- 12 -

203 15 1
                                    

Salonda üçümüz birlikte oturmuş, birbirimize bakıyorduk. Sinirden kıpkırmızı olduğuma yemin bile edebilirdim. Justin ile gözlerimiz kesiştiğinde anında kaçırdı ve boğazını temizledi. "Fazlasıyla erken geldim, daha sonra uğrarım. Görüşmek üzere Selena, ve uhm, Harry." aslında kalkmayacağım yerimden kalktım ve Selena ile kapıya ilerledim. Sırf Justin ile yalnız kalmaması için.

Kapının biraz gerisindeyken Selena'nın önüne atılacaktım ama onu kızdırırsam beni dinlemeyeceğini düşündüğüm için vazgeçip izlmeyi tercih ettim. Kollarımı göğsümde birleştirdim ve sıkıldığımı belli eder şekilde nefesimi verdiğim an, Selena bana döndü. "Sıkıldıysan içeride bekleyebilirsin, arkadaşım." askılıkta olan gözlerim donup kaldığında, Selena uzun süre bana baktı ve önüne dönüp Justin ile bir şeyler gevelemeye devam etti. Arkadaşım mı? Cidden arkadaşım mıydı yani? Beni artık öyle görüyor olamazdı değil mi? Sertçe yutkunup olduğum yerde kıpırdandım, gözlerim uykusuzluktan ve şuan ki durumdan dolayı yanıyordu. Burnumun ucu sızlıyor ve iliklerim titriyordu. Bunu hak etmemiştik. Arkamı dönüp salona gittim, şuan ceketimi alıp gitmek istiyordum fakat buraya kadar bile zor gelmişken bu fırsatı geri tepemezdim. Salondan mutfağa geçip, yüzümü yıkadım.

Tüm bunları yaşadığımıza aradan günler haftalar geçse de inanamazken bana arkadaşım demesi cidden beni yıkmıştı. Derin nefesler alırken tezgaha ellerimi koydum ve kapının kapanma sesiyle kendime gelmek amacıyla saçlarımı savurup dikleştim. Gözlerimi birkaç kez kırptım, yavaş adımlarla salona yürümeye başladım. Selena daha yeni salona girerken ilerleyip koltuğa oturdum. Dirseklerimi dizlerime koyup çıkmış sakallarımı kaşıdım. Karşıma oturup iç geçirdi. "Justin için mi bana arkadaşım dedin?" ağzımdan kaçan kelimelere hakim olamazken gözleri şaşkınlıkla açıldı. Duruşunu dikleştirip bana ciddi olup olmadığımı, soran bakışlar atarken dudaklarımı araladım. "Bir cevabın yok mu? Çünkü ben sanırım anlayacağımı anlamam gerektiğini düşünüyorum." elimi saçlarımda geçirdim. Ayağa kalktım. "Gitsem iyi olacak." daha ben arkamı dönmeden dudaklarından ismim döküldü. "Harry." ona sinirli olmama rağmen büyük bir hız ve umutla bakışlarımı ona çevirdim. Adeta gözlerimin parıldadığını hissettim, "Konuşalım." beklediğim şeyleri söylediğinde geri oturup ona baktım.

"Bunu neden yaptın?" dedi sesinin en kırgın tonuyla. Kalbim büzüşünce derin bir nefes aldım, eski pozisyonuma döndüm. "Bunu hak edecek ne yaptım?" sesi titrediğinde konuşmak için dudaklarımı araladım. "Beni dinlemek ister misin?" gözyaşlarını silip kafasıyla onayladı. "O sabah uyandığımda yoktun, annem gittiğini söyledi, iş için. Ben de Los Angeles'a gelip sana sürpriz yapabileceğimi düşündüm. Akşam uçağına binmeden önce hazırlandım ve burada bir ev aldım. Aslında evi daha önce alıp hazırlatmıştım. Yine de sana o evi göstermek istiyorum ama her neyse, daha sonra evine gelip seni aradım fakat ortalıklarda yoktun. Bayan Briffen bile seni benim yanımda biliyormuş. Şok geçirmiştim, vücudum titriyordu ağlamaktan artık. Günlerce ağladım senden haber almaya çalıştım. Tweet attım seni gören biri varsa, yazmasını istedim. İşte o zaman Anastasia yazdı, seni görmüş. Bana olanları anlattı, adamların seni götürdüğünü falan. Daha kötü oldum, çöktüm. Sana şuan duygularımı anlatamam. Simon bize yönetimin seni kaçırdığını söyledikten sonra ise o oyun işi gerçekleşti, eğer başkasını bulmuş gibi yaparsam seni salacaklarını varsaydık ki, öyle de oldu fakat sen bana inanmadın bile. Seninle konuşması için Anastasia'yı getiricektim ama taşındıklarını öğrendim ve onu bulamadım."

gözleri dolu dolu beni izlemişti. Dinlemişti ya da bilmiyorum. Ağzından tek bir kelime çıkmamıştı."Bana neden inanmadığını anlayamıyorum." kafamı sağa sola sallayıp iç çektim. Her şey anlamsız geliyordu. Saçlarımı karıştırıp yerimde kıpırdandım. "Uhm, bence ikimizin de biraz yalnız kalıp düşünmesi gerekiyor." sesi gittikçe azalıyordu. Dediği şey yavaş yavaş zihnime geldiğinde yutkundum. Ona şuan bağırmam gerekiyordu. Daha neyi düşünecektik? Her şeyi ona anlatmıştım, neden hala düşünüyordu.

UmbrellaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin