Chen'in annesi ile konuşması bittikten hemen sonra donup kalmış elindeki telefonu da yere düşürmüştü.
"C-Chen..."
Gözyaşları ingiliz sağnakları gibi düşerken çoktan yağmur yağmaya başlamıştı. Yere diz çöküp telefonunu aldı ama kalkamadı ardından ağlamasının şiddeti daha da çok artmıştı. Elini sımsıkı sıkıp yere yumruğumu indirdi.
"Lanet olsun... Tanrım lütfen koru onu..."
Zar zor yerden kalktığında Chen'in evine doğru kalan son gücü ile koşmaya başladı.
Yarım saat sonra terler içinde evine ulaştığında ortada hala bir şey yoktu. Koşarak kapının önüne geldi ve vurmaya başladı.
"Anne! ANNE KAPIYI AÇ!"
Hızla kapıya yumruklarını indirirken sonunda açılmıştı. Chen'in annesi ağlamaktan şişmiş gözleri ile kapıyı açmış ona bakıyordu.
"Anne..."
"Kaybettik oğlum.."
"N-Ne nasıl? Ambulans geldi mi? Hastanede mi?"
"Burada ama nabzı atmıyor Kyungsoo.."
Gözyaşlarını tutmaya çalışarak dudağımı ısırdı ve kafasını yere eğerek söyledi.
"N-Nerede o?"
"Banyoda.."
Kafasını sallayıp hızla içeri girdi ve zaten bildiği banyoya girdi.
"H-Hayır..."
Küvetin içindeydi ve küvet kanla dolmuştu. Çok kan kaybetmiş olmalıydı. Annsi arkadan gelip omzuna elini koydu.
"Ne yapacağız Kyungsoo... Chen'i sonsuza kadar kayıp mı ettik?"
Yavaş adımlarla Chen'in yanına gidip kesiklere baktı.
"H-Hayır anne... Hala şansımız var b-belki eğer şanslı ise yapabiliriz.. Ambulansı arayacağım. LANET OLSUN NEREDELER HALA?!"
Elini cebime atıp telefonununu çıkardı fakat telefonun camı kırılmıştı. Sessizce küfürler savurdu şansına.
"Anne Chen'in arabası burada mı?"
"Evet..?"
"Chen'in arabasının başına geç ve çalıştır ben geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGER / KaiSoo
FanfictionEğer aradığınız normal bir hikaye ise üzgünüm, yanlış geldiniz. Çünkü benim hikayem en boktan olanıydı.