-6-

322 30 6
                                    

Kapının kilidini açtım ve içeriye yavaşça girdim. Kimseyi uyandırmak istemiyorum. Botlarımı kapının önünde çıkardıktan sonra ayakkabılığa koydum ve trençkotumu elime alıp salona ilerledim. İçeri girdim ve trençkotu koltuğa attıktan sonra bir iki saniyeliğine kapattım. Derin bir nefes alıp koltuğa genişçe yayıldım ve o anda koltukta uyuya kalmış olan Selena gözüme çarptı. Yayıldığım koltuktan kalktıktan sonra genişçe esnedim, saate baktığımda sabahın beşi olduğunu fark ettim. Tanrım, bu iş gerçekten çok zordu.

Koltuğa yaklaştıktan sonra yere oturup onu izlemeye başladım. Huzurlu bir melek gibi uyuyordu, bu içimin rahatlaması için büyük bir sebepti zaten. Elimi saçlarına götürüp okşadım. Onu o kadar çok seviyorum ki, insanların onun hakkındaki düşünceleri beni öldürüyor. Onun kadar muhteşem bir insan daha görmedim. Tabi annem dışında, annem her zaman bana öğüt verirdi. Doğru kararı vermemde bana hep yardımcı olurdu. Başımı eğdim ve alnına küçük bir öpücük kondurduktan sonra kucağıma aldım. Sanki güvenmek istercesine kollarını boynuma sardı. Hafif bir tebessüm yüzüme yerleştiğinde salondan çıkmıştım. Merdivenleri yavaş yavaş çıkmak zorunda kalmıştım çünkü, bilirsiniz, bunlar merdiven ve yukarı çıkıyorlar. Yorulmam fazlasıyla mümkün.

Odanın kapısını yavaşça ittirdikten sonra kapatmadan, önce onu yatağa yerleştirdim. Daha sonra ise gidip kapıyı örttüm. Tişörtümü çıkardıktan sonra, odamızın soğuk olduğuna kanaat getirdim. Soyunurken bir yandan da gözümü ondan ayırmıyordum. Uyurken bir yerini vursa dahi, canı fazlasıyla yanacakmış gibi geliyordu, onu her zaman korumalıydım. Hava soğuk olduğu için altıma eşofman geçirdikten sonra yatağa ilerledim. Üstüme bir şey giymesem de olurdu, zaten fazlasıyla sıcaktım. Telefonumu şarja taktıktan sonra yorganı üzerimize doğru örttüm, kollarımı beline yerleştirip onu kendim çektim. Bu hareketimle birlikte bana doğru döndü ve iyice dibime girip kollarını belime sarıp kafasını göğsüme koydu. Nefes alışverişleri göğsüme çarpıyordu ve verdiği sıcak hava irkilmeme sebep oluyordu. Başını öptüm ve sessizce fısıldadım, "Seni çok seviyorum."

x

Burnuma gelen güzel kokularla birlikte tek gözümü araladım ve yavaşça etrafa baktım. Koridordan gelen ayak sesleri ile birlikte tekrar gözümü kapattım, ardından uyuma taklidi yapmaya başladım. Çıplak ayak sesleri odayı doldurduğunda gülmemek için ters döndüm ve kafamı yastığa gömdüm.Yatakta bir çökme hissettim ve ardından sırtımda hissettiğim ince uzun parmaklar.
"Hadi, Harry, kalk artık," Selena mızmızlanarak konuştuğunda hafifçe sırıttım. Arkamdan sarılıp beni kendine çevirmeye çalıştı fakat yapamadı, "Ah hadi ama koca adam, elli beş kiloluk bir kızın, doksan kiloluk bir adamı nasıl kaldırmasını bekliyorsun?" yankınmasına gülmemek için yastığın çarşafını ısırmaya başladığım sırada var gücü ile beni kendine doğru çekmeye çalıştı. Beceremediğinde oflayarak yorgana vurdu ve biraz bekledi.

Göğsümde hissettiğim uzun parmaklarla gözlerim irileşti. Arkadan kollarını bedenime sarmış, ellerini göğsümde dolaştırıyordu. Bu gerçektende rahatlatıcıydı. Biraz yatakta oynadıktan sonra geri çekildi. Birden arkamı döndüm ve onu altıma alıp gıdıklamaya başladım. Kahkahaları odayı doldururken gittikçe yavaşladım çünkü o kadar çok kahkaha atıyordu ki boynundaki damarlar belli oluyordu. Durduğumda ikimizde nefes nefese kalmıştık, kafamı boynuna gömdüm ve derin derin nefesler almaya başladım. Tek eli saçlarımın içinde, tek eli ise boynumdaydı. Kokusu beni kendimden geçirirken sessizliği bölen onun sesi oldu. "Hadi bakalım, kahvaltı hazır annenler bizi bekliyor." yavaşça kafamı boynundan kaldırıp ona baktığımda beyaz yatağın üstünde uzanan bir melek gibi bana bakıyordu. Eğilip dudaklarına bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildim ve kalkmasına izin verdim.

Altımdan sıyrılarak kalktı ve odadan çıkarken öpücük yolladı, oda da tek kaldığımda yatağa yayıldım ve biraz düşündüm. Bunları hak edecek ne yapmıştım? Sadece şanslı mıydım, yoksa annem beni küçükken kutsamış mıydı? Yataktan kalktım ve koltukta duran tişörtü üstüme geçirdim. Şanslı olmalıydım.

UmbrellaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin