Yemeğimiz bitmek üzereydi.Kenan yemekten çok bana bakmıştı.
"Gerçekten yemeklerin tadı çok güzeldi, teşekkür ederim."dememle yüzünde gülümseme oluştu.
"Ne demek yavrum lafı olmaz tatlı için ne istersin?"demesiyle elimi kaldırıp salladım hayır manasında zaten çok doymuştum.
"Tamam o da başka sefere sözün olsun o zaman"demesiyle bu seferde ben güldüm.
Artık ona istesem de soğuk yaklaşamazdım sanırım öğrendiklerimden sonra.Kendince haklı sebepleri vardı.Ama hala kafama takılan şeyler vardı ve bu akşam öğrenecektim.Zaten bu akşam onun son şansıydı.
"Dönmeye nasıl karar verdin?"diye pat diye sordum.
Kafamda kurmaktansa öğrenmem daha iyi olurdu.Gözlerini gözlerime dikip konuşmaya başladı"Seni takip ettiriyordum zaten belki fark etmişsindir.
Senden hep haberdardım.Sonra işte şu kırmızıyla yan yana olduğunuz bir fotoğraf attılar.Sen çok mutluydun,gülüyordun.
Oysa benimleyken hep ağlıyordun.Senin başkasına aşık olmandan,seni başkasıyla görmekten korktum.
Belki bu yaptığım bencillik bilmiyorum.Sonra dönmeye karar verdim işte , zaten her türlü dönecektim,sana sözüm vardı."diyip eliyle ensesini kaşıdı.Sanırım utanmıştı."Evime daha önce kaç defa girdin?"ben böyle deyince güldü.Sessiz kahkahası bile güzeldi.
"Böyle deyince kendimi hırsız gibi hissettim.Aslında bi nevi öyle de sayılırım"dedi.
"Nasıl yani hırsız ne alaka?"
"Evinden senin giydiğin birkaç kıyafeti almışlığım var.Sen gibi kokuyorlardı.Dayanamayıp alıyordum.Beş defa girdim evine.
Ayrıca"diyip eğildi.
Sessiz bir şekilde"gece giydiğin çizgili pijaman favorim"deyince birden çok utandım istemsizce.Onu da mı görmüştü, kahretsin.O çok dar ve kısaydı."Neyse daha sorularım var benim sana,onları sorcam "diye lafı değiştirmeye çalıştım.
"Merak etme çocuk soracaksın herşeyi bende her soruna cevap vericem."diyip hesabı istedi.
"Seni çok güzel bir yere götürücem.Çok beğeneceksin."dedi.Garson hesabı bırakıp gitti.Elimi cebime attığım sırada"Hesabı ben ödüyorum ve itiraz istemiyorum yavrum"diyip kesin bir dille konuştu.
"Tamam,ama birdahakine ben ısmarlıyorum"dedim.
"Aynen yavrum aynen"diyip cüzdanını çıkardı.
Hiç ciddiye almıyordu.
Sesli bir "offf"çekip "ben lavaboya gidiyorum."dedim.O da kafasını salladı.Lavobaya girdiğim anda yüzümdeki gülümsemeyi gördüm.Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim.
Her ne kadar kendimi kaptırmamam gerektiğini bilsem de olmuyordu.Ona kapılıyordum.Ellerimi yıkayıp çıktım.O da ayaklanmış beni bekliyordu.
Yanına gittim ve birlikte çıktık.
Arabasına doğru yürüyorduk.Kollarımız birbirine değiyordu."Hadi sorularını sor bir an önce, aramızın böyle soğuk olmasını istemiyorum.Aramız böyleyken kendimi bok gibi hissediyorum."
Arabaya binmiştik.Radyoda kısık sesle sevdiğim ingilizce bir müzik çalıyordu.
Sufjan Stevens-Mystery love
"Neredeydin o kadar zamandır?"
"İstanbuldaydım ama bazen başka şehirlere de gittim."demesiyle kafa salladım.
Yaptığı işi sormalıydım ama alacağım cevaptan korkuyordum.Kendi içimde bu soruyu erteliyordum."Bana ne zamandır aşıksın?"
"Dört yıldır sana aşığım ama bu biraz karışık.Abinle yakın arkadaş olmaya başladığımız dönemlerde bir gün seninle olan bir anısını anlatıyordu.
Şu birlikte pasta yapmaya çalıştığınız zamanı anlatıyordu.
Sonra bir anda telefonunu çıkarıp seninle olan fotoğrafını gösterdi.
Önünüzde yamuk bir pasta vardı.Ama ben en çok sana dikkat etmiştim.Üstündeki siyah tişört un içindeydi.
Yanaklarında un izi vardı.Çok tatlı duruyordun.
Pasta kötü olmuştu ama sen her şeye rağmen gülüyordun.Abin beni sarsmıştı en sonunda.Bu kadar neye baktın diye.
Sonraki bir hafta sürekli aklıma sen geliyordun durup dururken.
Çok saçma diyip durdum kendime.Alt tarafı sevimli bir çocuk dedim.
Sonra bir şekilde kabullendim işte.Tabi bu süreç pek kolay olmadı.
Çünkü sen o zaman daha on altı yaşındaydın ve bu benim kendimden nefret etmeme yetiyordu.
Kendimi pislik gibi hissediyordum o zamanlar"demesiyle ona kocaman ve şaşkın bir şekilde bakıyordum.Bunu beklememiştim."Ne gerçekten mi?Hiç farkettirmedin bana.
Bazı zamanlar benden nefret ettiğini bile düşünüyordum.Sende benden büyüktün ama ben kendimi hiç kötü hissetmedim yaş konusunda, bu yüzden kendini suçlama hiçbir zaman."diyip yanağını öptüm.
Çok kısa bir şekilde öpüp çekilmiştim.Bana demin aşk itirafı yapmıştı.Kalbim çok hızlı atıyordu.Onu öpmemle kafasını hemen bana çevirdi."Bu çok hızlı oldu bir tane daha istiyorum."dedi.Onu bu kadar gülerken görmek garipti.Çünkü normal hayatta yüzü asık gezerdi.
Ona doğru uzanıp bir kere daha öptüm.Bu sefer biraz daha uzun sürdü.
"Yavrum eğer bir kere daha öpersen kaza yapıcaz"deyince bu sefer ben kahkaha attım.
Onun üzerinde böyle etkilerimin olması beni mutlu ediyordu."Beş dakikaya varmış oluruz yavrum.Çok beğeniceksin burayı"dedi.
Gözüm arabadaki saate kaydı saat on ikiye geliyordu.Dört saate yakındır birlikteydik.Çok hızlı geçmişti. Hiçbir şey anlamamıştım.
En sonunda küçük bir restoranda durduk.Dağ başında restoranın ne işi var diye düşünüyordum.
Ama baya araba vardı.
Ünlü bir yerdi galiba.
Girdik restorana garson direkt bizi terasa çıkardı.
Gözlerime inamamıştım.Burası çok güzeldi.Gerçekten çok güzeldi.
Terasın her yerini camla kapatmışlardı.
Dışarısının soğuğuna ters bir şekilde içerisi çok sıcaktı.
Tam karşımızda ve üstümüzde çok güzel yıldız manzarası vardı.Direkt kafamı Kenan'a çevirdim."Kenan burası çok güzel.Çok teşekkür ederim.Baksana yıldızlar çok güzel gözüküyor."diyip elimle yukarıyı gösterdim.
"Sen daha güzelsin yavrum."demesiyle kalbim çıkacaktı neredeyse.Sanırım bu gece ölecektim.
Sizce hikaye nasıl ilerliyor lütfen fikirlerinizi söyleyin benim için önemli🩷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ AŞKIM
RomanceCenk'in ,abisinin arkadaşı Kenana duyduğu aşk "Seni istemiyorum çocuk"