Küpekler ve Barışlar giremez.!

82 9 21
                                    

"Ya. Yalan söylüyorsun.! Beni ağlatmak için yapıyorsun.! Asla ağlamam. Hemde Semihimin yanında.!"

Barış'ın yüzünde sinsi bir tebessüm belirdi. Bu küçük veletten bu gün intikamını kesinlikle alacaktı. Bu velet yüzünden , Semih uzun zamandır kendisi ile ilgilenemiyordu. Arif , mahalleden komşuları Sedef ve Ahmet'in çocuklarıydı. Bu gün onun sünnet düğünü vardı ve mahalleli bunun için koşturuyordu. Böyle zamanlar da , mahalleli birbirlerine yardım eder , eksik neyse tamamlardı. Hazır herkes mahalleyi süsleme derdine düşmüşken , bunu fırsat bilen Barış Alper kendini sünnet çocuğunun yanında buldu. Bu velet , boyuna ve yaşına bakmadan Semih'e asılıyor ,onunla evleneceğini söylüyordu. Böyle bir şeyin imkansız olduğunu biliyordu Barış. Ama sinir bozucu tarafı , bu çocuk ne zaman çıkıp gelse , Semih tüm ilgisini çocuğa verip sevgilisini ihmal ediyordu. Küçük piçte , bununla ilgili Barış ile dalga geçiyordu. İşte şimdi intikam zamanı gelmişti.

"İstersen Hilal'e sor.! Onlarda oldu.! Kökten kestirdiler. Kızların pipilerini senin yaşına gelince kökten keserler. Ondan bu kadar büyük düğün yapıyorlar.! Zaten senin adında Arif değil. Arife.! Hilal'in adı , yedi yaşına kadar Halil di.! Nur'un adı , Nuri. Ece , Ebucehil.! Ya senin de adın Arife olacak.! İster inan , ister inanma..!"

Gözleri dolu dolu olan çocuk , Barış Alper'in sözüne pek güvenmesede,  içine düşen kurt ile yanından ayrıldı. Koşarak balon şişiren , Hilal ve Oğuzhan'ın yanına gitti. Oturdukları yerde , Oğuz kimsenin onları umursamadığını fırsat bilerek tam sevgilisini öpmek için uzanmışken küçük Arif aralarına girip Oğuzhan'ı Hilal den uzaklaştırdı.

Hemen Hilal'in kucağına tırmanıp kollarını boynuna sardı. Hilal de düşmemesi için , kollarını Arif'in beline doladı. Oğuz bu görüntüye göz devirmekle yetindi. Yoksa yine , küçücük çocuğu kıskanıyorsun adlı şiiri dinlemek zorunda kalacaktı.!

"Hilalim.! Gerizekalı Barış diyor ki , sünneti tüm mahalle oldu.! Herkesin pipisi kesildi.! Senin ki de öyle dedi.! Doğru mu.?"

Arif , Senin ki derken Hilal den bahsediyordu. Ama Hilal bunu çocuğun kendisi olarak algıladı. Yüzünde çocuğun korkularını yatıştırmak isteyen bir tebessüm belirdi. Önce saçlarını okşadı Arif'in. Sonra yanağına öpücük kondurdu. Oğuzhan'ın kıskanç bakışları eşliğinde.

"Evet aşkım.! Herkes oluyor.! Bunda korkulacak bir şey yok ki.! Göz açıp kapayıncaya kadar bitecek.! Hem ben yanında olacağım merak etme.!"

Arif , Hilal'in kucağından atlayıp arkasını döndü. Oğuz'a beklemediği anda tokat attı.

"Sünnet olsam da ,onlar benim.! Benimle evlenecekler.! Uzak dur sevgilimden piç.!"

Diyip koşarak uzaklaştı. Oğuz gözlerini devirip , kahkaha atan sevgilisine dikti öfkeli gözlerini. Aman pek eğleniyordu hanımefendi.!

"Bu piç kendine harem kurmayı falan mı düşünüyor.? Kendini Sultan Süleyman falan mı sanıyor.? Yeminle bir parça velet demeden döveceğim sonunda.! "

Hilal , sevgilisinin yanaklarını tutup büzülen dudaklarına ufak bir buse kondurup geri çekildi. Arif doğduğundan beri , mahallelinin elinde büyümüştü diğer çocuklar gibi. Ama Arif'in ailesi sürekli çalışmak zorunda olduğu için , gününü genelde mahallede ki ablaları ve Semih abisigil ile geçirmek zorunda kalırdı. Bu da onda , çocuk aklıyla bir bağlılık oluşturdu. Onları kimseyle paylaşmak istemiyordu. Onları paylaşmamanın en iyi yolu da , onlarla evlenmekti ona göre. Tabi o bu planı yaparken , ortaya büyük bir kaç sorun çıkmıştı.! Barış Alper , Necip , Oğuzhan , Cenk, Hakan ve şimdide Merih piçi.! Ama neyse ki , Arda , Talha ve Kerem'i hâlâ onundu.

Yaban Mersini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin