0.9

1.1K 98 40
                                    

Formamın eteğini indirdim, maç için tüm hazırlıklarım tamdı. Bir şey hariç. Gülerek çantamdan çıkardığım bandı Arda'ya uzattım, o da gülerek elimden aldı ve koluma bağladı. Sonra yüzü düştü hemen. "Yine yedeğe kalacağım."

"Arda.." dedim akan gözyaşını hemen silerken. "Ben sana güveniyorum,tüm yıl boyunca mükemmel bir performans sergiledin. Elif'ten çok sen hak ediyorsun,Arif hocanın seni ilk altıya yazacağına şüphem yok." Sonra ise yandan gülmeye başladım, "sanırım maçtan önce seni görmek isteyen biri var."

Hemen gözlerimle işaret ettiğim yere döndüğünde gördüğü Ferdi ile gülümsemesi genişledi. İçeri gizlice sokmuştuk Ferdi'yi çünkü Arda'nın mentalini düzeltebilen sayılı insanlardandı. "Arda'm"

Ferdi Arda'ya doğru koştu ve hemen beline sardı ellerini ikiside epey uzunca sarıldıktan sonra öksürdüm yalandan. Arda ise akan göz yaşlarını hemen silip Ferdi'nin dudağını öptü usulca. Ferdi ise bu hareketine gülüp Arda'nın omuzlarına elini koydu.

"Sana güveniyorum bebeğim. Eminim ki maçta olacaksın ve mükemmel bir performans sergileyeceksin. Git ve onlara en iyi pasörü göster!"
Arda hemen kafasını salladığında çoktan hazır olan diğerleri kapıyı tıklamış ve zamanın geldiğini söylemişlerdi.

Ferdi önden çıkıp koşarak seyirci yerine geçtiğinde üç beş sınıf seyirci kısmındaydı. Barış ve arkadaşları da dahil. Elif ve İlkin onların sınıfında olunca hocaları destek için diğerlerini de izlemek için göndermişti. Tribüne biraz daha göz gezdirdiğimde Emirhan abiyi de görmüştüm. Hemen gülümsedim ve o da benim yaptığım gibi en samimi gülüşünü sundu.

Hemen diğerlerinin yanına kulübeye gidip çoktan ısınmanın verdiği rahatlıkla yere oturdum ve ayakkabılarımı sıkıca bağlayıp altına sabitleyici sprey sıktım. Karşı takımda göz gezdirip bizimkilere döndüm ve Arif hocanın verdiği taktikleri dinledim üstün körü.

O ise oynayacak kişileri saymaya başladı.
"Smaçör,Melisa
Pasör çaprazı,Ebrar
Smaçör,İlkin
Libero,Semih
Hücum,Efe
Pasör,Arda."

Arda'nın adını duymamla hemen ona döndüm o da şok ile Arif hocaya bakıyordu. Arif hoca onun bu hallerine gülüp omzunu sıktı hafifçe. "Dene bakalım. Yapabileceğine inanıyorum."

Arda hemen başını sallayıp gülerek bana döndü ve hemen yanıma gelerek sarıldı. Aynı sıkılıkta ona sarılarak karşılık verdim. Sahaya adımladığımızda üzerimde olan ela gözleri iliklerime kadar hissediyordum. Başımı çevirip gözlerine baktım ve ne var dercesine başımı salladım. Gülerek omuz silkti ve sessizce dudaklarını oynattı. "Bol şans."

Tamam. Yaptığı şey kötü değildi yani bayadır gönlümü almaya çalışıyordu zaten. Bu sefer gıcıklık yapmaya gerek yoktu sanırım. Üzerimde ki ilgisinden ve sürekli peşimde olmasından hoşlanıyordum bazenleri. Onun yaptığı gibi dudaklarımı oynattım. "Sağ ol."

Kaşları şaşkınlıkla havalanırken hemen yandan gülümsemesini takındı yüzüne. Daha sonra ise gözlerini kapatıp öpücük attı. Yüzümü buruşturup göz devirdim ama bir yandan da gülümsememe engel olamıyordum. Birden belimin yan tarafını cimcikleyen Arda ile hemen ona döndüm ve acıyla cimciklediği yeri ovuşturdum. O ise tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"Hayırdır uzaktan uzaktan Barış ile mi flörtleşiyorsun sen?" Anında göz devirdim, konuşmaya girecekken çalan düdük ile ciddiyetle yerlerimizi aldık. Pozisyonumu aldım ve gözlerimi sımsıkı yumarak titrek bir nefes verdim. Bu maç her şeyi belirleyecekti!

𔓘

İlk setin heyecanı resmen kursağımızda kalmıştı,şu an ikinci setteydik ve bir puan ile öndeydiler. Arif hoca, ben hariç herkesi defalarca değiştirmişti. Kendim de çok hata arıyordum ve bu sadece odak sorunuma neden oluyordu.

Karşı taraf servis kullandığında havuz kısmına atladım ve topu kaldırdım. O kadar çok yere atlamıştım ki kollarım,dizlerim,belim hiçbir yerimi hissetmemeye başlamıştım. Demir eksikliğim gözlerimin önünü kapkara yaparak kendini her anlamda belli ederken Arda hemen geri plase attığında sayı bizdeydi.

Bayılmak ve bayılmamak arasında ki ince çizgideyken Arif hoca iyi olup olmadığımı sordu telaşla,hemen kafamı sallayıp iyi olduğumu söyledim. Şu maçı bir şey olmadan bitirirsem Arda'ya bir kutu Canga alacaktım!

𔓘

İkinci seti onlar aldığı için karar setine geçecektik. Tabii ki Arif hoca mola istemişti, yani şu an iki tarafta bitik haldeydi ve hayata tutunmaya çalışıyorduk resmen. Omzuma dokunan elle kafamı kaldırdım zorlukla,halim kalmamıştı. Tepemde Azrail gibi dikilen Barış'ın gözlerine baktım dalmışlıkla.

O ise cebinden laviva çıkarıp elime tutuşturdu. İtiraz edecekken bir dizinin üstüne çöküp önüme eğildi. "Affet diye değil. Kötü duruyorsun,kan şekerin düştü yüksek ihtimalle. Ye sonra küslüğüne devam edersin."

Gözlerinin içine bakıp Barış'a karşı ilk samimi gülüşümü sundum. Tabularımdan biri yıkılmıştı bile. O da benim gibi gülümseyip tribün kısmına adımladığında adını seslendim usulca. "Barış,"

Hemen arkasını döndüğünde ayağa kalktım. "Teşekkür ederim," elimdeki çikolatayı gösterdim. "Bunun için." Gülümsediğinde kafasını salladı usulca. O an kendimden bile beklemediğim hâlde yanına gidip elimi sağ yanağına koydum ve sol yanağına dudağımı bastırdım.

Hızlıca yüzüne bile bakmadan Arda'nın yanına koştum,arkama bakmaya çok utanıyordum! Su içen Arda'nın yanına oturup çikolatanın yarısını böldüm ve ağzına uzattım. Gülümseyerek ısırdı ve yuttuktan sonra konuşmaya başladı. "Kantine ne ara gittin?"

Omuz silktim, "gittim işte boşver." Duyduğum düdük sesiyle elimde kalan tüm çikolatayı ağzıma bastım ve Arda'nın suyunu içtim hemen, ağzından iğrenmeyeceğim tek kişiydi. Hemen sahaya geçtik ve yerlerimize dizildik.

Derin bir nefes aldım. Başarabilirdim. O kupayı okuluma kazandırıp madalyayı eve götürebilirdim. Evet yapabilirdim!

𔓘

Kazanmanın coşkusu ile tüm yorgunluğum silinip gitmişti. Başarmıştık! Madalyalarımız verildikten sonra rakip takımı da tebrik edip kupa kaldırma kısmına gelmiştik. Kaptan olduğum için düzgün durmak için ekstra çaba sarf ediyordum. Ama içimdeki çocuk o kadar şımarmıştı ki heyecandan yerim de zıplıyordum sürekli.

Kupayı kaldırdığımız da patlayan konfeti üstümüze bocalanırken genişçe gülümsedim. O sıra yüzümüze patlayan flaşın sahibi olan fotoğraf makinesinden çıkan fotoğraf çoktan soyunma odasındaki yerini almak üzere Arif hocanın cebine gitmişti.

Kendimi yorgunlukla yere attığımda herkes yavaş yavaş soyunma odasına gidiyordu ve tribünde boşalıyordu. Üzerime düşen gölge ile gözlerimi hafifçe araladım ve oturur pozisyona geldim.

"Tebrik ederim. Gerçekten,sen olmasan asla kazanamazlardı. Maçın oyuncusu falansın hatta. Takımdakilerin sana sarı fırtına demesine şaşmamalı." Diyerek saçlarımı karıştıran Barış'la bi anlık nevrim dönmüş gibi hissettim.

Gülümsedim ve teşekkür ederek ayağa kalktım. O ise çoktan çıkış kapısına ulaşmıştı,soyunma odasına adımladım. Bomboş olan oda ile gözlerimi yumdum. Kapıyı kitleyerek boy aynasının karşısına geçtim. Her yerim inanılmaz morarmıştı. Tenim beyaz olduğundan kendini belli eden büyük morluklarla yüzümü buruşturdum.

Telefonuma gelen bildirimle çantama adımladım ve telefonu çıkararak mesaj kutusuna girdim.

𔓘

hayvan orospucocu
cikista okulun terasina
gelebilir misin?

𔓘

BalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin