Bölüm 10

169 16 5
                                    

"Kalk! Beni delirtme!" Kollarımı göğüsümün üstünde bağlamış, karşımda bana pişince sırıtan Alman bebesini yerimden kaldırmaya çalışıyordum. O ise benim yerime oturmuş, kalkmamaya yeminliydi. Türkçe'yi gayet iyi anladığını biliyordum, her ne ladar kolaycılık yapıp günlük iletişiminin çoğunu İngilizce ile sağlasa da beni ne kadar sinir ettiğinin farkındaydı. Sevgili ikizimse, aramızdaki bu kavgadan memnundu. "Ya oğlum, kalksana!"

"Yok," kafasını hafifçe iki yana sallayarak konuştuğunda sırıtışını resmen duymuştum sesinde. "git, otur...başka yerde." Cümle içinde duraklıyor ama hala kafa tutmaya çalışıyordu. Derin bir nefes alarak göz devirmemeye çalıştım. "Bak, Merih...tek. Git." Parmağıyla işaret ettiği yere baktığımda umursamazca camdan dışarıyı izleyen Merih abiye döndü benim de bakışlarım. Hayatta gidip yanına oturmazdım.

"Saçmalama Kenan, Merih abi destan anlatıyor yanına oturan kişiye yol boyunca. Bir kere daha Ergenekon dinlersem Asena'ya dönüşeceğim." Dedikten sonra ofladım. Hızlı konuşmam sayesinde ağzımdan çıkan her şeyi anlamadığına emindim ama yine de kafasını salladı.

"Sana ne?"

"Sana ne değil salak, bana ne diyeceksin. Kimlerle uğraşıyorum ya!" Sinirle Arda'ya döndüm. "Gerçekten bu zeka yoksunu kişi ile mi oturacaksın?" Stat üç saat kadar uzaktı bulunduğumuz şehre, bu yüzden de yolculuk yapmamız gerekecekti ve ben yolu Merih abi ile gitmeyi hiç istemiyordum. Onu sevmediğimden değildi ama cidden hikayelerinden sıkılmıştım.

"Başka bir yere oturuver ölmezsin, ikizcanım. Annemin karnında bile yanlız bırakmamışsın beni, gözünü seveyim ara verelim şu ilişkimize." Ona ondan nefret ettiğimi belirten bir bakış attıktan sonra otobüse şöyle bir bakındım. Sandığımın aksine tek değil iki boş yer vardı. Merih abinin koltuğunu eş geçerek kendimi Kaan abinin yanına attım.

"Oo kardeşim hoş geldin," Kaan abi bana çak bir beşlik yapınca onun gibi kocaman gülümseyemesem de isteğini geri çevirmeyip mutlu görünmeye çalıştım. Tabi ki bunu saniyesinde anlamıştı. "Arda'yla Kenan kovdular mı seni?"

Dudak büzerek koltuğuma gömülmeye çalıştım. "Tanımıyorum ben öyle birini."

"Vay o kadar demek, tamam gel ben sana muhteşem şarkı listemi dinleteceğim. Bütün hüznün gidecek." Kaan abinin müzik listesinde hangi şarkılar vardı bilmiyordum ama Ergenekon dinlemekten iyi olacağını düşünerek kafamı salladım. Uzattığı kablosuz kulaklığı kulağıma takarak beklemeye başladım. Birkaç saniye sonra kulağıma dolan 'Bi' Tek Ben Anlarım' şarkısı gülümsememi sağlamıştı. Demek aynı kafadaydık.

***

"BU NE TAVIR BU NE HAVA, SANKİ MARLON BRANDO BANA!"

"Yeter ulan! Yeter! Çık bir önümden Mert, öldürmeyeceğim çocukları merak etme." Hakan abi, Mert'imi aşıp koltuğumun yanında dikelince dudaklarımı sıkı sıkıya birbirine bastırmış, Kaan abiyle göz göze gelmiştim. "Siz bana sınav mısınız? Siz test misiniz? Siz beni delirtmeye mi geldiniz buraya?" Sakin olmaya çalışan, ama her halinden asla öyle olmadığı memnun olan bir şekilde sorduğu soruya kafamı iki yana sallayarak cevap vermiş, hala kulağımda çalan Zeynep Bastık şarkısını kulaklığın tuşuna basarak durdurmuştum. "Değilsiniz, dimi güzel kardeşlerim? Niye yarım saattir anırıyorsunuz o zaman? Bu da kafa be!" İşaret parmağıyla anlına vurarak savını destekledi.

"Ver o kulaklığı," dediğini yaparak açtığı avcuna bıraktım bendeki teki, Kaan abi de aynısını yapmıştı. Hakan abi hızla kulaklıkları cebine tepti. "Bak gidiyorum, varana kadar ikinizden çıt bile duyarsam, gelir dilinizi koparırım!" İşaret parmağını sallayarak bizi tehdit etmesi korkutucu olmalıydı ama komik gelmişti. Dudaklarımı birbirine bastırarak arkasını dönmek istedim. Kaan abi kolumu dürtünce bakışlarımı bizden uzaklaşan Hakan abiden çekip ona baktım. Kaan abi aynı onun yaptığı gibi parmağını sallama hareketi yapıncaysa kendimi tutamamış kocaman bir kahkaha atmıştım.

"Derya!"

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Sahte hikâye yapma konusundaki yeteneğimi görmezden gelin lütfen (bence okay bu arada, sadece kaliteleri bozuldu biraz)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sahte hikâye yapma konusundaki yeteneğimi görmezden gelin lütfen (bence okay bu arada, sadece kaliteleri bozuldu biraz).

Hedef / Mert GünokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin