Bölüm 6

198 16 2
                                    

Mert Günok

Siktir! Ağzının yayını sikeyim Mert! Ne demek lan 'Her şeyim'. Ağzımın zerre ayarı yoktu. Öyle ki, Derya'nın kendisini bir hayır işi olarak değerlendirdiğini duyduğum anda vücudumdaki bütün kan beynime çıkmış, etrafında kullanabildiğim bütün beyin hücrelerimi uyuşturmuştu. Ben de kendimi tutamamıştım işte. Derya bu kadar yakınımdayken, ben bu kadar sinirliyken, hayatımın en büyük sırrını açığa vurmuştum. Ona, onu sevdiğimi söylemeyi hiç düşünmüş müydüm bilmiyordum, ama düşündüysem de bu şekilde hayal etmemişimdir her halde. 

Derya donuk bir şekilde parmak uçlarından inip, kolunu onu tutan elimden de kurtarınca kendime gelebilmiştim. Kızgın mıydı? Şok mu olmuştu? Tabi ki şok olmuştu. 'Abi'si az önce ona ilanı aşk etmişti, kim olsa şok olurdu. Şu andan sonra benimle aynı ortamda bile bulunmak istemeyeceği düşüncesi bütün hücrelerimi kavururken sessizce izledim onu. Başka ne yapabilirdim ki? 

Birkaç kere gözlerini kırpıştırdı, şaşkınlıkla aralanan dudaklarını diliyle ıslattıktan sonra sanki burada olduğuma gerçekten inanamıyormuş gibi dikkatlice izledi beni. Bense sadece ona odaklanmış, tüm zaman ve mekan kavramlarından soyutlanmıştım. Bir şey yapmak istedim, bir şey söylemek. Dudaklarımı konuşmak için araladığımda, Derya sağ elinin işaret parmağını bana doğru kaldırarak susturdu beni. 

"Sessiz ol! Birazdan uyanacağım! Böyle kalman daha iyi." Dedikten sonra koca bir kahkaha atmasını beklemiyordum. 'Uyanacak' mıydı? Beni kötü bir kabus olarak mı görüyordu? Kahkahasını beklemediğim için kırpıştırdığım gözlerimle onu izledim. Derya ışıldayan gözlerle birkaç saniye daha bana baktıktan sonra aramızdaki mesafeyi yine kapatarak kendini kucağıma attı. Şaşırsam da onu yakalayarak yüzüne bakmaya çalıştım. Ne yapmaya çalışıyordu? Ben onu şaşırttığımı düşünüp endişelenirken o nasıl başardıysa durumu tersine çevirebilmişti. "Bu hayatımda gördüğüm en güzel rüya!" kulağıma fısıldadığı sözlerle zaten gerilmiş vücudum taş kesilmişti. 

Bu hayatımda gördüğüm en güzel rüya. 

Benim de.

Şuan anı rüya sanıyor olmasının yanı sıra, bunu güzel bir rüya olarak değerlendirmesi kalbimde darbe etkisi yaratmıştı. Derya bana bu kadar yapışıkken kalbimi de hissediyordu değil mi? Rezalet. Yarı yaşımdaki birine aşkımı ilan etmem yetmemiş, bir de kızı şoka sokmuştum. Aferin sana Mert! Bir yanım kendime kızarken, öteki, daha hayalperest olan yanımsa Derya'nın ağzından çıkan her bir kelimeye sıkı sıkıya tutunuyor, belki diyordu. Belki de onun da beni sevmesi o kadar ütopik bir fikir değildir. 

"Güzelim?" 

"Hımm," Derya mutlu bir şekilde bana sokulup burnunu boynuma sürtünce anlık nefesim kesilse de devam etmek zorunda olduğumun bilinciyle sözlerime devam ettim. 

"Rüya görmüyorsun." 

Bir kahkaha daha. "Hadi ordan! Sanki gerçek olma ihtimali varmış gibi." 

"Ama gerçek." Kollarımı bana acı verecek bir yavaşlıkta etrafından çekerken onu da biraz olsun kendimden uzaklaştırmayı başarmıştım. Parıltılı gözleriyle benimkilere baktığındaysa ölmek üzere olduğuma yemin edebilirdim. "Gerçek," diye fısıldadım bir kez daha, elim yanağına gitmiş, okşamaya başlamıştı bile. "herşeyimsin. Bir tek sen varsın. Senden başkası yok. Öncesi yok, sonrası yok. Sadece sen varsın, her şey senin, kalbim bile." 

Cesaret patlamama bakılacak olursa beynimin tek mottosu 'inceldiği yerden kopsun'du. Derya gözlerini kapattı, yüzündeki kocaman gülümsemeyle sindirdi söylediklerimi. Gözlerini tekrar açtığında bana öyle güzel baktı ki, bu hayatımın zirvesiydi. Yaşadığım ve yaşayacağım günlerin en güzeli. 

"Mert?" dediğinde kafamı salladım, diyeceği her şey kabulümdü. Şimdiye kadarki olumlu tepkilerinin hepsini unutup arkasını dönseydi, yemin ederim gitmesine izin verirdim. Çünkü mutlu olması yeterdi. Benim mutluluğunun bir parçası olup olmamam önemsiz bir detaydı. "Bayılacağım, tut beni." 

Hedef / Mert GünokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin