Derine Gömülmüş Sırlar

16 2 12
                                    

Sabahın erken saatleri, güneşin ilk ışıkları Han'ın pencerelerinden sızarken, Fırtına Tim'i kahvaltılarını bitirip ağır adımlarla dışarı çıkmıştı. Serin hava yüzlerine vururken, hepsi görev bilinciyle araca doğru ilerlediler. Kiba direksiyona geçerken, Shino ön koltuğa oturup haritayı açtı. Sessizliğin hâkim olduğu arka koltukta ise dört kişi, düşüncelerine gömülmüş halde bekliyordu.

Neji, geceden beri aklından çıkmayan o sahneyi düşünmeden edemiyordu. Gözlerini kaçırmaya çalışsa da, sık sık Komutanına kayıyordu bakışları. Naruto'nun yüzünde yayılan hafif gülümseme, gecenin etkisinden kopamamış bir mutluluğun yansıması gibiydi. Neji'nin dikkatli bakışları, Naruto'nun fark ettirmeden Sasuke'yi izlemeye çalıştığını kolayca yakalamıştı. Sasuke ise yarı kapalı gözleriyle, yorgun ve uykulu bir şekilde koltuğa yaslanmıştı. Yüzündeki huzursuz dinleniş, gece uyumamış olmanın ve gece boyunca oynaştıklarının izlerini taşıyordu. O anlarda yaşanan iniltilerin yankıları, sadece Neji'nin zihninde yankılanıyordu. Sasuke'nin ağzından çıkan o ince, şehvet dolu sesler, Neji'nin aklını kurcalıyor, güçlü ve soğuk duruşuyla dikkat çeken bu askerin nasıl bu kadar savunmasız bir hale gelebildiğini düşündürüyordu. Kısa bir süre için gözlerini kapatıp bu düşünceleri zihninden uzaklaştırmaya çalıştı.

Tenten ise tüm bu derin düşüncelerden uzakta, masum bir bakışla pencerenin dışındaki manzarayı izliyordu. Dağların arasından geçen dar patikalar, onları gölge zindanı olarak bilinen yere doğru götürüyordu. Etraftaki sessizlik, yaklaşan görevin ciddiyetini hissettiriyordu. Araç bir süre sonra sert bir manevrayla dağın eteklerindeki zindanın önünde durdu. Araçtan indiklerinde herkes görev bilinciyle hareket ederken, Naruto'nun ifadesi ciddi ve soğukkanlıydı, ancak içinde dalgalanan düşüncelerini Neji kolayca okuyabiliyordu.

Zindan kapısında onları bir asker karşılamıştı. Naruto, askere kısa bir bakış attıktan sonra sert ve kararlı sesiyle Tim'ine döndü. "Bu asker size eşlik edecek. Ben ve Neji sorgudayken siz bizi burada bekleyeceksiniz." Komutanlarına olan saygı ve disiplinle hep bir ağızdan, güçlü bir sesle cevap verdiler: "Anlaşıldı, Komutanım."

Naruto ve Neji, Uyanış'ın ele geçirilen adamını sorgulamak üzere başka bir koridora doğru ilerlerken, geriye kalan dörtlü misafir odasına doğru yürüdü. Sessizlik onları bir battaniye gibi sarıyordu, hiç kimse sesini çıkarmıyor, etrafı incelerken kendi düşüncelerine dalıyordu. Oda oldukça sade ve işlevseldi; birkaç koltuk, küçük bir masa ve duvarda eski bir saat. Zindan görevlilerinden biri kapıda belirdiğinde bu sessizlik nihayet bozuldu. "Eğer isterseniz, zindanları gezebilirsiniz," dedi adam, soğuk bir sesle.

Bu öneri, anında odadaki havayı değiştirdi. Dörtlü, kısa bir an için birbirlerine bakarak sessizce düşündü. İlk hamle, sabırsızlığını gizleyemeyen Kiba'dan geldi. Hızla yerinden fırlayıp, hevesle konuştu. "Ben gezmek istiyorum!" Onun bu ani çıkışı, içten içe heyecanlanan Tenten'in de dikkatini çekti. "Tamam," dedi neşeli bir şekilde, "biraz etrafı keşfetmek hiç fena olmaz." Shino her zamanki gibi sessizliğini bozmadan, onlara katılmaya karar verip ağır adımlarla ayağa kalktı.

Sasuke, bu anı kendi köşesinden izliyordu. Gözleri yarı kapalı, üçlünün odadan çıkışını izlerken derin bir nefes aldı. Başta yalnız kalmayı tercih eder gibi görünse de, içindeki huzursuzluk ona rahat vermiyordu. Gözlerini kapatıp biraz daha dinlenmeye çalıştı ama aklı, geceden kalma düşüncelerle doluydu. Zihninde Naruto'nun ona olan dokunuşları ve Naruto'nun aşk itirafı dolanıyordu. Sonunda, zaman kaybetmektense onlarla gitmeye karar verdi. Yavaşça yerinden kalkıp, hızlı adımlarla dışarı çıkan grubun peşine takıldı.

Koridorlar, soğuk taş duvarlar ve ağır demir kapılarla çevriliydi. Yere vuran ayak sesleri yankılanıyor, zindanın derinliklerinden gelen yankılar garip bir tedirginlik yaratıyordu.

• Savaş ve Aşk • NaruSasuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin