2. Bölüm

1.6K 127 20
                                    

Merhabaaaaa nasılsınız?😇

Bölüm geç geldiği için hepinizden şimdiden özür diliyorum🙏

Neyse instagramdan takip edin ordan gelecek gölüm ile ilgili bilgi alabilirsiniz😊

Okumaya geçmeden önce beni takip etmeyi ve aşağıdaki yıldızı parlatmayı unutmayı

Hesabım sesizhayaller6 takip edin sonra okuyun🎀


YAZARIN ANLATIMIYLA

Görevden dönmüş ve hazır ol pozisyonda albayı bekliyorlardı. Albay gelip tam karşılarında durduğunda yüksek sesle konuştu,

"Rahat" emir veren Yakup yarbay ile hepsi rahat ola geçerken timin komutanı olan karen bir adım öne çıktı.

"Yüzbaşı Karen Dağdelen/ Siirt görev başarı ile tamamlanmıştır komutanım." Dedi

"Aferin evlat sizinle gurur duyuyorum,"

"Sağ ol" dedikten sonra dağıldılar. Kimisi ailesinin yanına kimisi sevdiğinin yanına, karene de sadece izlemek kalıyordu, Babasını küçük yaşta kaybetmişti, anneside kareni babannesine bırakıp karnındaki küçük bebek ile kocaya kaçmıştı. Ortada kalmıştı karen böyle olmasını aklının ucundan dahi geçmemişti. Cenazede duygu sömürüsü yapıp o günün gecesi gitmişti. Karen annesini değil küçük kardeşini özlüyordu. Onu büyük bir heycanla doğmasını bekliyordu, iyi bir abi olacağına söz vermişti. Ama oda gitmişti.

Uzaktan gelen demir karenin yanına gelip konuştu.

"Komutanım kolunuz kötü görünüyor, bi doktora görünün isterseniz" dedi Demir, Karen kafasını aşağı yukarı sallayıp onayladı. Üstündeki dede yeleğini çıkarıp demire uzattı. Midesi bulanıyordu artık bu elbiselerden, üniforma giymek istiyordu. Tim arkadaşlarinda gördüğünde isteklerle dolup takmıştı.

Boş koridorlarda ayak sesleri korkutucu geliyordu. Adımlarını sağlam ve kendinden emin bir şekilde yürüyordu. Kafasını kaldırıp kapıların üst kısmına gözlerini gezdirdi. 3. Odanın üst kısmında 'sağlık doktoru' yazısını gördüğünde kapıyı tıklayıp komut almadan girdi.

Gözlerini odada gezdirdiğinde bir çeşit uykusuzluktan simsiyah gözleri kızarmış bir doktor ile karşılaştı. Bu bu imkansızdı. Aylardır rüyasında sadece bir çift kömür göz görüyordu. Bazı geceler onu görmek için uyuyordu. Bazen uyandığı zaman belki tekrar görürüm umuduyla uyumaya çalışıyordu. Ama şimdi kanlı canlı karşısında yorgunluktan bitap düşmüştü.

O siyah gözleri ve simsiyah saçları nerde görse tanırdı. Çocukluk aşkıydı. Onun Hilaliydi. Yıllar önce babaannesini görmeye samsuna gitmişti. Samsuna geldiğinde vakit kaybetmeden koşarak bahçeye çıkıp arkadaşları ile futbol oynayacaktı. Ama karşı komşunun kızı kahkahayla gülüp salıncakta sallanan kız futbol oynamasına izin vermemişti. O kadar güzel gülüyordu ki etraftaki bütün çocuklar ona hayranlıkla izliyordu. Bunu fark eder karen hemen çocukları bahçeden gitmelerini istemişti. Bakmalarını istemiyordu. Çocukların gittiğini görünce hemen kafasını salıncakta saçları önüne gelmiş kahkahayla gülen kıza baktı. Yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. Hemen yanında duran büyük taşa kalçasını yasladı. O gün saatlerce oturup küçük kızın gülüşünü izledi.

Derin bir nefes aldı ve hemen kendini toparlayıp doktorun karşısına geçti. Hilal, kömür gibi gözleri karen'in ela gözlerine dikip bi süre hint dizisindeki bakışma gerçekleşti. Hilal karşısındaki dev askeri  baştan aşağıya bi süzdü. acunun bi sözü vardır bilirmisin...

Bu anlamsız bakışmadan sıkılmış olacak ki konuştu Karen. Bıraksa sabaha kadar bakışırlar.

"Beni incelemen bittiyse yarama bak!" Dedi soğuk sesiyle.

DağdelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin