1.6

325 51 107
                                    

Mezuniyet günü.

'Sen olmadan bu okulda ne yapacağım ben?'

Saçlarımı karıştırıp,önüme eğildi boylarımızı eşitlemek için. 'Balım.. bak bir bana,' dolu gözlerimi onun elalarına değdirdim. 'Bu sadece okuldan ayrılışım,senden değil. Sadece teneffüslerde yanında olamayacağım. Söz veriyorum her okul çıkışında bizzat ben seni almaya geleceğim.'

Parmak uçlarıyla nazikçe göz yaşlarımı sildi ve avucunu yanağıma dayadı. Kafamı avucuna bastırarak gözlerimi yumdum. Tüm huzurum Barış sayesindeydi. O yanımdayken,kötü olma imkanım yoktu zaten.

'Çok yakışıklı oldun bu kıyafetle,tüm kızlar sana bakacak.'

İç çekerek konuşmam yüzünden güldü ve yavaşça ayağa kalktı. Elini uzatıp benide kaldırdıktan sonra yavaşça kulağıma eğildi. 'Ama benim gözlerimin sadece senin üstünde olduğunu bilecekler.'

Geri çekildiğinde yavaşça dudaklarına uzandım ve kısaca öptükten sonra ayrıldım. Tam evden ayrılacakken elini elime kenetlendi ve dışarı o şekilde çıktık.

Babasından kaçırdığı arabayla bizi almaya gelen Merih abi uyuşukluğumuza söylenirken yanında oturan Hakan abide onu sakinleştirmeye çalışıyordu, işe yaramış olacak ki arabaya bindiğimizde çoktan susmuştu.

Arkaya oturmak zorunda kalan Barış sinirle homurdanırken,Merih abi hiç umursamadan son ses bir şarkı açmıştı. Arabayı çalıştırıp aniden hızlanmasıyla kemerimi taktım hemen. Eh ölmek şimdilik gelecek planlarım arasında değildi.

Mezuniyet için tutulan mekana geldiğimizde hepimiz arabadan indik. Barış bir saniye bile elimi bırakmıyordu,bırakmasını da istemiyordum zaten. Bizimkilerin oturduğu masaya geçtiğimizde eksiklik yüzünden kaşlarımı çattım. Ferdi,Arda ile gelecekti.Masadakilerin bile tanımadığını düşündüğüm sarışın bir kızla degil.

'Oğlum hani Arda ile gelecektin sen?'

Barış Ferdi'ye ithafen konuştuğunda,Ferdi göz devirdi. 'Gelecektim,gelecektim de durumlar karıştı biraz. Kavga ettik,bu da kuzenim zaten şu gece bi bitsin,alacağım gönlünü.' Anlayışla kafasını salladığında yan yana olan boş sandalyelere geçtik.

Kep atma töreni,fotoğraflar,belgeler vesaire derken cidden sıkılmaya başladığımı hissediyordum. Salonda hoş bir melodi yankılanmaya başladığında ise herkes geldiği kişi ile dansa kalkıyordu.

Barış'la gözlerimiz aynı anda birbirimizi bulduğunda,yandan gülümsemesini takındı yüzüne. Bi elini arkasına koyup ufakça bana eğildi ve elini uzattı,gülümseyerek ellerimizi birleştirdiğimde pistin ortasına geldik yavaşça.

Bedenlerimiz inanılmaz bir uyum içerisinde hareket ederken omzunda ki elimi biraz daha bastırdım. 'Herkes bize bakıyor gibi hissediyorum.'

Dediğimi duymak için yaklaştığı pozisyonda gözlerimin dibine bakarken o da belimde ki tutuşunu sıkılaştırdı. 'Mükemmeliz çünkü.'

Egosu yüzünden sessizce güldüğümde o da gülmüştü. Yüzlerimiz eski halini alırken şarkı da yavaş yavaş sona geliyordu. O,gözlerini yüzümde itinayla gezdirirken,bense gözlerine odaklıydım. En son gözlerini gözlerime çıkardığında anlık her şey durmuş gibi hissetmiştim.

Sesler uğultulu gelmeye başlamış,hareketlilik yok olmuştu. Sadece o ve ben varmış gibiydi. Şarkının bittiğini sonunda fark ederek,ellerimi çekeceğim sırada belimden kendine çekerek dudaklarımızı birleştirmişti.

O an iğretiyle bize bakan insanları görmesem de,olduklarını biliyordum. Dudaklarında öyle bir huzur vardı ki,siyah beyaz hayatıma renk katmıştı -sarı ve kırmızı harici- resmen.

BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin