Bunu tahmin etmek çok zor değildi. Daha lisedeyken bütün ailesini ----dolaylı yoldan kendisinin sebep olduğu--- bir yangında kaybeden herkes kâbus görürdü. Herkes zorlanırdı. Derek de zorlanıyor olmalıydı. Sürekli dik dursa da, kaşlarını çatsa da, dişini sıksa da. Dayanmanın bir yolunu buluyordu. Bir yere kadar. Stiles bazen onun varlığını pencerenin hemen dışında, gölgelerin arasında hissediyordu. Derek odasına sık sık davetsiz gelirdi ama bazı geceler içeri gelmediğini, varlığını Stiles'a göstermeden çatıda oturduğunu hissediyordu.

Stiles onun zihnindeki şeytanları biliyordu.

"Kâbus değildi," diye mırıldandı Derek. Sesi neredeyse bir fısıltıdan ibaretti. Oysa dünyanın en aptalca yorumunu yaparken bile kendinden son derece emin konuşarak Stiles'ı çileye sokardı. Şimdi o kendinden eminliği kaybolmuştu. Yerini omuzları çökmüş yorgun bir kabulleniş almıştı -----Stiles bundan hoşlanmadı. "Kurtboğan olmalı. Nerede soludum bilmiyorum ama... Boğazım hâlâ zımpara gibi." Yutkunurken adem elması aşağı yukarı oynadı. Stiles bunu etkileyici bulduğu için kendine kızacaktı---- sonra. "Her şey bulanık."

Arabayı kliniğin önüne park edip indikleri sırada "Pekâlâ," dedi Stiles. Vücudunun nasıl gevşediğini fark edince yüzünü buruşturdu. Siktir, Derek'in söylediklerinde ciddi olmadığını biliyordu ama gerçekten iradesizce söylediğini bilmeye bu kadar ihtiyacı var mıydı? Hah! Stiles onun ne düşündüğünü bir gram bile umursamıyordu. Aptal kurt. "Biliyorsun, normal insanlar yanlarında kurtboğan taşımaz. Ona her nerede maruz kaldıysan muhakkak---- AH SİKTİR! OKULDAYDIK!" Kafasında yanan ampulü Derek de görmüş olmalıydı. Adamı kolundan tutup silkeledi. "İkizler! Elbette! Onlara rastladın mı?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

there is a light that never goes out | sterek [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin