1.7

175 41 18
                                    

2 temmuz

'Tabii ki Yüksel Amca hiç endişelenmeyin,işinizi halledin,keyfinize bakın. Rüya bize emanet.'

Yüksel amcanın işi olduğu için ev ve Rüya bize emanetti. Kapıyı kapattıktan sonra döndüm ve ellerimi belime koydum,evi de toparlamak lazımdı. İç çekerek hâlâ uyuyan Barış'ın yanına gittim.

'Sevgiliiiim,uyan hadi!' omzunu dürtmeme homurdanarak cevap vermiş ve arkasını dönmüştü. Göz devirdim bu haline,çocuk gibiydi çünkü. 'Barış kalksana ama ya,çok işimiz var. Babanın işi varmış dışarda,ablanlar da şehir dışında Rüya bize emanet bugün.'

Rüya'nın adını duyduğu an hızlıca oturur pozisyona geldi, 'ne demek bize emanet? Kabul mü ettin bide. Ya o küçük cadı günü burnumuzdan getirecek hayır ama ya of.'

'Abartma ya,Rüya gayet tatlı bir çocuk bence,hem babanı kırmak istemedim.'

Yanaklarımı iki yandan sıkıp gülerek ayağa kalktı. 'Hiç bir şeye hayır diyemiyorsun be güzelim,hadi Rüya'yı uyandır da üstümü değişip geliyorum.'

Yanağını öpüp çocuk odasına adımladım. Rüya biraz yaramazdı fakat bakılmayacak kadar da değildi. Bence gayet iyi baş edebilirdik.

•••

Barış ve Rüya mutfağın resmen içinden geçmiş,sadece iki dakika lavaboya gitmemle mutfağı darmadağın etmişlerdi. O an anladım ki,biz bu çocukla baş edemezdik.

Daha doğrusu,ben,bu iki çocukla baş edemezdim.

Krep hamurunu etrafa sıçrattıkları için Barış ocağı silerken Rüya'da masanın üstünü silmeye çalışıyordu. Üstü başı hamur olduğu için, kahvaltıyı hazırlayıp ona güzel bir banyo yaptırmamız gerekliydi.

Temizleme işi hallolduktan sonra tekrardan bir krep karışımı yapmış,pişirmeye geçmiştim. Öbür kahvaltıkları hazırlarken de Barış krepleri çeviriyordu.

Burnuma dolan is kokusuyla kaşlarımı çatarak arkamı döndüm,çocuk gibi Rüya'ya laf atan Barış,Rüya ona dil çıkardığı için hırsından kuduruyordu.

Krebi çevirmeyi unuttuğu içinde yakmıştı. Sabır çekerek Barış'ı uyardım. Masumca gülümseyerek elini ensesine attığında bende gülerek göz devirdim ve Rüya'ya döndüm.

'Rüya,güzelim,biz dayınla kahvaltı hazırlarken odanda ki oyuncakları toplamaya ne dersin?'

Başını sallayıp odasına koştuğunda arkasından bakıp güldüm ve tekrardan mutfağa döndüm. Önlüğümün iplerini sıktım ve derin bir iç çektim.

Açlıktan ölmek üzereydim!

Hızlıca krepleri pişirmiş,kahvaltılıkları masaya koymuştum. Rüya için süt ılıtıp -dolaptan direkt çıkan soğuk sütü içmesi midesine iyi gelmezdi- Barış için çay demledim,kendime ise güzel bir kahve hazırladım.

Rüya'yı çağırıp tabağına istediği şeyleri koydum ve sütünü verdim. Kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü. 'Semih abi ben Rizeliyim ya süt ne,çay içerim ben kahvaltıda.'

Sütünü bitirdikten sonra içebileceğini söyleyip, bardağı tekrardan önüne koydum,laf ede ede de olsa içti.

Üçümüzde karnımızı doyurunca bulaşıkları Barış'a kitleyip,Rüya'yı banyo yaptırma faslına geçtim. Giymek istediği kıyafetleri seçtikten sonra elime bir saç yağı uzattı.

'Abi şimdi bunu saç diplerime sürmen lazım. On beş dakika bekleyecek,sonra da yıkacağız ama kenarda pembe şampuanım var onunla yıkamamız lazım bide durulayıp bakım kremi süreceğiz uçlarına.'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin