19.Bölüm💙

346 27 17
                                    

İyi okumalar aşklarım 💙

Ağzıma zorla bir kaç lokma daha atarken yağmur' un " Ben zaten teyzemden böyle bir hareket bekliyordum... Babana da şok oldum resmen, nerede geliyor kızım bu paranın kaynağı... Tuhaf..." demesi ile onu onaylayarak başımı salladım.

Ağzımdaki ekmeği yutup konuştum. " Yani annem iyice sapıtmaya başladı. Resmen beni elin adamına vermek için can atıyor." Sinir ile konuşurken devam ettim.
" Babamdan bahsetmek bile istemiyorum. Onu anlayan biri varsa gelsin bana da anlatsın."  Gözlerimi devirerek çayımdan bir yudum aldım.

Yağmur öfke ile zeytini çatala takmaya çalışırken " Ya ortalığı 56 ya veren annen! Gerçi babanda size karşı sadece bankamatiklik görevini terk edip biraz babalık yapsa daha mutlu bir aile olabilirdiniz." Demişti. Sözlerine karşılık omuz silkmek ile yetindim. Haklıydı...

Dünü hatırlamak bile istemiyordum. Ne kadar düşünmez isem benim için o kadar iyiydi.

Yağmur ile kahvaltımızı bitirip sessizce etrafı topladık. Saat 14.23' ü gösterirken normalde  bu saatte kahvaltı yapmamın ne kadar imkansız olduğunu düşündüm. Yüzümde buruk bir gülümseme peyda olurken Yağmur' a döndüm.

Akşam buraya gelmiştim ve sabaha kadar Yağmur' un  omzunda ağlamıştım. En son yorgun düşerek uyuya kalmıştım ve daha yeni kendime geliyordum.

Sabah Hakan mesaj atmıştı ve beni beş gibi alacağını dile getirmişti. Yağmur ile beraber koltuklara yayılmış bir şekilde televizyon izlerken, telefonumun çalması ile heyecana kapıldım.

Hızlıca arayana bakarken Hakan olmasını umuyordum ama maalesef ki annem idi!

Telefonu ne kadar açmak istemesem de mecburen açtım.

Sıkkın bir ses ile " Efendim?" Derken o benim aksine canlı bir ses ile konuştu. " Acil eve gelmen lazım ! Babanın bugün, Ali oğluma bazı evraklar teslim etmesi gerekiyormuş."

Sinir ile dişimi sıktım. " Yani, Beni ne alakadar ediyor?"

Alaylı bir ses ile " Şöyle ki baban evrakları eve bıraktı. Dedi ki o dili boyundan uzun olan kızım, şirkete gidip Ali' ye teslim etsin ve aynı zamanda dün akşam için özür dilesin!" Demiş ve cevap bile vermemi beklemeden suratıma kapatmıştı.

İlk başta gitmeyecek olsam da içimde babamın gazabından korkan bir kız çocuğu vardı.

Mecburen oturduğum yerden kalkıp Yağmur ile vedalaştım.

O Ali denen adamdan özür falan dilemek istemiyordum ama ona bir teşekkür borcum vardı. Ne de olsa annem beni altın tepsi ile önüne sunmuştu ve o geri itmiş idi.

Annem ile muhatap olmak istemediğim için mutfak kapısından içeri girerken sessiz olmaya özen gösteriyordum.

Anneme yakalanmadan odama varınca hızlıca içeri girip kapıyı kitledim.

Kısa bir duş alıp hazırlanmaya başladım. Saçlarımı kendi haline bırakırken üstüme siyah tişört geçirdim. Altıma bir mom jean giyerken aynada ki bitip görüntüme baktım.

Göz torbalarım kendini dünden itibaren iyice belli ederken yüzüme bir şey sürmek istemedim.

Hızlı çantamı da alıp odamdan çıkarken, ne kadar istemesem de anneme bakındım.

Annem banyo kapısından çıkarken hiç bir şey söylemeden öylece beni fark etmesini bekledim. Konuşmak bile istemiyordum.

Gözleri beni bulurken memnuniyet ile gülümsedi. " Geldin demek, iki dakika bekle odadan dosyayı getireyim." Hızlıca odasına giderken arkasından göz devirdim.

SATIRLAR ARASI AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin