Bölüm şarkısı= Perdenin Ardındakiler: Kendime
İyi okumalar...
Başladığım yerdeyim. Hanımağa değil İhra olduğum yerdeyim. Etrafın çiçek kokusu bana buraya geldiğim ilk günü hatırlatıyor. Çaresiz gelip tekrar ayağa kalktığım günü. Şimdi yine çaresizim. Hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Beynim emrime, isteğime itaat etmiş gibi tüm anılarımı benden silmişti. Anlayamadığım şeyler vardı. Bulmam lazımdı. Ama önce sakinleşmem lazım. Burası da bana en huzurlu yerdi. Umut bahçemdi.
Ellerimde poşetlerle bahçenin ortasında durdum. Kızlarım anında beni farkedip çığlıklar ata ata koşmaya başlamışlardı. Her ne kadar koşmayın desek de nafileydi. Koşsunlardı. Koşsunlar, gülsünler, ağlasınlar, düşsünler. Bunlar çocukluğun bir parçasıydı nasıl olsa. Buranın olma sebebi onlardan alınan yada alınmak istenilen çocukluklarını geri vermek değil miydi?
Her biri kollarını vücuduma dolamıştı. Hepsi birbirine sarılmış en ortalarına da beni almışlardı. Bu kızları çok seviyorum. Hepsi benim kendi evladım gibiydi. Gibisi azdı. Ben buradaki küçük meleklerimin annesiydim. Anne derlerdi bana zaten. İhra anne derdi her biri. Yüzlerindeki her bir gülücüğe değerdi.
Ellerimdeki poşetleri yere koydum. Ellerimi birbirine vurduğumda hepsi ellerini kaldırmıştı. Tekerleme zamanıydı.
- "Umut bahçesinin tohumları hadi bakalım."
Talimatı verdiğimde hepsi ellerini bana doğru uzattı. Ağaçların altında duran tüm kadınlar bizi gülümseme ile izliyorlardı. Hep beraber tekerlemeye başladık.
Şaklat, şaklat, şaklat, şaklat, şaklat.
Şıklat, şıklat, şıklat, şıklat.
Çevir, çevir, çevir, çevir.
Döndür, döndür, döndür, döndür.
Kollarını kelebek yap ve bir ve iki ve üç.
Tıp.Her söylediğimiz kelimede ellerimizi hareket ettirdik. En sonda ise hepsi önce işaret parmağı ile tıp yaptı sonra kollarını kelebek yaptı. Bu demek oluyordu ki bugün kız günüydü. Bu yüzden hepsi çok mutluydu. Kız gününde herkes eşofmanlarını giyerdi ve sabahtan akşama kadar eğlenirdik. Akşam yemeğinde ise mangal yakar karnımızı doyururduk. Sonra kızlara özel yaptırdığım odaya girer onlara masal okurdum. Odanın yerleri sadece yataktı ve çok büyük bir alandı. Hepsi etrafımda annelerinin yanında uzanırken bende ortalarında masal anlatırdım.
Üzerimde spor crop ve eşofman takımı vardı. Saçlarımı kelebek şeklindeki dişli toka ile topuz yapmıştım. Yani oldukça rahattım. Çocuklara teker teker çikolatalarını verdim. Elimdeki poşetler çikolata doluydu. Herkese dağıttığımda hepsini arka verandaya yolladım. Mayolarını giymelerini de söyledim. Biraz yüzmek hepsine iyi gelirdi. Küçük kızlarım gittiğinde sıra ablalarım ve kız kardeşlerime gelmişti. Burada en büyüğümüz Munise ablaydı ve o da 45 yaşındaydı. Çok çekmişti. Ama çok güçlüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nova (Gönülden kaybolan Yıldız)
Novela JuvenilDOĞU'NUN ASİL KADINLARI SİZ SUSMAYACAKSINIZ ÇÜNKÜ İHRA NOVA SİZİN SESİNİZ OLACAK, SİZİN ELİNİZİ ASLA BIRAKMAYACAK!! Kader bir örümcek misali hırsla ilmek ilmek ağlarını örmekte.. İhra Nova Zadeoğlu & Mir Mirhanoğlu ...