1

2.5K 67 16
                                    

Havalimanının içindeyken uçağını kaçıran ilk insan olabilir miyim acaba,diye diye kendime kızarken aldığım yeni bilet elimde hızla uçak kapısına ilerliyordum. Bu uçağı da kaçırırsam ya sinir krizi geçirecektim ya da annemin terliklerine mazur kalacaktım.
İlk uçağımı beklerken zamanım var diye havalimanının içindeki mağazaları gezmek istemiştim,stoğunu sonunda bulduğum makyaj malzemesinin heyecanıyla uçağımın kapısının değiştiği anansonu kaçırdığım için yanlış kapıda beklemiş sonra da Rize yazması gereken yerde Erzurum yazdığı için şoka girmiştim. Koşarak görevliye sorduğumda o uçağın farklı bir kapıya alındığından bahsetmişti. Ben gidene kadar uçak taksisini tamamladığı için yetimemiştim.
Neyse ki bu uçağı kaçırmadan sağ salim koridor kenarındaki koltuğuma oturduğumda çantamdan kulaklıklarımı çıkarıp tüm yol boyu aynı şarkıyı dinlemiştim.
Memleketime,yuvama gidiyordum ama böyle uzaklaşıp her gittiğimde içime bir hüzün doğuyordu.
Yağmurlu havadan kaynaklı biraz rötarlı inmiştik. Uçaktan henüz inmemişken bu yağmurlu ve karanlık havada eve nasıl gideceğimi düşünüyordum. Merkezden eve neredeyse bir saatlik daha yolum vardı. Babam şehir dışındaydı diğerlerine de uçağımı kaçırdığımı söylersem benimle dalga geçecekleri için kimseye haber vermemiştim. Merkeze kadar servisle gidip eve taksiyle gidecektim artık.
Valizim şansıma ilk çıkan olduğu için hemen almıştım. Gerçi o kadar ağırdı ki indirirken çok zorlanmıştım. Sonunda havalimanı koridorunda yürürken yanımdan hızlıca geçen şapkalı kişi çok tanıdık gelmişti, tipinden çok kokusu dikkatimi çekmişti.
Kokusu bana geçmişi anımsatmıştı ama valizimle boğuştuğum için bu durumun üzerinde çok duramamıştım.
Dışarı adım attığım an gördüğüm yağmurun şiddetiyle neredeyse ağlayacaktım. Adeta sel gidiyordu. İnsanlar hızlıca servise binmeye çalıştıkları için de çok kalabalıktı ve şansıma ortada taksi de görünmüyordu.
Bulduğum bir banka yöneleceğim sırada ismimin seslenilmesiyle arkamı dönüp şaşkınca sesi aradım. Hala sesin nereden geldiğini bulamamışken yanıma gelen kişiyle hem çok mutlu olmuştum hem de çok şaşırmıştım.

"Balca kızım." diye seslenen Yüksel amcaydı. Elimdeki valizi olduğu yerde bırakıp hızlıca bana açılan kollara koştum.

"Yüksel amca." diyip ben de ona sıkıca sarılmıştım,ikimizin de gözleri dolu dolu olmuştu.

"Kızım bu saatte napıyosun burada. Baban da şehir dışına gitmişti zaten kim almaya geldi seni?" derken sesi telaşlıydı.

"Kimse gelmedi Yüksel amca. Birkaç sıkıntı yaşadım da kendim gidecektim." dediğimde yanımda duran valizimi eline almış beni de kolumdan tutup kendisiyle beraber yürütmeye başlamıştı.

"Ha bu saatte ben seni burada bırakacağım ha bu yağmur da. Bin bakalım arabaya,sağ salim gidelim evimize." derken şaşkınca etrafıma bakıyordum,bu saatte burada ne işi vardı. Kızlar mı bir yere gidiyordu?
O valizimi bagaja koyarken beni de önkoltuğa oturtmuştu. Yağmur hala hızını kaybetmemişti. Birini bekliyorduk ama kimi bilmiyordum,soramamıştım da. Sadece aklımdaki kişi lütfen olmasın diye içimden dua ediyordum bu yüzden sessizce yerime sinip annemi arayıp durumdan bahsettim. İçi ferahlamıştı.
Ben telefonuma odaklanmışken bagaj açılmıştı,kimin geldiğini hala görememiştim. Meraklı gibi de sağa sola bakmak istemiyordum. Oturduğum tarafın kapısı hızla açılınca,kalbim ağzımdan çıkacak kadar hızlı çarpmaya başlamıştı. Uzun zamandır çok uzun zamandır görmediğim o kişi şimdi karşımdaydı. Nasıl aklıma gelmezdi onun da geleceği? Asırlar gibi geçen muhtemel saniyeler içinde kapı Yüksel amca tarafından kapatılmıştı.

"Kızım oturuyo orada. Sen arkaya geç hadi bakayım." demiş onu arka koltuğa oturtmuştu. İkimizde sadece verilen komutları yerine getiriyor gibiydik. Arabayı saran kokuyla az önce tanıdık geldi dediğim kişi ve kokusu işte şimdi tam arkamdaydı. Barış Alper Yılmaz.
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen onu hala kokusundan tanıyabildiğim için kalbimde bir acı hissetmiştim.
Aramızdaki sessizlik yeminini Barış bozmuştu.

Ela Balca ve Barış AlperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin