Merhabalarrr! 🤍
Umarım iyisinizdir güzel okurlarım.🎀Ben duramdım, yine bölüm yazdım size🦭
Bu arada HG 1000 okunma olmuş. Okuyan, yorum yapıp destekleyen herkese çok teşekkür ederim🥹Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın 🫡
Keyifli okumalar 🫶🏻Neşeli sesler salondan yükselirken ben hâlâ saçlarımla uğraşıyordum. Benim için giyinmek ve makyaj yapmak neredeyse 15-20 dakikamı bile almazken bu saçlara saatler harcamam haksızlıktı. Nolurdu Allah'ım, bahşettiğin bu kusursuzluğumdan nasibini biraz da saçlarıma alsaydı. Son tutamı da taradıktan sonra tarağı masaya bırakarak saçlarımı geriye attım.
"İşte böyle." Aynadaki görüntüme memnun şekilde baktıktan sonra salona geçtim.
"Günaydın sevimli, biricik ailem. Evinizin neşesi, yaşama sebebiniz, zekasıyla tüm evrene jnam salmış, güzelliğiyle herkesi deliye çeviren, varlığıyla sizi onurlandıran üst tabaka insanı olan kızınız geldi." Diye şakıdım neşe karışık kendimi beğenmiş sesimle. Masa arkasından kahkahalar yükselirken abim yine kıskançlık yaparak beni çekememişti.
"Üst tabaka insanıymış, nereden buluyorsun bu lafları sen." Homurdanmıştı ağzına attığı peynirle.
Babamın yanına gidip yanağına kocaman öpücük kondurarak kollarımı boynuna dolamıştım.
"Geberiyorsun değil mi kıskançlıktan kudur." Dedim onu daha da sinirlendirmek için.
"Baba şu kızına bir şey söyle, bak alacağım ayağım altına." Babama beni şikayet ederken babam görmediği için onu taklit etmiştim.
"Uğraşma çocuğumla" diyen babam boynuna doladığım ellerimin üzerine koymuştu ellerini. Ne sanıyordu? Babam yedirir miydi beni ona.
"Günaydın güzel kızım." Babamın arkasından abimi gıcık etmek için ona "ne oldu" der gibi bakışlar atarken tabağındaki zeytini tam kafama fırlatmıştı. Hedefi tam isabet tutturup kafamın ortasına çarpan zeytine acıyla inlemiştim. Ali Uraz Evren kahkaha atarken, annem hiç aldırmadan kahvaltısını yapıyordu. Bu kadın bizi iyice salmıştı. Artık onu da suçlamıyordum.
Doğduğum günden itibaren yani 22 yıl boyunca ben de bizim gibi evlatlarla yaşasaydım kendi hallerine bırakırdım. Biz kaç yaşımıza gelirsek gelelim çünkü asla uslanmazdık. Lokininse gözlerinde gördüğüm ani endişe çabuk yok olmuştu. Galiba artık ne kadar drama queen olduğumu öğreniyordu. Abim bıyık altından gülerken bu kahvaltıyı ona zehir etmekte kararlıydım. Kesin Melis'i de üzmüştür bu.
"Baba bu oğlun bana şiddet uyguluyor." Aniden gözlerimden akan yaşlarla babam hızla ayağa kalkmıştı. Bu evde beni tek seven bu adam ya. Nasıl telaşa kapıldı. Hızla elimi bastırdığım alnıma bakarken kaşlarını çatarak abime döndü. Ben ise hâlâ gözyaşı döküyordum. Timsah gözyaşları tabii ki. O küçücük zeytin canımı yakmamıştı ama abimle uğraşmak istiyordum. Abimse afallamış gibi bize bakıyordu. Yalandan ağladığımı o kadar iyi biliyordu ki "pes sana Beliz" der gibi bakıyordu.
"Ömer ya gözüne isabet etseydi çocuğun. Kocaman adam oldun hâlâ daha şu kızla uğraşıyorsun."
"Baba ne çocuğu. 22 yaşı var bu beslemenin. Küçülsün de cebime girsin. Görmüyor musun yalandan ağlıyor." Abim beni göstererek bu defa çatalı eliyle sıkıyordu.
Babam bana dönerken sırıtkan yüzümü hızla üzgün haline getirip kendimi acındırmaya başlamıştım.
"Baba bu var ya bu her gün vuruyor bana. Sonra beni tehdit ediyor sana söylemeyeyim diye. Vallahi bu evde huzurum yok. Gönder şunu gitsin. Zaten yetti bu kadar baktın büyüttün..." Babam olumlu anlamda başını sallarken abim iyice öfkeden kıpkırmızı kesilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalden Gerçeğe
RomanceHiç kitap karakterine aşık oldunuz mu? Hayır, hayır. Soruyu değiştiriyorum. Hiç dilek tuttunuz mu? Peki, o dileğiniz gerçekleşti mi? Galiba benim dileğim gerçek oldu. Yoksa balkonumun ortasında yayılarak yatan bu yarı çıplak prensin bir açıklaması o...