"Evet, tam da istediğim gibi," dedim havaalanının arka kapısından girerken, Paul gülümsedikten sonra yanımda yürümeye devam etti. Oraya gidecek, ona sürpriz yapacaktım, umarım bir terslik çıkmazdı.
Hızlı adımlarla özel jetin yanına ilerlemeye devam ettim. Bir yandan da şapkamı kapalı tutmaya çalışıyordum, jetin merdivenlerine yaklaştığımda durdum ve arkamı dönüp Paul'a baktım. "Bana şans dile, umarım ilişkimiz bitmemiştir," kollarımı açıp sarıldım, Paul geri çekildikten sonra göz kırptı. "Merak etme, Harry, Selena seni seviyor, sebepsizce senden ayrılmaz." diyerek bana olan güvenini gösterdi. Tebessüm gönderdikten sonra merdivenlerden çıktım, kapıdaki hostes ceketimi ve çantamı aldı. Uzun bir yolculuk beni bekliyordu, uyusam iyi olurdu.
x
"Bay Styles, iniş gerçekleşti, uyansanız iyi olur." duyduğum bayan sesiyle gözlerimi, uçağın camından giren güneşle araladım. Kollarımı açtım, gerindim. Hostes kapının orada çantam ile ceketimi tutuyordu. Sabahın erken saatleri olduğu için pek görüleceğimi sanmıyorum. Şapkamı başıma geçirdikten sonra ceketimi giyip, çantamı elime aldım. Bugün yapılacak çok şey vardı. Hızlı adımlarla işlemleri hallettim, dışarıda beni bekleyen arabaya koşar adımlarla ilerledim, kapıyı açıp bindim. Çantamı arka koltuğa attıktan sonra gaza yüklendim ve havaalanından oldukça hızlı bir şekilde uzaklaştım. Görülmek ve sürprizi bozmak istemiyordum. Bu kötü olurdu.
Öncelikle bir emlakçıya gitmeye karar verdim. Bana bir ev lazımdı, geniş, iki katlı, şirin bir ev. Los Angeles'ı bu yüzden seviyordum, istediğin herşey mümkün olabiliyordu.
Evde göz gezdirdim ve anlaşmayı imzalayıp, emlakçının gidişini izledim. Ellerimi saçlarıma daldırdım ve gözümde, saçlarımla oynadığı anlar canlandı. Gözlerim dolmaya başlıyordu. Cebimde titreyen telefonum ile düşüncelerimden aniden uzaklaştım. Elimi dar pantalonumun cebine soktum, telefonu tek hamlede çıkardım. Ekranda yazan "..Sevgilim.." yazısını gördüğümde kalbim yerinden çıkmak üzereydi.
Açıp açmamakta kararsız kalsam da, yeşil tuşa bastım ve telefonu kulağıma yaklaştırdım. "Efendim?" karşı taraftan gelen çığlık sesleri ile gözlerim şok ile açıldı, ne yapacağımı bilemez bir şekilde satın aldığım beyaz evden dışarı fırladım. "Selena?" telefondan gelen ses öksürük sesleri ile saçlarımı yolmaya başlamıştım. "Selena bana cevap ver! İyi misin? Bebeğim, neler oluyor?" endişeli sesim artık titremeye başlamış, gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı.
Diğer telefonu cebimden çıkardım ve polisin numarasını tuşladım. "Merhaba, şuan konuştuğum numaranın nereden aradığını bulmak istiyorum, Ben Harry Styles." "Tabi Bay Styles, hemen yardımcı olacağım, numarayı öğrenebilir miyim acaba?" diğer telefondan rehbere girip numaraya bakarak kadına bildirdim. Aynı zamanda Selena'ya kapatmamasını söylüyordum, neler oluyorsa, onu bulmalıydım ve bunun için de kapatmaması gerekiyordu.
"Bay Styles,Los Angeles eyaletinin sonundaki bir hotelden geliyor, size hemen adresi yollayacağım." "Teşekkürler, memur hanım." dedim ve telefonu kapatıp, arabaya bindim. Gaza yüklendim, aynı zamanda memurun attığı adresi okuyordum. Umarım bir şey yoktur, kulağımda duran telefon aniden kapanınca, telefonu elime aldım ve ardından numarayı tuşladım fakat ulaşılamıyordu.
Ellerimi saçlarıma geçirdim ve kendi kendime bir çığlık attım. Yan koltuktaki ev anahtarları gözüme takılınca, gözyaşlarım teker teker süzüldü. Dayan bebeğim, dedi iç sesim. Dayan, yalvarırım dayan. Telefonum çalmaya başladığında bakmadan direk cevapladım, "Selena!" "Dostum sen hiç arayan kişiye bakmıyor musun?" dedi Zayn gülerek, "Tanrım, Zayn, Selena beni aradı fakat-," gözyaşlarımı koluma sildim ve burnumu çektim, "Fa-fakat telefondan onun yalvarış ve çığlıkları duyuluyordu. Tanrım, kim, neden, niçin, ona bunu yapıyordu? Neden yanında değildim! Neden!" diye bağırdığım da Zayn hiçbir şey söylememişti. "Harry ilk uçakla oraya geliyorum. Gelişmeleri aktar, gelince ararım." ve telefon yine yüzüme kapandı.
