0.7

104 8 22
                                    

Merhabalarrr💛
Umarım iyisinizdir.
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın🎀
Keyifli okumalar🫶🏻

Neredeyse akşam olmuştu. Son diyalogumuzdan sonra gözlerine bakma cesaretim olmadığı için onu yalnız bırakmıştım. Birkaç defa çaktırmadan baktığımda pozisyonunu bile bozmadan pür dikkat kitabı okuyordu. Mimik bile oynamayan yüzüne bakarken bakışlarım uzun kirpiklerine ilişmişti. Bakışları beni nişan almadığında aslında o kadar da ürkütücü değildi.

Bazı işlerimi halletmek için dışarı çıkmam gerekiyordu. Zaten çabuk döneceğim için onu rahatsız etmeden evden çıkmıştım. Eve döndüğümde Melis'le asansörde karşılaşmış, ikimiz de bizim eve geçmiştik.

Eve geldiğimde Loki'yi hâlâ aynı pozisyonda görmek beni biraz şaşırtmıştı. Saatlerce oturmaktan yorulmadı mı bu adam ve üstelik kitabın yarısına bile gelememişti. "Bu hâlâ okuyor mu?" dedi Melis.

"Kafasını bile kaldırmadı." Kapı ucundan bakmıştım ona. İkimiz de salona geçtiğimizde Melis koltuğa yayılmıştı. "Aç mıdır acaba?" Düşünceli sesimle Melis bana dönmüştü.

Geldiğinden beri ne bir şeyler içmiş ne de yemişti. Belki ben evde olmadığım zamanda yemiştir diye düşünsem de mutfakta her şey olduğu gibi duruyordu. Neredeyse 10 saattir buradaydı sonuçta. "Bir şey ikram etmedin mi?"

"Hayır. Yani aklıma gelmedi." Bunu daha önce düşünmediğim için kendime kızmıştım. "Ben de acıktım ya." Dedi oflayan sesiyle. Daha asansördeyken bile bir şeyler atıştırıyordu. Bunu hatırlayınca gülmüştüm. "Hiç şaşırmadım." Dedim mutfağın yolunu tutarak.

En azından yiyebileceği bir şeyler hazırlarsam hiç fena olmazdı. "Aşk olsun, sanki ben 7/24 yemek yiyormuşum gibi." Melis tripli sesiyle buzdolabına yönelmişti. Pek yemek becerim olduğu söylenemezdi.

O yüzden Melis'le yaptığımız ciddi fikir alışverişinin sonunda tost yapmayı kararlaştırmıştık. Yarım saatin sonunda hazırladığım tost ve meyve suyuna beğeni dolu bakışlar atmıştım. "Çok güzel yaptım be." Dedim Melis'e bakarak.

"Tam bir sanat eseri." Her hatamda bile arkamda olan kankamın bana verdiği motivasyonla Loki'nin yanına gidebilmiştim. Doğrusu tabağı ve meyve suyunu Melis'in eline tutuşturup odaya göndermeye çalışsam da reddetmişti. Hâlâ aynı pozisyonda kitabı okuduğunu görünce derin nefes almıştım.

Bu adam kitap işini ne kadar da ciddiye alıyordu. Yarı açık olan kapıya yavaşça vurduğumda o siyah gözleri yine beni bulmuştu. O yorgun muydu? Bakışları biraz garipti. Nasıl desem, fırtınalı havası gitmişti. Dingindi diyemem ama sakindi. Garip bir ağırlık çökmüştü sanki. Bir an gözlerindeki hayal kırıklığı mı yoksa çaresizlik mi olduğunu bilememiştim.

Gözlerimi gözlerinden kaçırmamak için büyük bir çaba harcıyordum. Yine ondan korktuğum gibi düşüncelere kapılmamasını istemiyordum. "Sana yiyecek bir şeyler getirdim." Sona doğru kısılan sesime lanetler etsem de artık geçti. Bu adamla yalnız olduğumda gerilmeme engel olamıyordum.

Bakışları üzerimde sabit kalırken bana hiç bir tepki vermemişti. Bunu onay olarak kabul ederek yanına adımlamıştım. Tostu ve meyve suyunu yavaşça yanındaki masaya koyarak bir adım geriye çekilerek orada durmuştum. Normalde hemen verip gitmeyi düşünmüştüm ama böyle tepkisiz kalması sinirlerimi bozuyordu. En azından bir teşekkürü hak ediyordum.

Gözleri benim üzerimden yavaşça masaya indiğinde hâlâ yüzü ifadesizdi. Bakışlarından yüzlerce duygu geçerken nasıl bu kadar ifadesiz kalıyordu anlamıyordum. Ben hâlâ beklentiyle ona bakarken artık sessizliğinden bıkmıştım.
"Rica ederim." Dedim ona göz devirerek.

Hayalden GerçeğeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin