1.3

109 11 73
                                    


Merhabalarr🤍
Umarım iyisinizdir💫
Bugün uzun bir bölümle geldim. Keyifli okumalar.🎀

Bölüme geçmeden önce bu kısmı okuyun lütfen. Çünkü kurgunun gidişi için çok önemli. Bildiğiniz gibi bu bölümle tam 13 bölüm yayınladım. Okuma sayıları da gittikçe artıyor, her bölüm ortalama 30-50 arası okunsa da oy sayısı maalesef çok az. Lütfen okuduğunuz bölümlere oy vermeyi ve satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın. Hayatım çok yoğun olmasına rağmen her hafta bölüm atmaya çalışıyorum. Yazmayı gerçekten seviyorum ama emeklerimin karşılığını görmemek yazmaya olan hevesimi azaltıyor.

Ve bu gidiş devam ederse kitap bir kitleye ulaşana kadar bir süre ara verip tanıtım kısmıyla uğraşmayı düşünüyorum. Belki de her bölüm için oy ve yorum sınırı koyarım ki bunu yapmayı gerçekten sevmiyorum. Yine de bu kurguyu ve karakterleri seviyorum. Bu yüzden yazmaya devam edeceğim. Ama bölümlerin ne kadar hızlı gelmesi siz okurlarımın tepkilerine göre değişecek. Umarım beni anlarsınız, niyetim ne sizi ne de kendimi zor durumda bırakmak değil.
Sevgiyle kalın güzel okurlarım.💞


Beni dinlemeden ikimizi de çıkışa doğru yönlendirmişti. Bir anda ani çıkışı beni şaşırtsa da, ben de burada kalmaya zaten meraklı değildim. Etraf fazla karanlıktı, bu yüzden görebildiğim gölgeler gittikçe yok oluyordu. Sonunda adımlarım Lokinin hızına yetiştiğinde, arkadan bize çarpan bedenlerle çığlık atmıştım.

Belime sarılan ellerin ona ait olduğunu bilmeseydim, herhalde şu an karşımdakilere savurduğum yumruklarımdan nasibini alırdı. Aniden saçlarıma dolanan ellerle gözüm dönmüştü resmen. Kimdi bu hadsiz? Çığlıklar daha da yükselirken, Lokinin belime sarılı olan elini tam yanımdan geçerek birinin yüzüne çarptığını hissettim. Bir eli hâlâ elimdeyken, ikimizi de aniden dışarı çekmesiyle gözlerimi parlak ışıklarla kısmıştım.

"Bırak beni, daha onunla işim bitmedi," deyip ellerinden kurtulmaya çalışsam da, yeniden bizim arkamızdan çıkan bedenlere çarpmıştım. "Abi," dedim şaşkın sesimle. Yanağındaki hafif morlukla az önce Lokinin yumruğunun nereye gittiğini tahmin etmek zor değildi. Gözlerim Melisi bulduğunda, saçları darmadağındı. Yüzümü buruştururken, abimle Melis de daha kendilerine yeni geliyorlardı.

Dördümüz de birbirimize şaşkın bakışlar atarken, havadaki atmosfer aniden gerginleşti. Abimin gözleri hâlâ elimi tutan Lokiden ellerimize inerken, Lokinin de sert bakışları Melisin elini kavrayan abimden ellerine inmişti. İki erkeğin de kaşları çatılmış, birbirlerine dik dik bakıyorlardı.

"Beliz."
"Melis."

Abim ve Lokinin aynı andaki sesiyle, Melisle ben ellerimizi öyle hızlı çekmiştik ki, bu defa boş kalan ellerine bakarken, Lokinin bakışları benim üzerimde gezinirken, abimin bakışları da Melisin üzerindeydi. Bu defa da öldürücü bakışlarını boş kalan eller için birbirlerine dikiyorlardı. Ben abimin yanına geçerken, Melis de Lokinin sağına geçti.



"Neden erken çıktınız?" dedi Melis içine kaçan sesiyle. "Fazla sıkıcı olmaya başladı," dedi sıktığı dişlerinin arasından Loki. Aralarındaki gerginlik daha da artmadan arabaya doğru gitmiştik. Onlar bizden önde adımlarken, biz arkalarında kalmıştık.



"Bunlar her an yumruk yumruğa birbirlerine girebilir," demişti Melis. "Farkındayım. Bence gezimizi burada sonlandıralım," söylediğimde Melisin kedi yavrusu bakışlarıyla karşılaştım. "Galata Kulesi...?" yalvaran sesiyle bu işkencenin daha devam edeceğini anlamıştım.

Hayalden GerçeğeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin