"Semih!" ismimin bağırılmasıyla yattığım sırada sıçradım. "Yeter,dinle artık şu dersi." Konuşan Emine Hoca ile kafamı salladım,hâlâ uyku akıyordu gözlerimden. Gece hiç uyuyamamıştım. Uykusuzluğuma eklenen baş ağrım da sınırlarımı zorlarken tuvalet izni istedim.
Kendimi koşarak lavaboya attığımda yüzüme soğuk bir su çarpıp elimi kenara yasladım. Kafamı aynaya kaldırdığımda sol tarafımda aynaya görüntüsü yansıyan Barış'la korkudan küfür ederek o tarafa döndüm hızla.
"Mal mısın sen ya? Off aklım gidiyordu." Alayla gülümseyerek alnıma parmağı ile vurdu kaşlarımı çatarak ona baktım, "Var mıydı?"
"Haha çok komik orospu çocuğu." Cümlemi bitirip tuvaletten çıkınca karşıda top oynayan Emirhan abiyi gördüm. Neşeyle adını söylediğimde bana döndü,yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirdiğinde koşarak ona sarıldım.
"Abi nerdesin sen ya? İki haftadır yoksun okulda valla özledim." gülerek saçlarımı karıştırdı. Saçlarıma dokunulmasından nefret ettiğim için geriye çekilip dudaklarımı büzdüm. "Yollarımı mı gözledin bebe,memlekete gittik o yüzden yoktum."
Zilin çalması ile bi anda paniğe kapıldım,dersi tamamen unutmuştum. Emirhan abiyi yanağından öpüp merdivene doğru koştum. Bu sırada bana bakan Barış'a göz devirip dil çıkardım. Hızlıca sınıfa geldiğimde somurtan Arda'ya baktım.
Bana döndüğünde hızla yanıma gelip koluma girdi, "tuvalete düştün sandım göt,nerdesin sen?" Emirhan abiyle karşılaştığımı söyleyip geçiştirdim,kantine adımlarken onu nerdeyse sürüklüyordum. "Beni şurada yatırıp siksen o kalabalığa girmem." Bi anda durup dudaklarımı büzdüm ve Arda'ya beklenti dolu gözlerle bakmaya başladım.
"Arda'm hayatım bitanem ne olur iki dakikacık yanımda dursan? Valla hızlıca laviva alıp çıkacağım." Oflayarak yürümeye başladığında gülerek onu takip ettim. Arda sevmezdi kalabalığı,bende bayılmazdım ama neredeyse tüm okulu tanıdığım için çevrem çok genişti. Benden nefret eden de fazlaydı ama nedenini hiç bilmiyordum. Sanırım geçen sene çıkan dedikodular yüzündendi.
Geçen sene ilk defa aşık olmuştum,daha doğrusu öyle sanmıştım. Aşık olduğum kişi ise okulun havalı ağır abilerinden biriydi, hislerimi ona söyleyince dalga geçip tüm okula yaymıştı. En son olay müdüre ordan da babama ulaştı. Babam bir şekilde olayın üstünü kapatmıştı ama o gece çok pis dayak yemiştim.
Kantinin önüne gelince hızlıca araya sıvıştım. Kısa boylu olmamın avantajlarından biriydi. Hayvan gibi birbirini iten insanların arasında resmen hayatta kalmaya çalışırken derin bir iç çektim. Arkamdaki çocuk ise ciddi anlamda bana dayıyordu.
"Kanka yatır sik istersen." Diyerek arkamı döndüğümde Barış'ın göğsü ile karşılaşmıştım. Öküz artık ne yiyip içiyorsa hayvan gibiydi. Yalandan şaşırma numarası yaparak konuştu; "aa istersen sikerim Semih, söylemen yeter."
Yüzümü ekşittim ve çikolatamı alıp sıradan kendimi attım. Bizim halimizi kayda alan Arda ise gülmekten dört büklüm olmuştu. Yanına vardığımda gülmesini zar zor kesip telefonunu cebine attı. "Semih ben sizi çok pis yakıştırıyorum ya. Böyle tam hikaye gibi düşmandan aşka."
Dediği şey ile hızla ona dönüp ensesine vurdum. "Arda kaçmazsan Ferdi'ye kalmadan ben sikicem seni." Birden koşmaya başladığında çikolataları cebime atıp arkasından koştum. Herkes bize bakıyordu ama umrumda da değildi. En son arka bahçeye vardığımızda iyice yaklaşıp omzuna atladım.
Ani atlayışım yüzünden dengesi kaybedip hızını alamayınca ikimiz beraber yere kapaklandık. Düşerken çarptığımız Arif hocanın elinde ki çayın bi kısmı yere bi kısmı bacağıma dökülürken hem yanmanın verdiği acıyla hemde taş zemine düştüğümüzden soyulan avucumun acısıyla kısık sesle bağırdım.
Arda ise dizini tutuyordu. Canını gerçekten acıtmış olmalıydım. Yanan gözlerimle hızla ayağa kalkıp onu da kaldırdım. "Hocam çok çok özür dilerim gerçekten düşeceğimizi hesaba katamadım. Benim suçumdu."
Arif hoca listemin kabardığını söyleyerek uzaklaştığında hemen merdivene oturmuş Arda'nın yanına gittim. "Arda çok özür dilerim yemin ederim düşmeyiz sanmıştım. Off çok mu acıyor üzgünüm böyle olacağını düşünmedim."
"Sorun yok Semih hem sadece hafif kızardı sen kendi ellerine bak önce." Demesiyle acısını yeni hissetmeye başladığım elime baktım sol elimin derisi baya soyulmustu ve inanılmaz yanıyordu. Sağ elim ise kanıyordu. "Gel revire götüreyim seni salak,düşeceğiniz çok açık belli değil miydi."
Konuşan Emirhan abiye baktım sonra ise kafamı sallayıp onun peşinden gittim, geldiğimizde önce pamukla kanı temizledi sonra da sargı bezini sardı güzelce. "Azarlamayacağım, canın acıyor mu?"
Hayır anlamında kafamı salladım. "Baksana acayip havalı oldum sargılarla." Dediklerime gülüp beni sınıfa gönderdi. Zaten zilin çalması ile Arda'da gelip yanıma oturmuştu. Ona karşı suçlu hissediyordum kendimi. "Özür dilerim," dedim ona aldığım çikolatayı uzatarak. Kafasını kaldırıp gözlerime baktı ve birden sarıldı.
"Salak küser miyim ben sana,uykum var sadece." Dediği şey ile rahat bir nefes verdim. "Ama Canga'ya hayır demem kusura bakma." Gülerek çikolatayı elimden alınca bende güldüm. "Sen hep yanımda ol Arda," başımı omzuna yaslayıp devam ettim. "Ben istediğin her an Canga alırım sana."
![](https://img.wattpad.com/cover/376755022-288-k576406.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bal
FanfictionOkulun voleybol takım kaptanı Semih,okulun futbol takım kaptanı Barış ile saha kavgasına girer.