Yıldız gemisi yıldızlar arasında süzülürken, geminin içerisine huzursuz bir hava hakimdi. Karşıt gruplardan olan bir yıldız korsanı gemisi, onların gemisine saldırı düzenleyerek geminin savunma sistemlerinin zarar görmesine neden olmuştu. Murong Pei ve Liang Yi, köprüde durumun ciddiyetini değerlendirirken; gemideki herkes alarma geçmiş durumdaydı.
Murong Pei, bir an için endişeyle eşine baktı. "Yi, bu durum ciddi. Savunmalarımız ne durumda?"
Liang Yi, eşinin elini sıkıca tutarak sakinleştirmeye çalıştı. "Merak etme Pei, savunmalarımızı onarıyoruz. Bu saldırıyı atlatacağız."
O sırada, odasında robot dadısıyla vakit geçiren 2 yaşındaki minik Liang Xin, oyuncaklarıyla mutlu bir şekilde oynuyordu. Robot dadı, bir köşede durarak Liang Xin'i gözlemliyor ve gerektiğinde ona yardım ediyordu. Ta ki Liang Xin, oyuncak gemisini uçururken aniden dengesini kaybederek yere düşünceye kadar... Küçük bedeninin zemine çarpmasıyla birlikte acı bir çığlık yükselmişti. Küçük kafasını çarptığında, yaşadığı şok ve acı onun için çok korkunçtu. Gözyaşları yanaklarından süzülürken, tek bir şeyi istiyordu; küçük babasını.
Robot dadı, hemen Liang Xin’i kucağına alarak tıbbi robotu çağırdı. Tıbbi robotun yaptığı muayeneye göre Liang Xin'in ciddi bir sorunu yoktu. Kafasındaki ufak şişlik için bir merhem yeterli olacaktı. Ama Liang Xin'in ağlaması durmuyordu. Robot dadı onu sakinleştirmeye çalışırken oldukça çaresizdi. "Sakin olun lütfen. Hemen küçük babanızı bulacağım."
Liang Xin'in ağlamaları gittikçe şiddetleniyordu. Küçük elleriyle robot dadının metalik yüzünü tutmaya çalışırken onu yatıştırmak mümkün değildi. Ağlaması, odadaki her köşede yankılanıyordu. Robot dadı, minik çocuğu yatıştırmanın tek yolunun onu küçük babasına götürmek olduğundan artık emindi. Bu nedenle hızla köprüye doğru ilerlemeye başladı.
Köprüye vardığında; Murong Pei, Liang Yi, Tang Bo ve kaptan yardımcısı ciddi bir durumla meşguldü. Ancak, Liang Xin'in ağlamaları o kadar şiddetliydi ki, Murong Pei hemen dikkatini oğluna çevirmişti.
Ona doğru koşarak "Liang Xin! Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" diye sordu.
Robot dadı, durumu hızla açıklamaya koyuldu. "Küçük bey yere düşerek kafasını çarptı. Tıbbi robot, ciddi bir durum olmadığını söyledi. Ama yine de ağlamayı sürdürerek sizi istemeye devam edince onu size getirmek zorunda kaldım efendim."
Murong Pei, robota "Anladım, robot dadı. Sen gidebilirsin" diyerek oğlunu kucağına alıp onu sakinleştirmeye çalıştı. "Sakin ol minik civcivim. Küçük baban burada. Her şey yoluna girecek."
"Küçük baba, uf oldum. Kafam acıyor!"
Liang Xin, içli içli derdini anlatmaya çalışırken küçük babasının kollarında biraz olsun sakinleşmişti. Minik elleriyle küçük babasının kıyafetine sıkı sıkı tutunurken başı onun omzuna yaslıydı. Murong Pei, oğlunu nazikçe sallayarak "Geçti, geçti. Birkaç saat sonra acın tamamen yok olacak. Güven bana" diye mırıldandı. Bu kaos ortamında oğlu ne kadarını duymuştu bilmiyordu, ama bayağı sakinleştiğine göre söyledikleri işe yaramış gibi görünüyordu.
Liang Xin'in ağlamaları bir süre sonra dursa da bu durumdalarken Murong Pei oğlunu bırakmak istemiyordu. Liang Yi o sırada göz ucuyla eşine bakıyordu. Onun -asla bunu itiraf etmeyecek olsa bile- korktuğunu biliyordu ve onu yalnız bırakmak istemiyordu, ama geminin şu an ona eşinden daha çok ihtiyacı vardı.
Bakışlarını hiç istemeden eşinden çektiği sırada Murong Pei, kucağında boynuna koala gibi yapışmış olan oğullarıyla yanına geldi. "Liang Xin’i biraz daha sakinleştirmem gerekiyor. Sonra seninle birlikte gemiyi savunmak için elimden geleni yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kidnapped Bride
Science FictionDiğer Adları: The Interstellar Pirate Leader That Kidnapped His Bride, 被 星际 海盗 抢 婚后 ya da 被綁架的新娘. *** Murong Pei geçmiş hayatında bir erkek imparatoriçeydi. İmparator onu hiç sevmemişti ve cariye Liu GuiJun'dan bir erkek evlat sahibi olmuştu. Murong...