0.6

1.1K 103 24
                                    

"Arda anlamıyorsun buraya koydum adım kadar eminim." Panikle titreyen ellerim ve hızlanan nefesim yüzünden odanın içinde resmen volta atıyordum. "Sakin ol Semih bi," çenemi tutup yüzlerimizi eşitledi Emre. "Sakin ol,bir şey olmayacak, bulamazsak bununla giriver daha sonra akşama kadar ararız, tamam mı? Panik yok."

Ani yaklaşması yüzünden afallasam da kafamı salladım onaylayarak. Converse ile çıksam ne olurdu ki? En fazla sakatlanırdım. Ama voleybolda ki en kötü ihtimalde buydu zaten. Arif hoca sahaya toplamaya başlayınca çıktım odadan.

O, takımı ayarlarken gerçek maçta adımın geçmeyeceğini hatırladım. "Beyaz takım Ebrar,Arda,Melisa,Emre,Semih,Zehra." Herkes kendi yerini ezbere biliyordu zaten, hızlıca geçtiğimizde çoktan ısınmanın vermiş olduğu rahatlıkla ayakkabılarımı düzelttim. İçimi saran boğucu his ile yutkundum. Bir şey olacağına emindim.

Öğle arası olduğundan nerdeyse tüm okul seyirci kısmına geçtiğinde çok iyi oynamam gerektiğini hatırlattım kendime. Seyircilerde biraz daha göz gezdirirken göz göze geldiğimiz Barış ile bir kaç saniye oraya takılı kaldım fakat yanında tabelalardan atlayıp buraya doğru koşan Ferdi ile dikkatim dağıldı. Arda için gelmişti.

Arda gergin yüz ifadesi anında silip gülerken Ferdi ellerini onun beline koyup döndürdü ve yere geri bıraktı hâlâ gülen Arda'nın alnını öptü ve saçlarını karıştırdı. "Bol şans sevgilim,ilk altıda başlayacaksın maçta, sadece bugün ki antrenmanı iyi tut. Sana inanıyorum." Arda gülerken elini birbirine vuran Arif hocaya döndük. Ferdi ise koşarak yerine dönmüştü. Tatlılardı.

"Ne yapacağınızı biliyorsunuz ilk altıyı bugün ki antrenman ile belirleyeceğim haberiniz olsun ona göre oynayın." Herkes onaylarken son kez bacaklarımı açıyordum. Gökçe hoca düdüğü çaldığında topu direkt bize attı. Ebrar geçip smaç servisi vurunca oyun çoktan başlamıştı.

10 sayı. 10 sayı alan takım kazanacaktı ama önemli olan performansı en iyide tutmaktı. Karşı tarafın çıkaramadığı top ile 1-0 öne geçmiştik bile. Gayet iyiydi.

𔓘


Hiç iyi değildi! Skorlar 9-8'di. Öndeydik ama içime kurt düşmüştü bi kere. Tüm maç boyunca tabiri caizse götüm yerden kalkmamış,yepyeni morluklara merhaba demiştim.

Servis onlardaydı,İlkin kullanıyordu biraz daha geriye çekilip havuz kısmını boş bıraktım. Bu şekilde tüm sahaya atlayabilme kapasitem vardı. Sert servis beklediğim gibi havuza düşerken düzgün manşeti Arda'ya gönderdim o ise topu Melisa'ya kaldırdığında Melisa sert smacı arkaya çakmıştı.

Efe topu son anda parmak pası ile alınca pasör çaprazı pasöre yumuşak bir top verdi, planlarını anlamıştım. Geriye plaseydi. Tamda beklediğim olmuştu hızlı plase geriye giderken Can topa dokunmuş ama top arkaya uzaklaşmıştı. Olabilecek en hızlı şekilde koşarken tabelaların üstünden atlayıp topu manşetle karşı havuza gönderdim.

Çoktan sevinmek için toplanan takım hiçbir şey yapamazken sevinme sırası bizimkilerdeydi. Ben ise yerde elimi ayak bileğimden çekemiyordum. Zıplayacağım sırada bileğimi saran Converse kumaş olduğundan dolayı kaymış ve bileğimin tamamen burkulmasına sebep olmuştu.

Arda hızla etrafına bakındığında gözlerimiz buluştu. Gülümsemesi donarken adımı bağırdı. Tüm dikkat oraya dönerken yok olmak istemiştim anlık. Rezil olmuştum.

𐙚

B.

Yanımda sevgilisinin takımı kazandı diye sevinen Ferdi'ye yüzümü buruşturup bakışlarımı sahaya geri çevirdim. Semih'in az önce yaptığı kurtarış gerçekten mükemmeldi gördüğüm an ağzım şokla aralansada kendimi hızlıca toparlamıştım.

Bununla da dalga geçerdim sonra. Sevinenlerin arasında eksik olan sarı kafaya göz gezdirdim, neredeydi?

Birden tüm salonu inleten Arda'nın sesiyle onun baktığı yere baktım. Topu kurtardığı yerde ağlayarak ayak bileğini tutan Semih'i görünce içimde sadece anlık bir boşluk hissi olmuştu.

Mavi gözleri burdan bakınca bile kıpkırmızı duruyordu,kendini ağlamamak için sıktığından olsa gerek burnunun ucu kıpkırmızıydı.

Hocalar ve tüm takım oraya doluşurken Arif hoca Semih'in koluna girdi. Ayağa kaldırdığı Semih'in acı dolu sesi salonu sararken kimseden çıt çıkmıyordu. Arif hoca Semih'i revire ilerletmeye çalışırken Semih titreyen bir sesle konuştu; "hocam ayağımı hissetmiyorum. Acısı o kadar çok ki yürümeye bile zorlayamıyorum kendimi."

Ağlaması şiddetlendiğinde olduğum yere çakılmış gibi hissettim. 1 hafta sonra maçı olan bir çocuğu incitmiştim.

BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin