XIX.

67 12 57
                                    

bölüm şarkısı:
i timi tis agapis - eleni karaindrou

bölüm şarkısı:i timi tis agapis - eleni karaindrou

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

7 Mart 1935
01.27, gece.

Pek Değerli Sinyor,

Uyku bile almıyor beni kollarına, sanki o da sırtını dönmüş bana, tıpkı sizin gibi. Masam, lambam, kapım, pencerem... Hepsi bir olmuş, bir araya gelmişler, fısıldaşıyorlar sanki, ayıplıyorlar beni. "Susun," diyorum, içimdeki hayali musibetlere. "Susun da bir nebze huzur bulayım." Ama dinlemiyorlar. "Senden tiksiniyor," diyorlar bana, "Seni ne görmek ne de sesini duymak istiyor." O uğultu hiç dinmiyor, iğnelerini gözlerime saplıyorlar, her sözcükte bir başka yara açıyorlar. Gözlerimden süzülen yaşlar, bir türlü tükenmiyor. Yüzümde gezinen isler, yüreğimdeki yangından arta kalan küller gibi; her biri, ağır bir duman olup çöküyor ruhuma, içimdeki alevleri daha da körüklüyorlar.

Menetmiştim kendimi hediyenizden. Elim gitmiyordu sayfalara zira o kelimeler sizdiniz, omuzlarını çökerttiğim siz. Yorgun bir umutla beklediğim sizi parmaklarımın arasına almak, acı tanın yer ettiği gözlerimle sizden kopan bir parçayı okumak... Hayır, Sinyor, bunu istemiyordum ben. 

Satırlar sizi haykırırken yüreğime bir sükunet düşsün; üstümde aşkın ağır yükünü değil, mâşuğa kavuşmanın kondurduğu hafif bir tebessümü hissedeyim istiyordum ben. Her kelimede soylu çehrenizi görmek, size dokunmak... Her virgülde umut dolu bir bekleyiş, her noktada sonsuz bir vuslat... Ama biliyordum ki, o sayfaları açtığımda, oralarda sizinle buluşacak olsam bile, siz bana hep uzak kalacaktınız.

Fakat insan nasıl dayanır böyle bir tükenişe? Tükenmek... Aşkı, canımdan içtim ben, Sinyor. Sizi severek uyandığım her gün eksiliyor ruhumdan bir şeyler ve gülüşünüzde ısınmayı diliyorum, bir avuç rüzgâra dönüşüp yanınıza savrulayım istiyorum.

Dayanamadım.

Özleme karşı koyamadım ve sizden gelen şiirlere sarıldım öylece. Aramıza toz gibi serpilen bu kısacık zamanda ne de çok birikmiş hasretim, kalbim bin yıllık bir ağıtı mırıldanıyordu onları okurken. 

Yorgun satırlar sizin sesinizle fısıldadı bana. Kelimeler dolandı parmaklarıma, her mısra başında aldığım o boğuk soluklarıma. Nasıl da özlüyorum sizi, bu sözcüklerin arasında. Her biri huzurunuza bir adım, kirpiklerimi bir öpüş, gözlerimde bir sızı ve sizsizlikte sizi aramak ne kadar acı!

Gözlerime çarpan her harfte dirilen siz ve bir şiir dizesi,

Dizenin kenarında minik bir leke vardı, sanki kederli bir gözyaşı düşmüştü oraya ve esir kalmıştı sararmış sayfalarda.

Ve siz, o ufacık lekeyi gizlemek istemiştiniz; kurumuş gözyaşınızın hapsolduğunu tahmin ettiğim o yerin üstüne bir not eklemiştiniz.

Levanten | BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin